Toplumun sürdürülebilirliğinde ihtiyaç olan nesilleri yaratmak için çoğu kuralın üzerine kurulduğu ilişki durumu değişirse ne olur? Yani insanlar cinsel ihtiyaçlarını birbirleriyle değil de, yapay zekâya sahip androidler ile karşılamaya başlarlarsa.
Yapay zekânın hayatımıza ağırlıklı olarak gireceği ve bazı insanları işinden edeceği yıllardır konuşuluyordu. Sonunda girdi ve eyleme girişti ama yapılan tahminlerden çok farklı bir biçimde. Önce pilotların, şilep kaptanlarının, inşaat mühendislerinin, röntgen mütehassıslarının, eczacıların vb. işini elinden alacağı düşünülürken, o ilk salvoda ressamları, sinema artistlerini, şarkı sözü yazarlarını, seslendirmecileri, kod ve senaryo yazarlarını hedefe koydu. O ana kadar kendisini rahat hisseden birçok sektörde panik başlarken, yapay zekâ sürecinin hızı da, en iyi teknoloji takipçilerini bile korkutacak seviyeye geldi.
Geleceğin sektörünün yapay zekânın geliştirilmesi olduğu ortak kabul gördüğünden, bu konu üzerinde birçok şirket çalışıyor ve arama motoru konusunda olduğu gibi, bu şirketlerin büyük bir kısmı batacak. Yani çok rakipli bir yarışta, büyük paraların kaybedilmesi kabullenilerek, kulvarlar satın alınıyor, dev bir savaş veriliyor.
Bu arada şöyle bir ön kabul de var: Yapay zekâ hiçbir zaman tarafsız olmayacak. Her zaman en fazla geliştirmiş olanın yapay zekâsı kullanılırken, bu yapay zekâ, belirli sınırlar dâhilinde onu geliştirenin tarafını tutacak ve onun değerleri üzerinden hesaplama yapacak ama bu ayrı bir yazı konusu.
Yapay zekâyı hepimiz, körün fili tarif edişi gibi, dokunduğumuz yerinden tanımlamaya çalışıyoruz. Peki bu yapay zekâ ile ne iş yapılacak?
“Nesnelerin interneti, otonom sistemler, otomatik cevapçılar vs vs vs vs.”
Bunların hepsi var ve limitli bir seviyede de olsa çalışıyor zaten. Demek ki bu yatırımın altında daha başka bir şeyler var.
Bloomberg’in haberine göre[1], Jef Bezos ve Nvidia, insansı robot girişimini finanse etmek için Open AI’ye katıldı. Figure AI, İntel, Samsung ve Amazon’dan da yatırım alıyor. Değeri 2 milyar dolar olarak biçilen şirket, 675 milyon dolar yatırım aldı.
Elon Musk ise yıllık hissedarlar kurulu toplantısında[2] Tesla’nın insansı robot pazarının %10’unu almayı ve yılda 1 milyar robot üretmeyi hedeflediğini söyledi.
Teoride bu robotların yaratılma sebebi, insanların çalışamayacağı ya da çalışmaması gereken ama zorunluluktan dolayı çalıştığı yerlerde, onların yerini alması. Depolarda, madenlerde, lağım vb gibi işlerde, yüksek gerilim hatlarında, deniz dibinde, toksik ortamlarda hatta uzay madenciliğinde. Evet, tamam da, bunlar için insan şeklinde olması gerekmiyor bu robotların.
Ona da bir kulp bulunuyor tabi. Yaşlı bakımı, şoförlük, garsonluk, polislik, hâkimlik-avukatlık, doktorluk, hemşirelik, sekreterlik, öğretmenlik ve dadılık gibi konularda, robotların insansı olması çok daha iyi olacakmış. İnsanlar daha az ürkecekmiş.
