Tıpkı eğitimde olduğu gibi bugün attığınız bilimsel adımların çıktılarını görmek biraz zaman alacaktır. Ancak bu adımların sadece eğitimle ilgili alanlarda olmaması gerektiği sonucuna da ulaşmak mümkün.
…Yeni bir anlayışla öğretmenlerimizi güçlendireceğiz.
… Ülke tarihinde ilk kez böyle bir uygulamaya geçiyoruz. Sonuçlarını kısa sürede alacağımıza eminiz.
… Yabancı dile ehemmiyet gösterilecek…
Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlamaya hazırlandığımız bugünlerde, bazı gazetelerin yıllar içinde eğitimle ilgili çarpıcı (!) haberlerine göz attım. Pek çoğu için duyurulduğu andaki heyecanın büyük olduğunu söylemek mümkün. Peki bu büyük atılımlar, uygulamalar ve adımlar büyük resimde eğitim durumumuzu olumlu anlamda dönüştürdü mü? Ya da eğitimi dönüştürmek için neredeyse çoğumuzun düşündüğü gibi sadece eğitimle ilgili büyük (!) atılımlara mı ihtiyaç var? Bu ilk yazıda, Ulu Önder Mustafa Atatürk’ün bundan tam yüz yıl önce kurduğu ve bize emanet ettiği Cumhuriyet’in 100. yılında eğitim dışı adımlarla eğitimi nasıl dönüştürebileceğimizi ele alacağım.
Türkiye uluslararası eğitim endekslerinde ne durumda?
Genel boyutlarıyla PISA
Eğitim dünyasında olan herkesin PISA’nın ne olduğunu bildiğine eminim. Ama ben yine de genel hatlarıyla PISA’nın ne olduğunu, amacının ne olduğunu, hangi alanlarda ölçme yaptığını, kimler tarafından yürütüldüğünü ve bu ölçmenin hangi okulları kapsadığı hakkında bilgi vermenin uygun olacağını düşünüyorum. İngilizcesi Programme for International Student Assessment olan PISA dilimizde “Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı” olarak kullanılmaktadır. Ekonomik İş birliği ve Kalkınma Örgütü anlamına gelen OECD (Organisation for Economic Co-operation and Development) tarafından üçer yıllık dönemler hâlinde, 15 yaş grubundaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren bir araştırmadır. PISA’da zorunlu eğitimin sonunda örgün eğitime devam eden 15 yaş grubundaki öğrencilerin matematik okuryazarlığı, fen bilimleri okuryazarlığı ve okuma becerileri konu alanlarının dışında, motivasyonları, kendileri hakkındaki görüşleri, öğrenme biçimleri, okul ortamları ve aileleri ile ilgili veriler toplanmaktadır. Bu verilerin toplanmasındaki temel amaç ise öğrencilerin örgün eğitim sırasında edindiği her türlü bilgi ve beceriyi günlük yaşamda ne kadar kullanabildiğini ölçmektir. Ülkemiz de dâhil olmak üzere herkes, ülkelerin sıralamasına odaklansa da aslında PISA, çocuklarımızı daha iyi tanımak, öğrenme motivasyonlarını daha iyi yorumlamak, derslerde gösterdikleri performansları diğer değişkenlerle ilişkilendirmek gibi daha geniş amaçlara sahiptir.
