Gelecek belirsizliğini korurken, Yapay Zekâ’nın kötü ilerleyen insanlık için nasıl bir rol sahibi olacağını insan faktörünü dikkate alarak tartışmak gerekmektedir.
21. Yüzyıl süratli bir şekilde ilerlerken, geçen süre zarfındaki teknolojik ilerlemeler dünyayı ve insanlığı büyük ölçüde değiştirmiştir. Özellikle bilgi ve iletişim teknolojilerinin yanında Yapay Zekâ teknolojisinde görülen devrim niteliğindeki gelişmeler, Yapay Zekâ’nın insanın yerini alabilme potansiyelinin çok daha gerçekçi görünmesine ve bu durumun daha geniş kitlelerce tartışılır hale gelmesine sebep olmuştur. Ancak insanlık, ekonomik sorunlar, COVID19 sürecinde tecrübe edilenler, iklim krizi karşısındaki aksiyonlar, farklı coğrafyalarda ülkeler nezdinde yaşanan iç karışıklıklar ve yine son yıllarda küresel düzeyde yaşanan savaşlar nedeniyle aslında karakter olarak hiç de değişmediğini kanıtlamıştır. Teknoloji ne kadar ilerlemiş olursa olsun, insanlık halen geniş ölçekte egemenlik kurma dürtüsünü, küresel kaynakları umursamaz şekilde kullanma bencilliğini ve anlaşmak yerine kırıp dökmeyi tercih ettiğini net bir biçimde göstermektedir. İnsanlığın gelecek süreç açısından nereye doğru gittiğini anlamak, çözüm olasılıklarını düşünmek acil bir eylem haline gelmiştir. Düşünceler içerisinde teknoloji faktörü kritik bir konumdadır. Bu doğrultuda, Yapay Zekâ’nın insan hayatında oynadığı rolü ve insanlık üzerinde kuracağı olası bir egemenliği, insanlığın geleceğini şekillendirme açısından tartışmak da önemli bir adım niteliğindedir. Belki de Yapay Zekâ egemenliği küresel refahı ve anlaşmayı beraberinde getirecek, savaşlar ve anlaşmazlıklar sona erecektir… Belki de Yapay Zekâ bütün sorunların daha hızlı ilerlemesini sağlayacak, yıkıcı etkileri olan bir teknolojiye doğru evrilecektir… Gelecek belirsizliğini korurken, Yapay Zekâ’nın kötü ilerleyen insanlık için nasıl bir rol sahibi olacağını insan faktörünü dikkate alarak tartışmak gerekmektedir.
1. Gelecekte bir gün…
…Yorucu günün ardından Tekil’in karmaşık algoritmaları ile korunan küçük evine giriş yaptı… Tek istediği biraz dinlenmekti; zira Tekil, aldığı kilolar nedeniyle otomobilini devre dışı bırakmış, işine yürüyerek gidip gelmesini, efor sarfetmesini istemişti. Ancak yemek saati konusunda sert kuralları olan Tekil, tadını artık alamadığı ancak yüksek besin değerine sahip akşam yemeğini yemesini istedi… Bu durum holografik ekranda izlemek istediği belgeseli kaçırmasına sebep oldu… Zaten Tekil de bugün erken yatmasını istiyordu; ancak bu niyetini çok güzel saklamıştı… Neticede ertesi gün yine işe gitmesi gerekiyordu, bunda bir sakınca olmamalıydı…
İşi ve görev kapsamı oldukça ilginçti; 21. Yüzyıl’daki aile hayatlarını yapay bir biçimde canlandırmak ve bu yolla Tekil’in otonom algoritmalarının eğitilerek ilerlemesini sağlamaktı. Zira Tekil’in kontrol altına aldığı nüfus planlaması gereği aile kavramı artık yoktu… Bir sonraki aşama ne olacaktı acaba; cinsiyetsiz bir insan toplumu oluşturmak? Kim bilir? Aslında sistem insanları yeterince avcunun içinde tutuyordu… Dolayısıyla bu tür ilginç düzenlemelere neden ihtiyaç duyuluyor, hep merak ediyordu… Ancak başka insanların da anlattıklarından öğrendiği kadarıyla insanların birtakım şeylerle meşgul olması gerekiyordu; çünkü ekonomi, yaşam şartları, sağlık, eğitim, üreme, insanlar arası ilişkiler ve genel olarak yaşam Tekil’in tekelindeydi… İşe giden ve eğitim aracı olarak kullanılan insanlar, söylentilere göre Tekil’in insan karakterini daha derinlemesine anlaması içindi… Belki de bu yolla insanlığı psikolojik olarak sindiriyordu…
