Su, yaşamın temel yapıtaşıdır ve tüm ekosistemlerin sürdürülebilirliği için vazgeçilmez bir kaynaktır. Ancak, dünya genelinde hızla artan nüfus, sanayileşme ve iklim değişikliği gibi faktörler, su kaynakları üzerindeki baskıyı her geçen gün artırmaktadır. Özellikle Türkiye gibi su stresi yaşayan ülkelerde, suyun etkin ve verimli kullanımı hayati bir önem taşımaktadır. Türkiye, kişi başına düşen yıllık su miktarı açısından değerlendirildiğinde, su stresi yaşayan ülkeler arasında yer almakta ve mevcut eğilimler devam ederse, 2030 yılı itibarıyla su fakiri ülkeler arasına girmesi beklenmektedir.
Furkan Çam
Kıdemli Yazılım Mühendisi
Tarım sektörü, Türkiye’deki toplam su tüketiminin yaklaşık %70’ini oluşturmaktadır. Ancak, geleneksel ve verimsiz sulama yöntemleri nedeniyle bu suyun büyük bir kısmı israf edilmektedir. Örneğin, açık kanal sulama sistemlerinde suyun önemli bir bölümü buharlaşma ve sızıntı yoluyla kaybolmaktadır. Ayrıca, çiftçilerin bitkilerin gerçek su ihtiyacını belirlemeden yaptığı sulamalar, hem suyun hem de toprağın verimliliğinin azalmasına neden olmaktadır.
Çiftçilerin bitkilerin gerçek su ihtiyacını belirlemeden yaptığı sulamalar, hem suyun hem de toprağın verimliliğinin azalmasına neden olmaktadır.
Sanayi sektöründe de benzer bir tablo mevcuttur. Pek çok işletme, su tüketimini etkin bir şekilde izleyememekte ve kontrol edememektedir. Su kullanım verilerinin yalnızca faturalar üzerinden değerlendirilmesi, anlık tüketim analizlerinin yapılamamasına ve dolayısıyla suyun gereksiz yere israf edilmesine yol açmaktadır. Bu durum, hem işletmelerin maliyetlerini artırmakta hem de çevresel sürdürülebilirliği tehdit etmektedir.
Su kullanım verilerinin yalnızca faturalar üzerinden değerlendirilmesi, anlık tüketim analizlerinin yapılamamasına ve dolayısıyla suyun gereksiz yere israf edilmesine yol açmaktadır.
Su sistemlerinde meydana gelen kaçaklar ve anomaliler de önemli su kayıplarına neden olmaktadır. Geleneksel yöntemlerle bu tür sorunların tespiti ve müdahalesi zaman almakta ve maliyetli olmaktadır. Özellikle geniş tarım arazileri ve büyük sanayi tesislerinde, su kaçaklarının manuel olarak tespit edilmesi neredeyse imkânsızdır. Bu da suyun boşa akmasına ve kaynakların hızla tükenmesine sebep olmaktadır.

Su kaynaklarının hızla tükenmesi, sürdürülebilir su yönetimi stratejilerinin önemini artırmaktadır. Doğru ve anlık verilerin sağlanamaması, su kaynaklarının etkin korunmasını zorlaştırmaktadır. Su tüketimi hakkında güvenilir verilerin olmaması, geleceğe yönelik planlamaların yapılamamasına ve suyun yanlış kullanılmasına neden olmaktadır.
IoT cihazlarıyla uzaktan ve gerçek zamanlı müdahale
Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte, Nesnelerin İnterneti (IoT) tabanlı çözümler, su yönetiminde devrim niteliğinde yenilikler sunmaktadır. IoT cihazları, su tüketiminin gerçek zamanlı olarak izlenmesini, analiz edilmesini ve uzaktan kontrol edilmesini mümkün kılmaktadır. Bu sayede, suyun daha verimli kullanılması, kaçakların hızlı bir şekilde tespit edilmesi ve müdahale edilmesi sağlanmaktadır.
Özellikle kırsal ve uzak bölgelerde, internet ve elektrik altyapısının yetersiz olduğu yerlerde, düşük güç tüketimli IoT cihazları büyük avantajlar sunmaktadır.
