Atıklarından tanıdığımız modern insanın hararetli “doğala dönüş” hikâyesinin ikiyüzlü izdüşümleri; “lobiler, dış mihraklar tarafından manipüle edildikçe, geri dönüşüm sözde gezegen severlerin oyun alanına” dönüşüyor. Aktivistler, sağlıklı beslenme fetişleri, “malümatfuruşların atık bilgilendirme kirliliğiyle” çöp kaosundan itibar kazanmaya çalışıyor. Zihinsel atıklarla uyuya daldıkça geleceğe kaygı yüklü sızılarla uyanıyoruz.
Yazan: Mine Ataman
Atıklarından tanıdığımız modern insanın hararetli “doğala dönüş” hikâyesinin ikiyüzlü izdüşümleri; “lobiler, dış mihraklar tarafından manipüle edildikçe, geri dönüşüm sözde gezegen severlerin oyun alanına” dönüşüyor. Aktivistler, sağlıklı beslenme fetişleri, “malümatfuruşların atık bilgilendirme kirliliğiyle” çöp kaosundan itibar kazanmaya çalışıyor. Zihinsel atıklarla uyuya daldıkça geleceğe kaygı yüklü sızılarla uyanıyoruz.
Çöp sahalarından kaynaklanan azot ve metan oksit gibi atık emisyonları küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 3,4’ünü oluşturuyor. Köyler, şehirler, zenginler yoksullar herkesin çöpü dağları aşmış durumda kimse mevzuyu üzerine almıyor.
Çöp mobingi
Türkiye Doğu Akdeniz’deki plastik kirliliğine yüzde 16 katkıda bulunuyor, plastik üretiminde dünyada 6. sırada AB’de ilk üçte. Avrupa ve ABD son yüzyılda sera gazı emisyonlarının müsebbibi olurken şimdi yoksul ülkelere “atık çöplüğü” mobingi yapıyor, kendini çöpte aklıyor.
Yoksul ülkelerin sözde bilgili ve duyarlı vatandaşları da arkada dönen oyunlardan bihaber “çarşı her şeye karşı” mottosuyla gelişimin önünü tıkıyor. Sağlıklı beslenme, çevre gibi konularda sosyal medyanın ahkâmcı başları geri dönüşüm tabaklarda yerel avokado ile after partiler düzenleyip, 30 günde 5 kombin naraları atarak insanlığa sürdürülebilirlik dersi vermeye çalışıyor.
Yoksul ülkelerin sözde bilgili ve duyarlı vatandaşları da arkada dönen oyunlardan bihaber “çarşı her şeye karşı” mottosuyla gelişimin önünü tıkıyor. Sağlıklı beslenme, çevre gibi konularda sosyal medyanın ahkâmcı başları geri dönüşüm tabaklarda yerel avokado ile after partiler düzenleyip, 30 günde 5 kombin naraları atarak insanlığa sürdürülebilirlik dersi vermeye çalışıyor. Daha fazla tarımın daha çok emisyon olduğunu bilmemize rağmen cehalet mobingiyle daha az tarım daha çok besin hedefli bilimsel çalışmaların motivasyonu engelleniyoruz. Hayvancılık kaynaklı metan emisyonlarına cevap, “anneannemin de sığırları vardı” türünden antik zaman seviciliğiyle örülü cehalet, romantik sloganlarla körükleniyor.

Göçmenlerin kaderindeki çöplük
Türkiye AB’nin çöplerine talip olmuşken aynı dönemde AB ve Türkiye arasında göç anlaşması imzalandı. Suriye’den gelen göçmenler AB’ye gönderilmeyecek bunun karşılığı olarak da AB Türkiye’ye altı milyar Avro verecekti. Arkasından Türkiye’nin çöp hülasası uluslararası basına “çöplüğe ucuz göçmen işçi” başlığıyla servis edildi. Suriyeliler vatanlarında buluşamasa da Türkiye’deki çöplüklerde bir araya geldiler.
Plastik kirliliğini sona erdirecek çözümler
Yeni bir araştırmaya göre teknolojik çözümlerle 2050 yılına kadar plastik kullanımı yüzde 91 azaltılabilir. Petrol zengini ülkeler plastiğin azaltılmasını istemiyor, pek çok kurum plastik yerine kullanılan tekstil malzemelerinin de en az plastikler kadar yıkıcı olduğunu savunuyor. Kaliforniya Üniversitesi araştırmacılarına göre, önlem alınmaması durumunda 2050 yılında yıllık 121 milyon ton plastik üretilecek.
Gezegen şu anda 350 milyon ton plastik atık üretiyor, 2021’de 68 milyon ton plastik atık yönetildi. Atıkların 10 milyon tonu okyanuslara gidiyor.