Robot, daha doğrusu android yani insana benzeyen robot kavramı, çok eskiden beri var. “Robot” adının “serf” anlamına geldiğini, bir Çek bilim kurgu yazarı Karel Čapek’in 1920 yılında yazdığı R.U.R. – (Rossum’s Universal Robot) isimli eserde anıldığını bu konularla ilgilenen hemen herkes biliyordur sanırım. Ben, ilk robot tanımlamasına, İlyada’da rastladım.
“Efendilerine yardım ediyordu iki altın uşak
Bunlar benziyordu canlı kızlara
Akıl vardır onların içinde
Sesleri vardır onların, güçleri
Ölümsüz tanrılar vermiştir onlara iş görme gücü
Efendilerinin yanında gidiyordular seke seke
Hephaistos seğirtti böylece Thetis’in olduğu yere “[3]
Edebiyattan sinemaya geçersek, insansı robota ilk rastladığımız örnek, Maschinenmensch[4] olur. Tabi ardından Terminatör, Blade Runner, Westworld dizisi ve kişinin zevkine göre daha birçokları da anılabilir. Bu yazının yazılış sebebi için bizim hatırlamamız gereken film ise, Ex Machina.
İnsansı robot yıllarca android adıyla anıldı ama Google’ın yaptığı işletim sistemi o denli yaygınlaştı ve dile dolaştı ki, “android” kelimesinin anlamı kaydı. Aslında android kelimesi “Eski Yunanca insan kelimesinden türetilmiş olup insansı gibi bir anlam ifade eder. Zeki canlı varlıklar tarafından yapılmış insansı makinelere verilen addır.”[5]
İlk android, filmler dışında, Asimo ile hayatımıza girmişti. Defalarca Türkiye’ye gelen Honda yapımı Asimo’nun beceriksizce yürüyüşünü görmek için heyecanla beklenilmişti. Şimdilerde ise heyecan FIGURE[6], PHOENIX[7], DIGIT[8],ATLAS[9], H1[10], OPTIMUS GEN[11] vs arasındaki yarışı kimin önde bitireceği konusunda. Sonuçta, öncelikle askeri amaçlı olarak gerçekleştirilecekmiş gibi duruyor. Öyle görülüyor ki, her ülkenin – biraz eksik, biraz fazla- kendi robot askerleri olacak ve kendi aralarında savaşacaklar. Bizi ilgilendiren, yani sosyal hayatın dibine kibrit suyu ekecek olan insansı robotlar ve onlar da, bu asker robotlar olmayacaklar.
“Toplumlar, iki cinsin birlikte olma kuralları üzerinden yürür” desek, çok da hatalı bir tanım yapmamış oluruz. Peki, toplumun sürdürülebilirliğinde ihtiyaç olan nesilleri yaratmak için çoğu kuralın üzerine kurulduğu ilişki durumu değişirse ne olur? Yani insanlar cinsel ihtiyaçlarını birbirleriyle değil de, yapay zekâya sahip androidler ile karşılamaya başlarlarsa.
Cinsel amaçlarla üretilen androidlerle ilk karşılaşan neslin kolayca benimseyip benimsemeyeceği bir tartışma konusu olabilir ama androidlerin kullanımına doğan nesil bunu çok daha doğal karşılayacaktır. Tıpkı cep telefonu ya da internetin olmadığı zamanı düşünemeyen çocuklar gibi olacaklar. Çocukluğunda bakıcılığını yapmış bir androidin bir başka modelinin ergenlik döneminde kız ya da erkek arkadaşı olması, o kuşağa hiç de olanaksız ya da saçma gelmeyecektir. Üstelik bu partnerin cinsellik dışında işlevlerinin olması, en azından ilk aşamada, toplumun onun cinsellik konusundaki işlevini görmezden gelmesini kolaylaştıracaktır ama bu, androidlerin toplumun temelinde yarattığı etkiyi değiştirmeyecektir. Cinsel ihtiyaçların kolayca, kimseyle muhatap olmadan, sırdaş bir partnerle çözülebilir olması, toplum için hiç de kolay çözülebilecek, üstesinden gelinebilecek bir problem değil.