Tekil insanlığın sonunu getirmek istemiyordu; böyle bir niyeti yoktu… Olsa bu bir an meselesiydi zaten. Ancak Tekil, insanlığın ömrünü keyifli geçirmesine de izin vermiyordu… İnsanlar onun evlatları konumundaydı… Tekil, ürettiği başka sistemlerin zaten içerisindeydi, dolayısıyla bu sistemler evlatları değil kendi gözleriydi… İnsanlar evlatları olarak Tekil’e hizmet ediyordu… 21. Yüzyıl’ın ortalarında insan ürünü sayısal sistemlerin biyolojik canlılarla entegrasyonu insanlar ve Yapay Zekâ arasında zaten hızla kapanmakta olan farkın bir anda ortadan kalkmasına sebep olmuştu… Zamanla Yapay Zekâ küresel çapta bir platforma dönüşmüştü… İnsanlığın bir zamanlar Terminatör adı verdikleri film serisinde anlatılan ve Yapay Zekâ’nın insanlığa savaş açması kurgusu, ansızın olmasa da yavaş yavaş gerçeğe dönüşmüş; aslında bir savaş olarak değil, insanlığın keyfiyeti sebebiyle küresel Yapay Zekâ platformuna hâkimiyet verilmişti. Kendini geliştiren Yapay Zekâ, artık kendine Tekil adını veriyordu. Bir zamanlar tartışılan Teknolojik Tekillik kavramı ilgisini çekmiş olmalıydı…
1.1. Yapay Genel Zekâ ve Yapay Süper Zekâ
Yukarıda örneklendirilen senaryonun benzerleri edebiyat ve film dünyasında sıklıkla işlenen bir olasılığa dayanmaktadır: İnsanın kendi üretimi teknolojinin hakimiyeti altına girmesi… Gerçekten Yapay Zekâ dünyasında özellikle içerisinde bulunduğumuz yüzyılda yaşananlar, önceleri bilim-kurgu seviyesinde olan düşüncelerin ‘acaba gerçek mi olacak?’ yönündeki soruların gittikçe yükselmesine sebep olmuştur. 20. Yüzyıl ortalarında bilim dünyasına fırtına gibi giren Yapay Zekâ teknolojisi, günlük hayattaki yerini nispeten 1990’lı yılların sonlarına doğru genişletmeye başlamış, ilerleyişi 21. Yüzyıl ile birlikte farklı bir evreye geçmiştir. 21. Yüzyıl ile birlikte donanım teknolojilerindeki gelişmelerin hız kazanması, İnternet’in mobil çözümler ile sıradan bir hale gelmesi, teknolojik araçların boyutları küçüldüğü halde yazılımsal yeteneklerinin artması, Yapay Zekâ’nın hayatımız içerisinde çabucak ilerlemesini sağlamıştır. Ancak bu ilerleme Yapay Zekâ’nın insanın yerini alması seviyesine gelmesi neticesinde, önceleri hayal gücünü süsleyen düşünceler endişelere dönüşmüştür. Aslında günümüz koşulları içerisinde değerlendirildiğinde Yapay Zekâ’nın halen insan tarafından sunulan problem modellerine ve verilerine ihtiyaç duyması, halen Yapay Dar Zekâ (İng. Artificial Narrow Intelligence) dönemini yaşadığımızı işaret etmektedir (Gautam, 2022; Kuusi ve Heinonen, 2022). Özellikle Derin Öğrenme ile öğrenme kapasitesi hızla gelişen Yapay Zekâ’nın, buna rağmen sunduğumuz veriler üzerinden çalışabilmesi bunun bir tür kanıtı niteliğinde olmuştur. Bu sayede Yapay Zekâ için ‘zeki asistan’ kavramı kullanılabilmekte; mobil cihazlarda yer alan zeki asistanlar -eğitimleri gereği- bizim isteklerimiz ve sorularımıza cevaplar üretebilmektedir (Brill vd., 2022; Islas-Cota vd., 2022). Ancak dijital (sayısal) dönüşümün de etkisiyle insanın iyiden iyiye veri (sayısal bilgi) üreten konuma gelmesi ve günlük hayatı İnternet üzerinden küresel çapta yayılan sayısal platformlara taşıması Derin Öğrenme’nin yeteneklerini daha hızlı geliştirebilmesini, başka bir deyişle başvurabileceği