İnsanlığın bugünlere gelene dek bilgiyi keşfetme, anlama ve kullanma süreçlerinin kaydı olan bilim tarihi; dünyadaki var olan hemen hemen her şey gibi sinemanın konusu olmuştur. Dinamik bir anlatım gücü ile sinema; bilim insanlarının kişisel hikayelerini, bilim tarihinde etik ve ahlaki tartışmaların merkezinde yer alan hususları, bilimsel gelişmelerin toplumsal ve politik bağlamlarını, bilimsel süreçlerin ve yöntemlerin nasıl işlediğini anlatmaya çalışır. Sözün özü, bilim tarihinin beyaz perdeye yansıması bizlere geçmişin bilimsel başarılarını, bu başarıların arkasında ve sonrasındaki zorlukları ve hepsinden öte insanlık hikayelerini aktarmaya çalışır. Bu minvalde çekilmiş filmler bilimi daha erişilebilir, anlaşılır ve ilham verici kılarken aynı zamanda eğlenceli ve eğitici bir deneyimi ortaya çıkarır. Bugüne dek çekilmiş bilim tarihi konulu filmlerden bir seçki sunuyorum sizlere.
Hazırlayan: Tarık Emre Karagül
A Beautiful Mind (2001)

Sylvia Nasar’ın A Beautiful Mind isimli John Nash biyografisinden esinlenerek çekilmiş aynı adı taşıyan film Ron Howard tarafından beyaz perdeye taşınmıştır. 1940’lı yıllar ile 1990’lı yıllar arasındaki süreci ele alan film ve Nobel Ekonomi Ödüllü John Nash’in Nobel Ödülü’ne uzanan yolculuğu ve şizofreni ile mücadelesini anlatmaktadır. Film zihinsel sağlık konusunda farkındalık yaratırken aynı zamanda matematiksel dehanın zorluklarını gözler önüne sermektedir.
“Belki de güzel bir zihne sahip olmak iyi bir şeydir ancak bunda daha büyük bir yetenek vardır: güzel bir kalbi keşfetmek.” -John Nash
The Imitation Game (2014)

Andrew Hodges’in Alan Turing: The Enigma isimli Alan Turing biyografisinden esinlenerek çekilmiş ve The Imitation Game ismini taşıyan film Morten Tyldum tarafından beyaz perdeye taşınmıştır. 1930 ile 1945 yılları arasında gerçekleşen II.Dünya Savaşı dönemini ele alan ve Alan Turing’in Almanların Enigma kodunu kırmak için verdiği mücadeleyi anlatmaktadır. Film, Alan Turing’in zekasını beyaz perdeye aktarmaya çalışırken aynı zamanda dönemin homofobi tutumlarını ve bireysel trajedilerini de aktarmaya çalışmıştır.
“Tabii ki makineler insanlar gibi düşünemez. Bir makine ile bir insan farklıdır. Bundan dolayı da farklı düşünürler. Asıl ve ilginç olan soru ise şu: Bir şeyin sizden farklı düşünmesi, onun düşünmediği anlamına mı gelir?” -Alan Turing
The Theory of Everything (2014)

Jane Hawking’in Travelling to Infinity: My Life with Stephen isimli Stephen Hawking biyografisinden esinlenerek çekilmiş ve The Theory of Everthing ismini taşıyan film James Marsh tarafından beyaz perdeye taşınmıştır. Ünlü fizikçi Stephen Hawking’in yaşamını konu alan film, Hawking’in gençlik yıllarından başlayarak, ALS hastalığı ile yaşamını ve bilimsel başarılarını anlatmaktadır.
“Stephen Hawking: Bir kitap yazacağım.
Jane Hawking: Ne hakkında?
Stephen Hawking: Zaman hakkında.
Jane Hawking: Zaman mı?
Stephen Hawking: Zamanın doğası nedir? Hiç sona erecek mi? Zamanda geriye gidebilir miyiz? Bir gün bu cevaplar bize dünyanın güneşin etrafında dönmesi kadar aşikâr, belki de bir kaplumbağa kulesi kadar saçma gelebilir. Sadece zaman, biz böyle diyoruz.”
Hidden Figures (2016)

Margot Lee Shetterly’nin Hidden Figures: The American Dream and the Untold Story of the Black Women Who Helped Win the Space Race isimli kitabından esinlenerek çekilmiş ve Hidden Figures ismini taşıyan film Theodore Melfi tarafından beyaz perdeye aktarılmıştır. Soğuk savaş döneminde geçen film NASA’da çalışan üç Afroamerikan kadının, ırkçılık ve cinsiyet ayrımcılığı ile mücadele içerisindeyken uzay yarışında oynadığı kritik rolü anlatmaktadır.
“NASA’da mühendis olmayı hedefliyorum ama bunu tamamen beyazlardan oluşan lisede ders almadan yapamam ve derimin rengini de değiştiremem. Bu yüzden ilk olmaktan başka çarem yok, bunu da siz olmadan yapamam efendim. Sayın Yargıç, bugün dinleyeceğiniz onca davadan hangisi bundan yüz yıl sonra önemli olacak? Hangisi sizi ilk yapacak?” -Mary Jackson
Oppenheimer (2023)

Kai Bird ve Martin J. Sherwin’in American Prometheus isimli Oppenheimer biyografisinden esinlenerek çekilmiş ve Oppenheimer ismini taşıyan film Christopher Nolan tarafından beyaz perdeye aktarılmıştır. II.Dünya Savaşı’nda ilk nükleer silahların geliştirilmesinde rol oynayan Amerikalı fizikçi J. Robert Oppenheimer’ın hayatını ve atom bombasının geliştirilmesini anlatmaktadır. Film, bilimin etik sorunlarına dayanırken aynı zamanda güç ve sorumluluk arasındaki ince çizgiye dair bir inceleme de sunmaktadır.
“[Oppenheimer’a] Seninle tek ortak noktamız: Matematiği küçümsememiz.” -Albert Einstein