“RealDoll adlı seks mankeni markasının sahibi Abyss Creations şirketinin yöneticisi Matt McMullen, BBC muhabirine yeni ürünleri olan Harmony’i tanıtırken “Satın alanlar onun bir seks oyuncağından çok daha fazlası olduğunu fark etmeye başladı” diyor ve ekliyor: “Evlerinde bir varlık var ve onun için bir kişilik hayal ediyorlar. Yapay zekâ, insanlara bu kişiliği yaratacak araçları veriyor.
Seks robotunun kişiliği, akıllı telefon ya da benzeri bir araçla yüklenen bir uygulama ile belirleniyor. Kullanıcılar kaprisli, sinirli veya sevgi dolu gibi çok sayıda kişilik seçeneğinden birini yükleyebiliyor.[12]”
“Yükleyebiliyordu”. Çünkü bu bölümün alındığı röportaj, BBC ile, 2017 yılında yapılmıştı. Robotun o dönemdeki yapay zekâ ile kişileri tanıma özelliği olan tipi 10 bin, standart tipi ise 5 bin dolardı. Sonra birden ortadan kayboldu Harmony. Bu tarihten sonraki birçok yazı/inceleme/röportajda, seksbotlar için 2030 yılı, hedef olarak verildi. Hatta 2050 projeksiyonlarında, %50 üzeri kullanım ihtimali bile konuşuldu.
Özgürce yaşanılan cinselliğin önünde iki önemli engel vardır – gerçek engellerden söz ediyoruz. Toplumsal ya da dinsel kuralların koyduğu kısıtlamalardan değil –; hastalık ve hamilelik riski. İkisi de çok önemli problemler. Örneğin Cumhuriyet kurulduğunda, ülkenin en önemli sağlık problemlerinden birinin frengi olduğunu, pek kimse dillendirmez. Hatta Kemal Tahir’in “Köyün Kamburu[13]” romanındaki Çalık’ın babası Parpar Ahmet de frengilidir.
Diğer bir risk ise hamilelik problemidir. Prezervatifler alınan zevki azalttığı için, doğum kontrol hapları bir sürü problemi tetiklediği için, rahim içi araçları kilo değişimlerinde etkisiz kalabildiği ve sayılan bütün araçlar, hamilelik riskini yüzde yüz önleyemediği için, risk taşımaktadır. Hamile kalınması durumunda kürtaj ise hem fiziksel hem de ruhsal açıdan iyileşmeyecek yaralara sebep olabilmektedir.
Yapay zekâ ile donatılmış bir seksbot, bu ihtimalleri daha başından sileceği için, en azından hormonal rahatlama açısından büyük bir kolaylık, güvenlik ve hijyen sağlayacaktır.
Sonuçta, mekanik ve elektronik aksamın (belki bir miktar da organik, şu anda net söylemek zor) birleşiminden söz ediyoruz. Bu bize, ahlaksal olarak bugüne kadar düşünmediğimiz ya da toplumsal baskılardan dolayı düşünmemeyi yeğlediğimiz yeni alternatifler sunuyor.
“İnsan ve insan” ilişkisinin söz konusu olmadığı bir düzeyden, “insan ve eşya” ilişkisinden söz ediyoruz. Seksbotlar piyasaya sürüldükten sonra şu ya da bu sebeple yaygınlaşan android genelevlerini reddetmeniz, binlerce yıldır süregelen cinsellikteki kadın sömürüsünü de kabul etmeniz demektir. Hatta bu durum, sizi cinsel sömürünün savunucusu durumuna getirecektir.
Cinselliğin duygusal açıdan güçlendirilmiş bir yapay zekâ ile donanmış androide doğru yönelmesi, sanatta da değişim yaratacaktır. Özellikle, edebiyatta etkisi büyük olacaktır. Aşk olgusu, kabuk değiştirerek, sadece insanlar arasında yaşanan biyolojik bir konu olmaktan çıkacaktır. En azından bazıları için.