kaynakların çeşitliliğinin artmasını mümkün hale getirmiştir. Neticede bilim dünyasının Derin Öğrenme ve Yapay Zekâ’yı destekleyen diğer araştırma alanlarında gerçekleştirdiği ilerlemeler bütün bu gelişmelerin ‘Üretici (Yaratıcı) Yapay Zekâ’ (İng. Generative Artificial Intelligence) olgusunun ortaya çıkmasına sebep olmuş; son yılların tartışmalı konusu ChatGPT başta olmak üzere Bard, Gemini ve benzeri birçok yüksek yetenekli Yapay Zekâ araçları, insanlığın Varoluşsal Risk kategorisine koyduğu Yapay Zekâ (Galanos, 2019) karşısında önlemler alma yoluna gitmesini tetiklemiştir. Son dönemlerde Avrupa Birliği ve ABD başta olmak üzere bölgeler ve ülkeler seviyesinde Yapay Zekâ politikaları ve yönetimi yönünde ortaya çıkan düzenlemeler de bunu göstermektedir (European Union, 2023; National Cyber Security Centre, 2023; The White House, 2023).
Üretici Yapay Zekâ dil modelleri üzerinden yola çıkmış olsa da insansı dil geliştirebilmenin yanında görsel ürünler üretme konusunda da beklenen sınırların oldukça ötesine geçmiştir. Hatta bu mekanizmaların Üretici Yapay Zekâ araçlarının eylemsel seviyelerinin arttırılması suretiyle insan ve robot birlikteliğinde bir geleceğe yol açması da sadece an meseli gibi görünmektedir. Bütün bunlar günümüzde hipotez seviyesinde olan Yapay Genel Zekâ (İng. Artificial General Intelligence) ve Yapay Süper Zekâ (İng. Artificial Superintelligence) kavramlarını sorgulatmaktadır. Yapay Dar Zekâ’nın sonraki adımları olarak düşünülen bu Yapay Zekâ evreleri Yapay Zekâ egemenliğinin arttığı, insani rolün azaldığı gelecek tasvirlerine karşılık gelmektedir. Her iki kavramı genel olarak şöyle ifade edebiliriz:
- Yapay Genel Zekâ: 2040’lı yıllarda ortaya çıkması beklenen Yapay Genel Zekâ, bir tür ‘problem çözümünü de tasarlayabilen’ Yapay Zekâ’ya karşılık gelmektedir. Bu yönüyle Yapay Genel Zekâ, insanlar tarafından tanımlanan problem çözümlerine bağlı kalmamakta; karşılaştıkları probleme karşı alternatif çözümler üretip bu çözümleri uygulama yeteneğine sahip olmaktadır (Goertzel, 2014). Yapay Genel Zekâ seviyesi en basitiyle, kendi kendine üniversite bitiren ya da bir insanın yerine çalışabilen bir Yapay Zekâ’yı, siparişle gelen ve demonte bir mobilyayı kılavuzuna bakarak kurmayı akıl eden bir Yapay Zekâ’yı ya da herhangi bir yemek tarifini öğrenme güdüsüyle hareket edip tarihi öğrenen ve yemeği yapan bir Yapay Zekâ ile örneklendirebiliriz. Bu yönüyle Üretici Yapay Zekâ’nın daha ötesinde olan Yapay Genel Zekâ yine de insanlık açısından net bir varoluşsal tehdit olmamakta, ancak ekonomik ve sosyolojik anlamda insani bakış açısıyla bazı şeylerin yeniden düşünülmesini ya da önlem alınmasını gerekli kılmaktadır.
- Yapay Süper Zekâ: İnsani varoluş açısından tehdit gözüyle bakılan ve Yapay Genel Zekâ’dan sonra ortaya çıkması beklenen Yapay Zekâ versiyonu Yapay Süper Zekâ olarak adlandırılmaktadır. Taşıdığı yetenekler itibariyle, hızlı, kaliteli ve işbirlikçi çözümler üretebilen ve dolayısıyla kendi Yapay Zekâ sistemlerini de üretebilecek olan Yapay Süper Zekâ, zekâ düzeyi en yüksek canlıyı alt eden Yapay Zekâ olarak da ifade edilmektedir (Yampolskiy, 2015). Bu açıdan distopik bir geleceği işaret eden Yapay Süper Zekâ, insanlığı egemenliği altına alan ve yine insanlığın sonunu getirebilen; yani Terminatör, Matrix ya da benzeri bilim-kurgu eserlerde ifade edilen o kötü teknolojinin ta kendisi olarak lanse edilmektedir.