Peki PISA neyi ölçmektedir? Daha önce de belirttiğim gibi 15 yaş grubundaki öğrencilerin matematik okuryazarlığı, fen bilimleri okuryazarlığı ve okuma becerilerinde gösterdikleri performansa odaklanan PISA, bu üç alandaki başarı durumlarını çeşitli değişkenler ışığında incelemektedir. OECD Eğitim Direktörlüğüne bağlı olarak faaliyet gösteren PISA Yönetim Kurulu tüm bu organizasyonun düzenlenmesinden birinci derecede sorumludur. Kullanılan testlerden tutun da öğrenme ortamlarına ilişkin anketlerin hazırlanması ve analizlerin yapılması ve son olarak da raporların hazırlanması hep yönetim kurulunun uhdesinde yürütülmektedir. Hazırlanan raporların ulusal düzeyde çeviri ve uyarlama işlemlerinin yapılması, araştırmanın uygulanması, analizlerin yapılması ve ulusal raporun hazırlanması gibi işlemler ise araştırmaya katılan her ülkede belirlenen ulusal merkezler tarafından gerçekleştirilmektedir. Ülkemizde Nisan ayı içerisinde uygulanan başarı testleri ve anketleri tüm okullarda uygulanmaktadır.
TIMMS: Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırmasının Kapsamı
TIMMS, öğrencilerin matematik ve fen alanlarında kazandıkları bilgi ve becerilerin değerlendirilmesine yönelik bir tarama araştırmasıdır. Uluslararası Eğitim Başarılarını Değerlendirme Kuruluşu-IEA’nın bir projesidir. Dünyadaki en büyük ve en kapsamlı uluslararası öğrenci başarılarını değerlendirme çalışmasıdır. 4. ve 8. sınıf düzeyindeki öğrencilere uygulanır ve dört yılda bir yapılır.
TIMSS, öğrenci başarılarındaki eğilimleri izlemekte ve ulusal eğitim sistemleri arasındaki farklılıkları belirlemektedir. ABD Eğitim Bakanlığı, İngiltere Eğitim Araştırma Kuruluşu, Boston College ve katılımcı ülkeler tarafından finansal olarak desteklenmektedir. TIMSS’in temel amacı, dünya çapında matematik ve fen eğitim öğretiminin gelişmesine yardımcı olmaktır. TIMSS, katılımcı ülkelerin aşağıdaki soruların cevaplarını bulmasına yardımcı olur:
- Öğrencilerimizin matematik ve fende durumu nedir?
- Zaman içinde bu durum iyileşiyor mu?
- Durumumuzu nasıl geliştirebiliriz?
- Diğer ülkelere göre durumumuz nasıl?
- Diğer ülkeler başarının arttırılması konusunda ne yapıyor?
Bu iki araştırmaya göre hangi ülkeler eğitimde daha başarılıdır?
Söz ettiğim endekslere yakından baktığımızda derinlemesine bir analiz yapma şansımız oluyor. PISA değerlendirmesinde en son 2018 yılı sonuçlarının açıklandığını düşünürsek, her üç alanda da başarılı olan ülkeleri aşağıdaki görselden de görebiliriz. Çin, Singapur, Makao, Hong Kong, Estonya, Kanada, Finlandiya, İrlanda, Kore ve Polonya’yı, okuduğunu anlama kategorisi başta olmak üzere hep ilk onda görüyoruz. Diğer alanlar olan matematik ve fen okuryazarlığında da durum pek farklı değil.

Gelelim öğrencilerin uluslararası alanda sıralandığı diğer araştırma verilerini sunan TIMSS’in sonuçlarına. En son 2019 yılına ait sonuçların paylaşıldığı araştırma, 4. sınıf ve 8. sınıf Matematik ve Fen başarı dağılımında farklılık göstermekle birlikte genellikle ilk on sırada bulunan ülkelerin Singapur, Hong Kong, Güney Kore, Tayvan, Japonya, Finlandiya, Letonya, İrlanda, Norveç ve Litvanya olduğunu ortaya koyuyor.


Ülkemizin durumu nedir?