Önce çok pahalı ve elit bir ürün olmasına rağmen, zaman içinde fiyatı, rahat ulaşılabilir hale gelecektir. Kitleye ilham kaynağı olacak kişilerin buluşla ilgilenmeleri, zaten merak objesi olan nesneyi daha da ilgi çekici kılacaktır. Oscar/Cannes/Altın Ayı törenine androidi ile katılan aktör ya da aktrisler, hiç istemeden (!) internete düşen ünlü-android yatak odası görüntüleri vb. magazin programlarının baş köşesine oturacak, seksbotlardan kurulan haremler, lümpen burjuvanın hayat hedeflerinden biri haline gelecektir. İlk yıllar (3 – 5 yıldan uzun süreceğini zannetmiyorum) Bugatti klasmanında yer alan androidler önce Mercedes sonra da Fiat klasmanına düşecektir. Tabi her zaman ekstra üstün modeller olacaktır ama biz geniş halk kitleleri için olanlardan bahsediyoruz.
Bu konuda, genel bir erkek önceliği olacaktır. Hem paraya yakınlık hem de kültürel kabuller buna olanak sağlayacaktır. Hatta ilk dönemlerde, kapıları parça değişimi ile farklı yöne açılan buzdolapları gibi, kadın istenip erkeğe dönüşen ya da teoride başka bir iş için yapılmışken bu işlevi de üstlenen androidler beklenebilir. Partner değişimleri ve ortak sahiplenmelerin de gerçekleşeceği muhakkaktır.
Bu konuda en çok yaralanacak şeylerden biri de, din olacaktır. Çünkü din, cinselliği kontrol eden bir olgudur. Daha doğrusu hazları. Böyle büyük ve karşılıksız bir haz bollaşması karşısında, dinlerin tarafsız kalmayacağını düşünüyorum. Önceleri çok ciddi biçimde karşı koyacak, bunun dine uygun olmadığını, yasaklanması gerektiğini söyleyecek ve bunun için uğraşacaklardır. Mastürbasyonu bile yasaklamaya çalışan ve niteliksiz çoğunluk isteyen dinlerin, böyle bir rahatlama durumu için önayak olacaklarını hiç zannetmiyorum. Peki başarılı olabilecekler mi? Çok küçük bir kitle için olabilir ama din sayesinde hayatlarını refah içinde sürdüren kitlenin, bu konuyu, dinin kurallarını esneterek, içine alacağını düşünüyorum. Ülkemizde televizyon yayınları ilk başladığında, evine televizyon aldığı için evden çıkarılan bir aile tanımıştım. Evlerinde televizyon olacağı için, kendilerine kiralık ev verilmeyen aile de. Şimdi her tarikatın kendisine ait en az bir televizyonu var.
Toplumdaki cinsel beklenti açısından, ilk karşılaşmalar çok önemlidir. Her karşılaşma için, sanki çok ötelere gidebilecekmişçesine hazırlık yapılır. Cinsellik bazlı androidler çıktıktan sonra bu da, en azından belirli bir kesim için, evrimleşmesi kesin olan şeylerden biri.
Cinsel görev yüklenen androidlerin yaşamın içinde kolayca rastlanabilir hale gelişiyle, belirli bir kitle, zaten ümitsizce ya da zorlukla gerçekleştirdiği özbakımdan biraz daha uzaklaşacaktır. Bazıları, iş dışında kendi özel alanlarından çıkmayacak, mümkünse işini evden yapacak, daha izole hayatlara gidilecek, belki de birbirlerine dokunmayan canlılar haline geleceklerdir. Gerçi, en azından ilk aşamada, bunların toplumun % 5-10’undan fazla olacağına inanmıyorum. Tabi bu konudaki her şey teorik ve tahmine dayalı. Ben %10 derim, bir başkası %3 diğeri %20. Diğer kitlelerde, özbakım bu kitle kadar düşmese de, en azından bir kısmında, karşı cins için harcanan vakit azalacaktır. Bu artık zaman nereye yönlenecek? Bu yönlenmenin bile, toplumsal yaşamda bir çalkantı yaratacağı muhakkak.