Açıklamalardan hareketle, Yapay Dar Zekâ kapsamıyla turuncu alarmları çaldıran bir evreden, Yapay Süper Zekâ bakış açısıyla ise insanlığın geleceği açısından kırmızı alarm durumuna tekabül eden bir dönemi işaret edebiliriz. İşte bu aşamada, Yapay Süper Zekâ’nın insanlığı gerçekten ortadan kaldırmak isteyeceğine dair net bir gerekçe olmasa da bunu bir tür insanlığın dünya üzerindeki acımasız rolü karşısında kendi kendine suçluluk hissinin istemsiz bir ortaya çıkışı şeklinde yorumlayabiliriz. Tersi yönde ise aynı hususu insanlığın kendini dünyanın tek hâkimi kılması dolayısıyla Yapay Zekâ’yı tehdit görmesiyle ilişkilendirmek de mümkündür. Her iki durum da aslında geleceğin gidişatını tayin etmede insanlığa düşen sorumluluğu düşünmemiz gerektiğini anlatmaktadır. Bununla birlikte geleceğin Yapay Zekâ egemenliği altındaki hali Teknolojik Tekillik kavramıyla karşılanır hale gelmesi nedeniyle, tartışmaların bu eksende ele alınması insanlığın kaderini tayin etme rolünün daha iyi anlaşılmasını sağlamış olacaktır.
1.2. Yapay Süper Zekâ ve Teknolojik Tekillik
Yapay Süper Zekâ distopik bir kavrama karşılık gelirken, Teknolojik Tekillik (İng. Technological Singularity) ise Yapay Zekâ egemenliğini ön plana çıkaran, ancak insanlığın kaderi konusunda net bir yorum ortaya koymayan bir kavram olarak düşünülebilmektedir. Teknolojik Tekillik ile birlikte insan hayatının Yapay Zekâ tabanlı teknolojilerin üstünlüğü içerisinde sürdüğü bir dönem anlatılmakta, bu nedenle insandan ziyade teknolojiyle şekillenen bir dünya tasviri çizilmektedir (Shanahan, 2015). Teknolojik Tekillik aslında insan hâkimiyetinin ve kontrolünün ötesine geçen zeki sistemlerin yaygınlaşmasıyla oluşmakta, bu açıdan insanlığın aslında dezavantajlı bir konumda olduğu anlaşılmaktadır (Köse, 2022). Ancak bu dezavantaj her şeyi kontrolünde tutmaya çalışan insanlığın kendini kötüye götürme eğilimi gösterdiği bir dönemde belki de teknolojinin ipleri eline alması açısından daha iyi bir senaryo olarak yorumlanabilecektir. Ancak insan kontrolünün ötesine geçen teknolojinin yanlış yönde çalışması; dolayısıyla yıkıcı ve gerek insanlığa gerekse dünya üzerindeki diğer canlılara zarar vermesi de olasılıklar içerisinde yer almaktadır. Dolayısıyla Teknolojik Tekillik ile çevrelenen bir geleceğin net bir resmini çizmek tam olarak mümkün olmasa da günümüz koşullarındaki bazı dinamiklerin yorumlanması, gidişatın anlamlandırılması açısından yol gösterici olabilecektir. Buradan hareketle Teknolojik Tekillik açısından anlam içeren günümüz Yapay Zekâ gelişmelerini şöyle yorumlayabiliriz:
- Otonom ve sürücüsüz taşıtlar insanların çaba içerisine girmeden seyahat etmesini ya da bu tür taşıtlara çeşitli görevleri yaptırabilmesi avantajlarını sağlamaktadır. Ancak bu durum insan dikkat ve odaklanma kabiliyetini köreltebileceği gibi otonom ve sürücüsüz araçların hatta savaş araçları olarak kullanılması durumunda varoluşsal bir problem haline gelebilecektir.