Her iki görselin de işaret ettiği gibi bugünlerde 100. yaşını kutlamaya hazırlandığımız Cumhuriyetimiz bu araştırma sonuçlarına göre eğitim alanında bu önemli yaşa pek de yakışmayan bir yerdedir. PISA 2018 sonuçlarına göre ülkemiz kırkıncı sırada iken, TIMMS sonuçları da farklı sınıflar açısından Türkiye’nin on beşincilikle yirmi üçüncülük arasında yer değiştirdiğini gösteriyor. Bu sıralamanın hiçbirimiz için tatmin edici olmadığını söylemeye gerek yok. Son yıllarda eğitimle ilgili atılan adımlar, yapılan yatırımlar ve harcanan emeklerin böylesine önemli bir yılda da tabloyu çok değiştirmediği sonucuna ulaşabiliriz. Peki hepimizin canını acıtan eğitimle ilgili endekslerdeki bu durumumuzu daha fazla akıllı tahta yaparak, daha çok teknik altyapı sağlayarak veya daha çok bina inşâ ederek mi değiştirebiliriz? Yoksa dünyaya uzaydan hatta daha da yukarıdan bakıldığında ortaya çıkan detaylar gibi bakış açımızı sadece eğitimle sınırlandırmamalı mıyız? Öte yandan sosyal medyada kendisine ithaf edilen ancak benim yaptığım aramalarda künyesine rastlamadığım şu cümle her şeyi ne de iyi anlatıyor.
“En çok hürriyet nerede ise en çok eğitim oradadır.”
M. Audemars
Bu bağlamda, PISA ve TIMMS gibi araştırma endekslerinde başarı gösteren ve diğer ülkelere örnek olan ülkelerin bazı uluslararası endekslerdeki yerini mercek altına alacağım. Bakalım sahibi hakkında çok bilgi sahibi olamadığım ama doğruluğuna inandığım bu sözde olduğu gibi diğer endekslerde başarı göstermek eğitimdeki başarıyı garanti altına alıyor mu?
Peki diğer endeksler ne diyor?
Eğitimi dönüştürmek için eğitim dışı endekslerdeki sıralamaları düzeltme fikrini yıllar önce izlediğim bir filmden aldım. Benim kuşağımın en önemli filmlerinden biri olan Karateci Çocuk, annesiyle yeni taşındığı mahalledeki çocuklar tarafından zorbalığa uğrayan Daniel LaRusso’nun hikayesini anlatıyor. Böylesine bilimsel verilerin havada uçuştuğu bir yazıda seksenli yılların bir filminin ne ilgisi var diye düşünseniz de yanılıyorsunuz. Anlatayım: Filmde okuldaki çocuklar tarafından sürekli zorbalığa mahkûm olan ve dayak yiyen kahramanımız, kendisine karate öğretmeyi kabul eden Bay Miyagi tarafından eğitime alınıyor. İşe bakın ki ilk eğitimde de Bay Miyagi’nin evinin bulunduğu bahçenin çitlerini cilalaması ve bahçede bulunan birbirinden değerli arabaları temizlemesi ve parlatması gerekiyor. Önceleri karate öğrenmeye adanmışlıkla bu işi pek önemsemeyen Daniel, ilerleyen zamanlarda bu işten sıkılıyor ve Bay Miyagi’ye isyan ediyor. Bunun üzerine Bay Miyagi de ona yumruk ve tekme atarak kendisini savunmasını istiyor. Karate adına hiçbir şey öğrenmediğini düşünen Daniel de cilala ve parlat hareketleri sayesinde karatenin altın kuralı olan kendini savunma konusunda çok büyük bir adım attığını fark ediyor. Daniel’in başka bir amacı varken yaptığı tüm hareketlerin faydasını görmekte pek de geç kalmıyor. İşte tıpkı bu örnekte olduğu gibi biz de eğitimi dönüştürmek için ülkemizin eğitim dışı endekslerdeki sıralamasına odaklanmalıyız. Peki bu endeksler hangileridir?