Özellikle kırsal ve uzak bölgelerde, internet ve elektrik altyapısının yetersiz olduğu yerlerde, düşük güç tüketimli IoT cihazları büyük avantajlar sunmaktadır. Bu cihazlar, uzun pil ömrü ve geniş kablosuz iletişim menzili sayesinde, en uzak bölgelerde bile su sistemlerinin etkin bir şekilde izlenmesini ve kontrol edilmesini sağlamaktadır. Örneğin, LoRa teknolojisi kullanılarak geliştirilen IoT tabanlı akıllı sulama sistemleri, su kaynaklarının verimli yönetimi ve etkinliği konusunda önemli katkılar sağlamaktadır.ResearchGate

Akıllı su yönetimi sistemlerinin faydaları
1. Gerçek Zamanlı Veri İzleme ve Analiz
Akıllı su yönetim sistemleri, su tüketimini anlık olarak izleyerek, kullanıcıların su kullanım alışkanlıklarını detaylı bir şekilde analiz etmelerine olanak tanır. Bu sayede, gereksiz su tüketimi tespit edilerek, tasarruf sağlanabilir. Örneğin, bir tarım işletmesi, bitkilerin su ihtiyacını sensörler aracılığıyla belirleyerek, yalnızca ihtiyaç duyulan miktarda su kullanabilir ve böylece su israfını önleyebilir.
Akıllı su yönetim sistemleri, su tüketimini anlık olarak izleyerek, kullanıcıların su kullanım alışkanlıklarını detaylı bir şekilde analiz etmelerine olanak tanır.
2. Anomali ve Kaçak Tespiti
Sistemler, su tüketimindeki anormal durumları ve kaçakları hızla tespit ederek, kullanıcıları uyarır. Bu erken uyarı mekanizması sayesinde, su kayıpları minimize edilir ve maliyetler düşürülür. Örneğin, bir sanayi tesisinde meydana gelen bir su kaçağı, sistem tarafından anında tespit edilerek, hızlı bir şekilde müdahale edilmesi sağlanır ve büyük çaplı su kayıplarının önüne geçilir.
Bu erken uyarı mekanizması sayesinde, su kayıpları minimize edilir ve maliyetler düşürülür.
3. Uzaktan Kontrol ve Yönetim:
Kullanıcılar, su sistemlerini uzaktan kontrol ederek, sulama zamanlamalarını ve miktarlarını optimize edebilir. Bu özellik özellikle büyük tarım arazileri veya altyapı açısından sınırlı bölgelerde büyük avantaj sağlamaktadır. Örneğin, bir çiftçi sabah tarlasına gitmeden önce telefonundaki kontrol paneli üzerinden sulama vanasını açabilir veya hava durumuna göre sulamayı erteleyebilir. Bu, hem iş gücü maliyetlerini azaltır hem de suyun gereksiz kullanılmasının önüne geçer.
Ayrıca bu sistemler, değişken hava koşulları ve toprak nem verilerini değerlendirerek en uygun sulama takvimini otomatik olarak oluşturabilir.
Ayrıca bu sistemler, değişken hava koşulları ve toprak nem verilerini değerlendirerek en uygun sulama takvimini otomatik olarak oluşturabilir. Yani manuel değerlendirmeye gerek kalmadan, bitkilerin ihtiyacına göre, tam zamanında ve doğru miktarda sulama yapılır.

4. Düşük Güç Tüketimi ile Kırsal Alanlarda Bile Erişilebilirlik:
Türkiye’nin pek çok kırsal bölgesinde internet altyapısı sınırlı, enerji kaynakları ise kesintili olabilir. Bu da akıllı sistemlerin uygulanabilirliği açısından büyük bir sorun teşkil eder. Ancak modern düşük güç tüketimli IoT cihazları sayesinde bu zorluk büyük ölçüde aşılmıştır.
Bu cihazlar, genellikle 5 yıla kadar pil ömrü sağlayan enerji verimli donanımlarla donatılmıştır. Kablosuz haberleşme teknolojileri (örneğin LoRa, NB-IoT ve uydu iletişim sistemleri) ile kırsal bölgelerde 10 kilometreye kadar bağlantı kurulabilmekte, şehir içi alanlarda ise bu mesafe 2 km’ye kadar düşmektedir. Uydu teknolojisi entegre edildiğinde ise mesafe engeli tamamen ortadan kalkmakta ve dünyanın herhangi bir yerinden sistemlere ulaşmak mümkün hale gelmektedir.