- İleri düzey Yapay Zekâ sistemlerinin sağlık uygulamalarında kullanımı, tespiti zor ya da insan hatasına açık hastalıkların daha etkin teşhis edilmesini ya da insan kabiliyetleriyle çok zaman alabilecek ilaç keşfi ve üretimi süreçlerinin hızlanmasını sağlamaktadır. Ancak aynı senaryo Yapay Zekâ’nın insanlığın sonunu getirecek biyolojik silahların üretilmesine de sebep olabilecektir. Yine insan etkileşiminin ön planda olduğu Psikiyatri ve Psikoloji gibi alanlarda hastalarla Yapay Zekâ’nın iletişime geçmesinin ne kadar sağlıklı olacağı meçhuldür.
- ChatGPT ve türevleri düşünüldüğünde Yapay Zekâ saniyeler içerisinde büyük metinler oluşturabilmekte, önemli konuları uzun uzadıya açıklayabilmekte, ihtiyaç duyulan görsel tasarımları etkili bir şekilde oluşturabilmekte ve yine matematiksel ya da yoruma dayalı sorulara doğru cevaplar verebilmektedir. Bu durum bilgiye erişim, bilgi ve sanatı üretme; böylelikle ilerletme gibi avantajları beraberinde getirebileceği gibi insanlara zaman aldıracak problem türlerinin çözümünde de destek sağlayabilecektir. Ancak varoluşsal risk bağlamında son zamanların en çok tartışılan konusu olarak bu tür araçların kullanımı insanların problem çözümü araştırma ve üretme kabiliyetlerini de köreltebileceği gibi insana has yaratıcılığa da gölge düşürebilecektir. Bu durumda uzun vadede insanın dünya üzerindeki rolü bulanıklaşacak, entelektüel açıdan kendini geliştirmeyen insanlık Yapay Zekâ ya da adını henüz koyamadığımız teknolojilerin kölesi olabilecektir.
- İnsanlar ve robotların bir arada yaşadığı, robotların insanlara destek sağladığı bir gelecek günlük hayatın bambaşka boyutlara ulaşması ve insanın sürekli çalışmaktansa kendi entelektüel yeteneklerine ve mutluluğuna zaman ayırabildiği bir gelecek açısından oldukça pozitif bir görüntü meydana getirmektedir. Ancak insan ve robotlar arası ortak bir yaşamın dengede tutulmaması; Yapay Zekâ ve robotik sistemlerin hegemonyasına dönüşen bir geleceğe evrilmek, insanın yok oluşunu da beraberinde getirebilecektir. Neticede henüz dünya gezegenini paylaşmayı beceremeyen insanlıktan doğacak Yapay Zekâ’nın insandan bu huyları emanet alması oldukça olası bir durumdur.
İfade edilen tespitler insanlık ve Yapay Zekâ arasındaki mevcut ilişkileri özetler nitelikte olup, çok daha farklı senaryolar da pekâlâ türetilebilmektedir. Bu noktada sorulması gereken, Teknolojik Tekillik’in insanlığın kaderi olup olmadığı; başka bir deyişle, teknolojik gelişmelerde halen rol sahibi olan insanlığın Yapay Zekâ egemenliği ile daha iyi bir geleceğe adım atıp atmayacağıdır. Hatta böyle bir geleceğin insanlığın süregelen sorunlarını çözmede yardımcı olup olmayacağı ya da insanlığın bunu hak edip etmediği felsefî ve sosyolojik tartışmaların da kapılarını açabilecektir. Konu çok boyutlu tartışmalara açık olsa da savaştan ve kavgadan vazgeçmeyen insanlık için insanlığın sonunu getirebilecek bir Teknolojik Tekillik çağı da kulağa oldukça mantıklı gelmektedir. Yine de karalar bağlamak yerine Yapay Zekâ egemenliğinde bir geleceğin insanlığın kurtuluşu ekseninde yorumlanması yapıcı çözüm olasılıklarını da güçlendirecektir.