Hukukun Üstünlüğü Endeksi
Dünya Adalet Projesi kapsamında ülkeleri hukuki değerlere saygı anlamında sıralayan Hukukun Üstünlüğü Endeksi, 2012 yılından beri düzenli olarak yayımlanmaktadır. En son 2022 yılında açıklanan veriler, 140 farklı yargı alanında 154.000’den fazla hane ve 3.600 hukukçu ve uzmanın değerlendirmeleriyle oluşturuluyor. Aşağıdaki görselde görüldüğü gibi ilk üç sırayı Danimarka, Norveç ve Finlandiya oluşturuyor.

Basın Özgürlüğü Endeksi
Basın Özgürlüğü Endeksi, 180 ülkede basın özgürlüğünün durumunu değerlendirmek için Sınır Tanımayan Gazeteciler tarafından yıllık olarak hazırlanan bir rapordur. İlkinin 2002 yılında yayımlandığı rapor, çeşitli değişkenler açısından ülkeleri mercek altına alıyor ve “iyi durumda” ile “çok ciddi sorunları var” aralığında bir değer veriyor. Hukukun Üstünlüğü Endeksinde olduğu gibi 2023 yılında da yine Norveç, Finlandiya, Danimarka, İsveç, Hollanda’yı üst sıralarda görüyoruz.

Yolsuzluk Algısı Endeksi
Yolsuzluk Algısı Endeksi (Corruption Perceptions Index – CPI), uluslararası düzeyde yolsuzluk algısını ölçmeye yönelik bir endekstir. Bu endeks, dünya genelindeki ülkelerin ve bölgelerin yolsuzluk düzeyini değerlendirmek için kullanılır. Her yıl yayımlanan bu endeks, hükümetlerin, iş dünyasının ve sivil toplumun yolsuzlukla mücadeledeki çabalarını ve etkinliğini ölçmeyi amaçlar. Yolsuzluk Algısı Endeksi, genellikle 0 ile 100 arasında bir ölçekte ifade edilir. 0 en yüksek yolsuzluk algısını, 100 ise hiç yolsuzluk algısı olmadığını temsil ediyor. En son 2022 yılında açıklanan endeks verilerine göre; Danimarka, Finlandiya, Yeni Zelanda, Norveç, Singapur, İsveç, İsviçre ve Hollanda en üst sıralarda bulunuyor.

Küresel İnovasyon Endeksi
İnovasyon yeteneklerini ve performansını değerlendiren bir endekstir. GII, İsviçre merkezli olan Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO), Cornell Üniversitesi ve INSEAD iş okulu tarafından ortaklaşa hazırlanan ve her yıl yayımlanan bu endeks, ülkelerin inovasyon ekosistemlerini ve kapasitelerini ölçmeyi amaçlıyor. GII, bir dizi göstergeyi kullanarak ülkelerin inovasyon yeteneklerini değerlendirir. Bu göstergeler arasında Ar-Ge harcamaları, bilimsel yayınlar, patentler, eğitim sistemi, iş dünyası yenilikleri ve teknoloji transferi gibi faktörler bulunur. Bu göstergeler, ülkelerin inovasyon performansını ve potansiyelini belirlemeye yardımcı olur. Geçtiğimiz yıl açıklanan endeks sonuçları, İsviçre, ABD, İsveç, Birleşik Krallık, Hollanda, Kore Cumhuriyeti, Singapur, Almanya ve Finlandiya’nın bu sıralamada en çok inovasyon üreten ülkelerin başında geldiğini gösteriyor.

Dünya Mutluluk Endeksi
Dünya Mutluluk Endeksi (World Happiness Report), Birleşmiş Milletler tarafından her yıl yayımlanan bir rapordur ve dünya genelindeki ülkelerin mutluluk seviyelerini ölçmeyi amaçlar. Bu endeks, ekonomik performansın ötesine geçerek insanların yaşam kalitesini ve mutluluğunu değerlendirmek için kullanılır. Dünya Mutluluk Endeksi, bir dizi göstergeyi kullanarak ülkelerin mutluluk seviyelerini sıralar. Bu göstergeler arasında gelir düzeyi, sosyal destek, sağlık hizmetleri, eğitim, özgürlükler, güvenlik ve düşünce özgürlüğü gibi faktörler bulunur. Endeks, bu göstergelerin bir araya getirilmesiyle hesaplanır ve ülkeleri mutluluk seviyelerine göre sıralar. Bu sıralamanın üst sıraları bu yıl şu şekilde oluşmuştu: Finlandiya, Danimarka, İsviçre, İzlanda, Hollanda, Norveç, İsveç, Lüksemburg ve Yeni Zelanda.