Politikalar ve yasal düzenlemeler: Suyun etkin yönetimi için zemin hazır
Akıllı su yönetimi sistemlerinin yaygınlaşması için devlet politikaları ve teşvikler büyük önem taşımaktadır. Türkiye’de bu anlamda son dönemde önemli adımlar atılmıştır. 27 Aralık 2024 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan Su Verimliliği Yönetmeliği, su kaynaklarının sürdürülebilirliği açısından yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendirilmektedir.
27 Aralık 2024 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanan Su Verimliliği Yönetmeliği, su kaynaklarının sürdürülebilirliği açısından yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendirilmektedir.
Bu yönetmelikle birlikte, kamu kurumları ve özel işletmelere su verimliliğini artırmaları yönünde yükümlülükler getirilmiş; suyu verimli kullanan faaliyetler için “Mavi”, “Yeşil” ve “Turkuaz” olmak üzere üç seviyeli Su Verimliliği Belgeleri uygulamaya alınmıştır. Ayrıca tarımda akıllı sulama sistemlerinin kullanımı için devlet destekli teşvik programları oluşturulmuştur. Bu durum, hem üreticileri bilinçlendirmekte hem de teknolojik yatırımları hızlandırmaktadır.
Küresel eğilimler: Su yönetiminde dijitalleşme artıyor
Sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde de suyun dijital yönetimi hızla önem kazanmaktadır. FAO verilerine göre, dünya üzerindeki tatlı su kaynaklarının %70’i tarımsal sulamada kullanılmaktadır. Bu oran Türkiye’de de benzerdir. Ancak, geleneksel sulama yöntemleri nedeniyle bu suyun büyük kısmı verimsiz bir şekilde harcanmaktadır.
FAO verilerine göre, dünya üzerindeki tatlı su kaynaklarının %70’i tarımsal sulamada kullanılmaktadır. Ancak, geleneksel sulama yöntemleri nedeniyle bu suyun büyük kısmı verimsiz bir şekilde harcanmaktadır.
Gelişmiş ülkelerde akıllı su yönetim sistemlerinin kullanımı sayesinde %20 ila %30 arasında su tasarrufu sağlanabildiği rapor edilmiştir (FAO, 2021). Avrupa Birliği üyesi ülkelerde, akıllı sayaç kullanımı ve veri temelli karar destek sistemleri zorunlu hale gelmiş, bu sayede hem maliyetler düşürülmüş hem de su israfı minimize edilmiştir.
Türkiye’nin de bu doğrultuda attığı adımlar, teknoloji tabanlı sistemlerin yakın gelecekte daha da yaygınlaşacağını göstermektedir. Bu durum, özellikle su stresi riski taşıyan bölgeler için hayati önem taşımaktadır.

Geleceğe dönük bir yaklaşım: akıllı sistemler, akıllı yönetim
Suyun geleceği, bugünden atılacak adımlarla şekillenecektir. Sadece teknolojik çözümler geliştirmek yeterli değildir; bu çözümlerin benimsenmesi, uygulanması ve sürdürülebilir şekilde yönetilmesi gereklidir. Akıllı su yönetimi sistemleri, yalnızca bir teknolojik yenilik değil, aynı zamanda bir kültür değişimi anlamına da gelmektedir.
Eğitim, teşvik ve denetim mekanizmaları bu noktada hayati bir rol oynamaktadır.
Bu sistemlerin başarıyla uygulanabilmesi için çiftçilerden sanayi işletmelerine, kamu yöneticilerinden bireysel kullanıcıya kadar herkesin suyun değerini kavraması ve verimli kullanıma katkı sağlaması gerekmektedir. Eğitim, teşvik ve denetim mekanizmaları bu noktada hayati bir rol oynamaktadır.
Dipnot:
Bu yazıda örnek olarak anlatılan akıllı su yönetimi çözümü ve IoT cihazları, sektörde faaliyet gösteren Sumart firmasının geliştirdiği sistemleri temel almaktadır. Detaylı teknik bilgi için bkz: Sumart Akıllı Sulama Sistemleri Teknik Kılavuzu, 2024.