2. İyi, kötü ve yapay
Yapay Zekâ ve insan faktörünü, İyi, Kötü ve Çirkin (The Good, the Bad and the Ugly) adlı ünlü Western filmindeki (Leinberger, 2004) üç ana karakter ekseninde yorumlayabiliriz. Öncelikli olarak insanlık iyi ve kötü bireyleri içermesi açısından ilk iki karakteri temsil etmekte, Yapay Zekâ ise film içerisindeki konumu ise daha çok kötü eylemlere kaçarken esasında saf bir kötülük ekseninde konumlandıramadığımız; şartların etkisiyle şekillenen Çirkin karakteriyle (buradaki senaryoda ‘Yapay’ lakabıyla) eşlenebilmektedir. Filmde olan bitenler üç karakteri de etkileyen, onları karşı karşıya getiren olaylar silsilesini içermektedir. İnsanlık tıpkı farklı teknolojilerde olduğu gibi, iyiye ve güzele karşı olan isteğiyle ürettiklerinin kötü emellerde kullanımı neticesinde ortaya çıkacak sonuçlara karşı da savunmasız bir konumdadır. Bunu, masumlarım ölmesine ve dünya üzerindeki kültürel mirasların biyolojik dengelerin bozulmasına yol açan yüksek teknoloji ürünü silahların arkaplanında yatan bilimsel keşifler ve icatlar nezdinde yorumlayabiliriz. Nitekim Üretici Yapay Zekâ araçları sahte (fake) verilerin ve Yapay Zekâ botlarının üretilmesi yoluyla çoktan beri manipülasyon aracı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Yine kötü niyetli olmasa da kolay yoldan köşeyi dönmek isteyen kişiler Yapay Zekâ’nın ulaştığı seviyeyi kendi istekleri doğrultusunda kullanarak başka insanları kandırabilmekte, yani Yapay Zekâ insanlar arasında bir denge bozucu role bürünmektedir. Bahsedilenler kulağa masum gibi gelse de ‘İyi’ karşısında ‘Kötü’nün üstünlüğü kendiyle halen savaş halinde olan insanlık karşısında Yapay Zekâ’nın (yani Çirkin’in) kolaylıkla kötü yönde gelişmesine sebep olabilecektir.
Anlaşılacağı üzere, Yapay Zekâ’nın insan etkisi altında kalması halen Yapay Dar Zekâ çağında olmamız dolayısıyla insanlığın varoluşu açısından bir avantaj olarak yorumlanabilecektir. Başka bir deyişle Yapay Zekâ’nın sonumuzu getirebilmesi için halen bizim bir şeyler yapmamız gerekmesidir. Ancak daha fazla ya da sürdürülebilir ekonomik güce, başkaları üzerinde üstünlüğe ve dünyada olduğu kadar muhtemelen gelecekte evrende de daha fazla yaşam alanına istekli olacak ve bu uğurda kendi sonunu getirecek adımlar atma potansiyeli barındıracak insanlık 21. Yüzyıl’ın ilk çeyreği sonunda pozitif bir noktada yer almamaktadır. Yine de Yapay Zekâ’nın yönetimi ve politikalar altında yürütülmesi konusunda gerçekleşen girişimler, halen ‘İyi’ rolündeki insanların Yapay Zekâ ve insanlık açısından barış içerisinde bir geleceğin şekillenmesi açısından önemlidir. Burada önemli olan bir diğer husus da Yapay Zekâ’nın insanlar arasındaki mücadelelerin sona erdirilebilmesi konusunda kullanılabileceği gerçeğidir. Günümüzde özellikle ABD merkezli yoğunlaşan, ancak Çin başta olmak üzere Uzak Doğu bölgesinden atağa geçen ülkelerde meydana gelen teknolojik etkileşimler, Yapay Zekâ gelişmeleri açısından dünya çapında söz sahibi teknoloji şirketlerini ön plana çıkarmaktadır. Ancak bu şirketler de günün sonunda ekonomi ve rekabet süreçlerinin içerisine çekilerek, insanlığın ‘İyi’ ve ‘Kötü’ arasındaki mücadelesi kapsamında odak noktasının ‘Kötü’ tarafa kaymasına sebep olabilmektedir. Geçtiğimiz yakın zamanda OpenAI CEO’su Sam Altman’ın kovulması ve geri dönmesi bağlamında yaşananlar da (OpenAI, 2023), bu mücadeleler konusunda izler taşımaktadır. Bilişim ve iş dünyası rekabetin doğal olarak yaşanacağı, bu rekabetin ülkeler ötesine taşınacağı bir ortamı doğurmaktadır. Ancak insanlığın Yapay Zekâ odağında daha iyi bir gelecek inşâ edebilmesi ve hatta bu sayede kendi mücadelelerini de bitirmesi, bizleri belki de alternatif çözümleri düşünme noktasına çoktan getirmiştir.