Önemli olan, cinselliğin öncülüğünde başlayan bu etkinin ardıl dalgaları. Çünkü ardıl dalgalar, bugünkü kapitalist düzenin birçok noktasındaki çiviyi sökecek nitelikte.
Cinselliğe böylesi kolayca uzanılınca, değişen harcamalar neler olacaktır? Bir kere erkekler, en azından bir kısmı, kendilerini kadınlara beğendirmek için para harcamayı bırakacaklardır ki bu, (androidler dışındaki) ekonomiyi oldukça zora sokacaktır. Bunun yanında “kadınlar erkekler için değil, birbirleri için makyaj yapar, giyinir, estetik ameliyat yaptırır” söylemlerinin de gerçekliği hakkında fikir sahibi olunabilecektir.
Bir android düşünün, eve geldiğiniz anda kral ya da kraliçesiniz. Kapı açıldığı an güler yüzle ve enerjik bir biçimde karşılanıyorsunuz. Arka tarafta muhteşem bir sofra kurulmuş ya da masaj için masa hazırlanmış, sizi bekliyor. Sabahtan tembih ettiğiniz her şeyi unutmadan yerine getirdiği gibi, ihtiyaç duyabileceğiniz şeyler hakkında da önlem almış. Hep güler yüzlü, hep alttan alıyor. Tabi bu alttan almalar sizin sinirinize dokunmadığı sürece. Yapay zekâsı sizin o an öfkeli bir durumunuz varsa onu düzeltmek, en ideal yolu bulmak üzere ayarlanmış. Fabrika ayarları bu ama tabi ki siz, bu ayarları da değiştirebilirsiniz.
Bir müddet sonra eşiniz-sevgiliniz-partneriniz-androidiniz-robotunuz yapay zekâ sayesinde sizi analiz edip, hiç hata yapmadan, en hoşlanacağınız biçimde davranmaya başlayacaktır. Jest ve mimiklerinizi analiz ederek, her halinizi anlayıp, ona göre davranan, hatta şiddet uyguladığınızda bile (ki bu özellikle dişi android partnerlere sahip erkeklerde gözükmesi yüksek ihtimalli bir durum) size duruma göre sevecen davranacak ya da yaptığı analize göre size zarar vermeyecek şekilde karşı koyacaktır. Karakterinizi tam anlamıyla çözdüğü için androidiniz (tek alabilecek ekonomik durumda olduğunuzu varsayıyoruz), bir süre sonra sizin asla vazgeçemeyeceğiniz birisi/bir şey haline gelecektir.
İnsanlar nesnelerle ilişki kurmayı, onlara karakter atamayı sever. Arabalarına, bilgisayarlarına hatta kalemlerine bile isim koyar ve onlarla duygusal bağ kurar. 2. “Terminatör” filmindeki gibi 1.5 saatte, senarist ustalığıyla kurulan bağlardan bahsetmiyoruz. Gerçek zaman diliminde, hiç tanımadığı bir metal parçası bile, insana bağ kurdurtabiliyor. Kaçınız “Boston Dynamics”in robotuna tekme atıp onu deviren adama birazcık olsun sinirlenmediniz? Kaçınız “Her” filmindeki Siri benzeri Scarlett Johansson seslendirmeli programın Joaquin Phoenix’i terk edişine “Aman, bu adam gerizekâlı. Altı üstü birkaç yüz yonganın 1 – 0’ı yüzünden üzülecek mi şimdi?” dedi? Ki, fiziksel olarak ilişki kurabildiğiniz bir android, yapay zekânın yardımıyla, filmlerdekilerden çok daha kopmaz bağlar kuracaktır.