Kısa bir değerlendirme
Jeoloji alanındaki bilimsel çalışmalarına ek olarak Türkiye’nin son yıllarda keşfettiği en önemli değerlerden biri olan A. M. Celal Şengör, Hasan Ali Yücel’in üzerine kaleme aldığı “Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanması” isimli eserinde, özgürlüğün bilimin çocuğu, doğal olarak aklın da çocuğu olduğunu belirtiyor. Yukarıda bulunan endekslerin pek çoğunda en üstlerde bulunan ülkelerin eğitim alanındaki başarıları acaba bir tesadüf mü? Elbette değil. Bu ülkelerin büyük çoğunluğu başta insan hakları olmak üzere hürriyetle eş değer tutulan sayısız değer konusunda dünyaya örnek olacak uygulamalara sahiptir.
Hukukun Üstünlüğü Endeksi | PISA 2018 | TMMS 8. Sınıf Matematik |
Danimarka | 18 | – |
Norveç | 23 | 15 |
Finlandiya | 10 | 14 |
İsveç | 17 | 16 |
Hollanda | 16 | – |
Yukarıdaki tabloda da görüldüğü gibi Hukukun Üstünlüğü Endeksinde ilk sıralarda olan ülkelerin PISA ve TMMS sıralamaları da kötü değil.
Basın Özgürlüğü Endeksi | PISA 2018 | TIMMS 4. Sınıf Matematik |
Norveç | 23 | 11 |
Danimarka | 18 | 21 |
İsveç | 17 | 24 |
Estonya | 5 | – |
Finlandiya | 10 | 19 |
Basın Özgürlüğü Endeksine göre en üst sıralarda bulunan ülkelerin PISA ve TIMMS 4. Sınıf matematik başarı sıralamasında en başaralı ülkeler arasında olduğunu söylemek mümkün.
Yolsuzluk Algısı Endeksi | PISA 2018 | TIMMS 4. Sınıf Fen Bilimleri |
Danimarka | 18 | 22 |
Finlandiya | 10 | 6 |
Yeni Zelanda | 15 | 34 |
Norveç | 23 | 8 |
Singapur | 2 | 1 |
Bu tablo da bize diğer iki tablodaki benzer bir durumu gösteriyor. Özellikle Yolsuzluk Algısı Endeksinin ikinci ve beşinci sırasında bulunan Finlandiya ve Singapur, eğitim alanındaki başarılarıyla öne çıkan iki ülkedir.
Küresel İnovasyon Endeksi | PISA 2018 | TMMS 8. Sınıf Fen Bilimleri |
İsviçre | 22 | – |
İsveç | 17 | 6 |
ABD | 25 | 34 |
İngiltere | 14 | 8 |
Güney Kore | 7 | 1 |
Ülkelerin ürettikleri inovasyonun sıralandığı endeks bulguları özellikle İsveç, İngiltere ve Güney Kore’nin inovasyonla eğitim arasındaki korelasyonu göstermesi açısından önem arz ediyor.
Dünya Mutluluk Endeksi | PISA 2018 | TMMS 4. Sınıf Matematik |
Finlandiya | 10 | 19 |
Danimarka | 18 | 21 |
İzlanda | 31 | – |
İsviçre | 22 | – |
Hollanda | 16 | 14 |
Dünya Mutluluk Endeksi verileri, üst sıralarda bulunan ülkelerin eğitim konusunda da kendilerini ilgili endekslerde başarılı olarak konumlandırdıklarını gösteriyor.