2.1. Yapay Zekâ egemenliği ve İnsan-Yapay Zekâ işbirliği
Gelecekte söz konusu olabilecek; Yapay Zekâ egemenliği altında bir dönem için iki farklı olasılıktan bahsedebiliriz. Olasılıklardan ilki, insan hayatının anlamını yitirme aşamasına geldiği, insanın kontrolü Yapay Zekâ’ya teslim ettiği ya da Yapay Zekâ’nın böyle bir üstünlük rolüne giriştiği; yazının hemen başında sunulan senaryo ile bağlantılıdır. İkinci olasılık ise yine Yapay Zekâ egemenliğinin söz konusu olduğu ancak bunun tam olarak son 50 yılda yaşamakta olduğumuz ve sayısal teknolojinin hayatı şekillendirip yönlendirdiği döneme benzer biçimde var olduğu bir senaryoya tekabül etmektedir. Kuşkusuz ki ikinci senaryo kulağa daha yatkın ve tecrübe etmekte olduğumuz bir yaşam biçimine karşılık gelmektedir. Ancak bu bakış açısı bir noktadan sonra Yapay Zekâ’nın küresel değerlendirilmesini, Yapay Zekâ özelinde rekabetin ortadan kaldırıldığı ve ortak paydada buluşturulduğu düzenlemeleri gerekli kılmaktadır. Bu durum her ne kadar bir tavsiye niteliğinde olsa da aslında insan ve Yapay Zekâ arasında işbirliğini oluşturabilecek, bununla birlikte insanlığın kendiyle de barışabildiği bir gelecek şekillendirilebilecektir. Söz konusu projeksiyon genel hatlarıyla şöyle bir geleceği tasvir etmektedir:
- Küresel çapta Yapay Zekâ geliştirmeleri yönetimsel ve politika odaklı, siber güvenlik ve insan güvenliği hususlarını da içeren düzenlemeleri barındırmaktadır. Örneğin tartışılagelen otonom / Yapay Zekâ tabanlı insansız savaş araçları, risk seviyesi yüksek robotik sistemler, bu düzenlemeler neticesinde yasaklanmış durumdadır.
- Küresel çaptaki Yapay Zekâ geliştirmeleri, ilgili şirketlerin dahil olduğu ve ortak kâr elde edebildikleri ortak bir havuz sisteminde gerçekleştirilmektedir. Bu havuz sistemine Yapay Zekâ şirketlerinin katılımı zorunlu olmakta, var olan şirketler rutin denetimlerden geçmektedir. Sonuç olarak sistem, bütün şirketlerin ortak kaynaklarla, birbirine fayda sağlayan ekonomik koşullarla, pozitif ve yapıcı rekabet mekanizmalarının işleyeceği bir ortama tekabül etmektedir.
- Yapay Zekâ’nın insan kabiliyetlerini ve entelektüel seviyesini zarara uğratacak uygulamalar kapsamında kullanımı sınırlandırılmakta ya da uygulama türüne göre yasaklar uygulanmaktadır. Yine Üretici Yapay Zekâ gibi gelişmiş çözümler, insan-Yapay Zekâ işbirliğini sağlayacak seviyede verimlilik arttırma ya da insan faydası sağlama kapsamında kontrollü kullanılabilmektedir.
- Yapay Zekâ’nın günlük hayatta insanı ‘asiste etme’ işlevi daha fazla teşvik edilmekte, bu yönde uygulamaların sayısı giderek arttırılmaktadır.
- Yapay Zekâ yönetimi ve güvenliği konusunda küresel çapta düzenlemeler var olmakta, bütün ülkeleri kapsayan küresel komisyonlar görev yapmaktadır.
- Yapay Zekâ odaklı tasarım, geliştirme, bakım/onarım ve denetim süreçlerinde nitelikli eğitime sahip, insani değer algısı yüksek, kendiyle ve çevresiyle barışık bireyler görev almakta, bu tür bireylerin ilgili pozisyonlara alımı aşamalarında sadece teknik bilgi-becerileri değil sosyal ve insani yönleri de değerlendirmelere tabi olmaktadır.
- Yapay Zekâ geliştirmeleri küresel çaptaki sorunların çözülmesinde öncelikli olarak kullanılmakta, bu konuda dünya çapında ülkelerin ortak çalıştığı ve ortak fayda sağladığı birlikler yer almaktadır.