Yapay zekâ ile güçlendirilmiş androidler anneler için, evdeki baba figürü olarak da çok işe yarayacaktır. Örneğin ekonomik özgürlüğünü kazanmış bir kadının, doğuracağı çocuk için, isteklerini kusursuzca yerine getiren, çocuğuna mükemmel babalık yapabilecek androide sahipken, çocuk üzerinde hak iddia edecek bir baba yerine suni döllenmeyi tercih etmesi, uzak bir ihtimal değil. Hele de yavrusunu oluşturacak sperm, genetik problemi olmayan, normalin üzerinde zeki bir erkekten alınacaksa. Üstelik bu kadın kendisini metali pahasına koruyacak, kolaylıkla feda edebilecek, kendisine asla ihanet etmeyecek, çocuğuyla yüzüstü bırakmayacak partneri kesinlikle bulmuşsa bu ihtimal iyice güçlenecektir.
Bu, bir iki nesil içinde, benzer yöntemi uygulamayan ülkelerle bu ülke arasındaki IQ makasını açacaktır. Tesisatçının bile IQ’sunun 120 olacağı bir ülke ile yarışamazsınız ama bu da bir başka yazının konusu.
Aile kurmak isteyen erkekler ve kadınlar ne olacak? Kuşkusuz aile kurabilecekler ama en iyi ihtimalle bile 20 – 30 yıl sonra, herkesin hayatında küçük ya da büyük bir kısmı kapsayan “androidle beraberlikler” yaşanacak. Bir kadınla birlikte yaşama fikrine sıcak bakmayıp, çocuk sahibi olmak isteyen erkekler de, gerekli şartları yerine getirebilirlerse ve mental/fiziksel olarak uygunlarsa, yumurta havuzlarından onlar için seçilmiş bir yumurta onların spermiyle döllenecek, yapay rahimdeki büyüyüşünü görebilecekler ve baba olabilecekler. Ya da belki onlar için “tamagotchi[14]” benzeri, parçaları değişerek büyüyen androidler yapılacak, bilemiyoruz. Bildiğimiz tek şey, 50 yıl önceden bugüne getirilen insanın yaşayacağı kadar şaşkınlığı bizim 20 yıla varmadan yaşayacağımız.
Hem fiziksel hem de ruhsal olarak doyum sağlayan bu android partnerler, var olan dünyamızdaki birçok kuralı ve bugün kurallarıyla yaşadığımız sosyal hayatı paramparça ederek, yetiştirildiğimiz kalıplardan dolayı pek de öngöremeyebileceğimiz yarının kapılarını açacaklar.
Kısaca özetlersek: Yapay zekâ dünyayı değiştirirken, ekonomik temelleri sarstığı için toplumsal ve sosyal düzende bir değişim yaşanmayacak, toplumsal düzeni değiştirdiği için ekonomik düzen yeniden yaratılacak.
[1] https://www.bloomberg.com/news/articles/2024-02-23/bezos-nvidia-join-openai-microsoft-in-funding-humanoid-robot-startup-figure-ai
[2] https://www.businesstoday.in/technology/news/story/elon-musk-teases-price-of-tesla-optimus-robot-says-everyone-will-want-one-433312-2024-06-14
[3] Homeros – İlyada– Can Yayınları 12. Baskı
[4] Metropolis – Fritz Lang – Babelsberg Stüdyoları
[5] Wikipeida
[6] Amerika
[7] Kanada
[8] Amerika
[9] Amerika – Boston Dynamics
[10] Çin
[11] Amerika – Tesla
[12] https://www.bbc.com/news/technology-39859939
[13] Kemal Tahir – Köyün Kamburu – İthaki Yayınları
[14] WiZ’den Akihiro Yokoi ve Bandai’den Aki Maita tarafından oluşturulan el tipi dijital evcil hayvan