Eğitim niye sadece eğitim değildir?
Tüm bu verilerin ışığında futbolla özdeşleşen o meşhur cümleye varıyoruz sanki. 1994 yılında Simon Kuper tarafından yazılan “Futbol Asla Sadece Futbol Değildir” isimli kitapta futbolun göründüğü kadar masum olmadığını çarpıcı örnekler paylaşılıyor. Türkiye’de futbol ve eğitim arasındaki benzerliği fark etmemek mümkün değil. Dünyanın en başarılı teknik direktörlerinin bile üst üste alınan birkaç mağlubiyetten sonra işlerine son verilebiliyor. Halbuki oyun planlarını oluşturmak ve istenen seviyeye gelmek sabır gerektiren bir süreçtir. Tıpkı eğitimde olduğu gibi bugün attığınız bilimsel adımların çıktılarını görmek biraz zaman alacaktır. Ancak bu adımların sadece eğitimle ilgili alanlarda olmaması gerektiği sonucuna da ulaşmak mümkün. Her ne kadar sıralamalardaki bazı ülkeler genel eğilimin dışında bir seyir izlese de yazının başında ifade edildiği gibi sadece eğitimle ilgili yatırımlar başarıya ulaşmamızı sağlamayacak.
Son söz
Devlet sınavını kazanarak Almanya’da arkeoloji öğrenimi gören Türk arkeolog Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal, “Türkiye’nin Kültür Sorunları” isimli eserinde, “Kültürlü müyüz?” başlıklı kısa bir bölümde geçerliliğini hâlâ koruyan müthiş tespitler yapıyor. Dünyada gökten zembille inen ne mimarlık ne heykelcilik ne de herhangi bir başka kültür yaratısı olduğuna işaret ediyor. Ulusal kültürün ancak ve ancak ulusal güçle, çalışmayla, hevesle, merakla ve çabayla geliştirilebileceğinin üzerinde duruyor. Son olarak da ülkemizde batılılaşma adımının neden başarılı olamadığına dair tespitlerini sıralıyor. Bu tespitlerden belki de en önemlisi bu yazının genel argümanını büyük oranda destekliyor. Ülkemizde yetişen sayısız arkeoloğun hocası olduğu için “Hocaların hocası” olarak anılan Akurgal, batılılaşmanın önündeki en büyük engellerden birinin düşünce özgürlüğündeki eksiklik olduğunu ifade ediyor. Özgürlükçü toplumlarda laikliğin, bilimin ve sanatın büyük oranda olumlu etkilenmesinin bir sonucu olarak eğitim de kendi payına düşeni alıyor. Hem de fazlasıyla…
Kaynaklar
Akurgal, E. (2018). Türkiye’nin Kültür Sorunları. Kırmızı Kedi Yayınevi: İstanbul.
Kuper, S. (1994) Futbol Asla Sadece Futbol Değildir. İthaki Yayınları: İstanbul.
Şengör, A. M. C. (2015). Hasan Ali Yücel ve Türk Aydınlanması. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları: İstanbul.
2018 PISA Sonuçları. https://www.oecd.org/pisa/PISA-results_ENGLISH.png
2019 TIMMS Sonuçları. https://timssandpirls.bc.edu/timss2019/
2022 Yolsuzluk Algısı Endeksi. https://www.transparency.org/en/cpi/2022
2022 Küresel İnovasyon Endeksi. https://www.wipo.int/global_innovation_index/en/2022/
2022 Hukukun Üstünlüğü Endeksi. https://worldjusticeproject.org/rule-of-law-index/
2023 Basın Özgürlüğü Endeksi. https://rsf.org/en/index
2023 Dünya Mutluluk Endeksi. https://worldhappiness.report/