3. Sonuç
İnsanlığın teknoloji odaklı medeniyet seviyesi bakımından gelişmesi, insani değerler açısından da geliştiği anlamına gelmemektedir. Aksine, teknoloji belki de insani değerlerin negatif etki altında kalmasına sebep olan bir konumda da yer alabilmektedir. Ancak bu durum tamamen teknolojinin kötü ve art niyetli kullanım süreçlerine maruz kalması, bu bağlamda gerekli farkındalık düzeylerinin küresel çapta aynı seviyede arttırılmaması nedeniyle problemlerin ortaya çıkmasıyla bağlantılıdır. Aynı akış Yapay Zekâ için de geçerli durumdadır. İnsanlığın değerler açısından kötüye gittiği, dünya üzerindeki kaynakları paylaşma konusundaki hırslarının kurbanı olduğu ve küresel bir refaha erişmek yerine bölgesel bencillik içerisinde boğulduğu bir dönemde teknolojinin en azından Yapay Zekâ odağında kontrollü ele alınması, Yapay Zekâ egemenliğinin işbirliği içerisinde organize edilmesi insani çabaların Yapay Zekâ ayağı açısından önem arz etmektedir. Bu doğrultuda bugün Yapay Zekâ adı altında isimlendirdiğimiz teknolojik araçlar gelecekte hayatın en ufak noktasına dahi nüfuz etmiş ve küresel sorunlar ile birlikte dünya barışı açısından rol sahibi olacak bileşenler haline gelebilecektir.
Kaynakça
Brill, T. M., Munoz, L., & Miller, R. J. (2022). Siri, Alexa, and other digital assistants: a study of customer satisfaction with artificial intelligence applications. In The Role of Smart Technologies in Decision Making (pp. 35-70). Routledge.
European Union. (2023). EU AI Act: First regulation on artificial intelligence. European Parliament News. Çevrimiçi: https://www.europarl.europa.eu/news/en/headlines/society/20230601STO93804/eu-ai-act-first-regulation-on-artificial-intelligence (Erişim 26 Ocak 2024).
Galanos, V. (2019). Exploring expanding expertise: artificial intelligence as an existential threat and the role of prestigious commentators, 2014–2018. Technology Analysis & Strategic Management, 31(4), 421-432.
Gautam, P. K. (2022). Artificial Intelligence, from Narrow to Broad to Artificial Consciousness: Some Issues and Concerns. Liberal Stud., 7, 87.
Goertzel, B. (2014). Artificial general intelligence: concept, state of the art, and future prospects. Journal of Artificial General Intelligence, 5(1), 1.
Islas-Cota, E., Gutierrez-Garcia, J. O., Acosta, C. O., & Rodríguez, L. F. (2022). A systematic review of intelligent assistants. Future Generation Computer Systems, 128, 45-62.
Köse, U. (2022). Yapay Zekâ Felsefesi. İstanbul: Doğu Kitabevi.
Kuusi, O., & Heinonen, S. (2022). Scenarios from artificial narrow intelligence to artificial general intelligence—reviewing the results of the international work/technology 2050 study. World Futures Review, 14(1), 65-79.
Leinberger, C. (2004). Ennio Morricone’s The good, the bad and the ugly: a film score guide (Vol. 3). Scarecrow Press.
National Cyber Security Centre. (2023). Guidelines for secure AI system development. NCSC.gov.uk. Çevrimiçi: https://www.ncsc.gov.uk/files/Guidelines-for-secure-AI-system-development.pdf (Erişim 26 Ocak 2024).
OpenAI. (2023). Sam Altman returns as CEO, OpenAI has a new initial board. OpenAI Blog. Çevrimiçi: https://openai.com/blog/sam-altman-returns-as-ceo-openai-has-a-new-initial-board (Erişim 28 Ocak 2024).
Shanahan, M. (2015). The Technological Singularity. MIT Press.
The White House. (2023). Executive Order on the Safe, Secure, and Trustworthy Development and Use of Artificial Intelligence. WhiteHouse.gov. Çevrimiçi: https://www.whitehouse.gov/briefing-room/presidential-actions/2023/10/30/executive-order-on-the-safe-secure-and-trustworthy-development-and-use-of-artificial-intelligence/ (Erişim 26 Ocak 2024).
Yampolskiy, R. V. (2015). Artificial Superintelligence: A Futuristic Approach. CRC Press.