Gezegen şu anda 350 milyon ton plastik atık üretiyor, 2021’de 68 milyon ton plastik atık yönetildi. Atıkların 10 milyon tonu okyanuslara gidiyor. Araştırmacılara göre plastik üretimi 2012 yılı düzeyinde tutulmalı, yeni ürünlerde yüzde 40 geri dönüşüm hammadde kullanımı zorunluluğu getirilmesi, plastik ambalajların hepsinin ücretlendirilmesi, atık yönetimine yatırım yapılması gibi çözümler sayesinde 2050’de plastik kullanımı yüzde 91 düşürülebilir.
Çöp değil değerli hammadde/hazine
2020 yılına kadar tüm dünyanın atığı ucuz işgücünün olduğu Çin’e gidiyordu. Türkiye atık ithal etse de Çin ile rekabet edemiyordu. Türkiye Çin’in denklemden çıkmasıyla yatırımlarını hızlandırıp geri dönüşümde dünya liderliğine soyunurken geri kalmış ülkelerde fırsatı değerlendirip atık dönüştürmeye yatırım yaptı. Türkiye geri dönüşüm sektörü temsilcilerine göre, “basında yaratılan algı gerçek değil, öncelikle gelenler çöp değil değerli bir hammadde. Türkiye’nin ciddi bir atık kaynağı sıkıntısı var. AB’den gelen çöpler ayrıştırılmış halde işlemeye hazır. AB yıllardır çöpünü ayrıştırmayanlara büyük cezalar keserek atık ayrıştırma işini çözdü. Türkiye atık ayrıştırma işini çözerse atık ithal etmek zorunda kalmayız. İthal edilen pet şişe, plastik bidon, naylon ambalaj, sert plastik atıklardan tekstil için ip, sulama sistemleri için boru, otomotiv beyaz eşya, inşaat sektörleri için yüzlerce farklı hammadde üretiliyor.
AB ”Atık İthalat Yasağı” getirirse Türkiye zararlı çıkar!
Paris Anlaşması’na göre ülkeler üretimde belirli bir oranda geri dönüştürülmüş hammadde kullanmak zorunda, bunun için mecburen atıkların işlenmesi gerekiyor. AB geri dönüşüm hammaddeye bağımlılığı azaltmak geri dönüşüm plastik sektöründe yüzde 17 kapasite artışı planlıyor. İtalya gibi ülkeler atık işleme, geri dönüştürme kapasitesini artırdı.
AB, Türkiye gibi ülkeleri çeşitli maniplatif yöntemlerle üretimin dışında bırakarak, uzun vadede dünyayı kendine bağımlı kılmak istiyor.
AB, Türkiye gibi ülkeleri çeşitli maniplatif yöntemlerle üretimin dışında bırakarak, uzun vadede dünyayı kendine bağımlı kılmak istiyor. Petrol bazlı hammaddelerle üretim yapmak geri dönüşüm hammadde ile üretim yapmaktan kat be kat daha fazla karbon ayak izine sahip. Paris Anlaşması gereği geri dönüşüm hammadde kullanılmayan ürünlere yüksek karbon vergileri yolda. AB 11,3 milyon ton atık topluyor, döngüsel ekonomiye tam olarak geçtiğinde Türkiye kendisi için gereken geri dönüşüm hammaddeyi nasıl üretecek, Türkiye atıklarının yüzde 80’ini hala ayrıştıramıyor. AB’nin amacı üretimde yoğun olarak geri dönüşüm hammadde kullanarak 2030’da ambalajlardan kaynaklı sera gazı salınımını 43 milyon metrik tona düşürmek.

Daha az plastik ambalaj
Plastik endüstrisinin travmalarından biri kendini anlatmak. Şirketler sürekli yenilik yapıyor. Bazılarınınki yeşil aklama olsa da çoğu gelecek için teknoloji yaratıyor. Endüstrinin yenilikçi şirketlerinden Huhtamaki, yoğurt ve süt ürünleri için içerisinde yüzde 10’dan daha az plastik bulunan tek kullanımlık ambalajlarını tanıttı. ProDairy, Avrupa’daki yenilenebilir odun liflerinden elde edilen mukavvadan üretildi. Mondi ve boya şirketi Sherwin geleneksel boya kaplarına göre daha az plastik kullanan boya konsantresi için yeni bir ambalajda anlaştı. Teknoloji geliştikçe plastik daha az zarar vermeye başlıyor.
Sosyal medyanın paket açma cehaleti
Dünyadaki plastiğin yüzde 40’ı, kâğıdın yüzde 50’si ambalajlar için kullanılıyor. Sözde çevreci sosyal medya fenomenleri ambalaj açmaya doyamıyor. Lüks markalar bir taraftan sürdürülebilirlik raporları açıklıyor bir taraftan fenomenlere kucak dolusu para vererek paket açma deneyimlerini pazarlatıyor. “Türkiye dünyanın çöplüğü oldu” haberlerini yayanların çoğu her gün onlarca gereksiz ambalaj ile çevreye ne kadar zarar verdiğinden habersiz “ikiyüzlü çevrecilik” rollerini oynamaya devam ediyor.
EFSA Türkiye’nin geri dönüşüm sanayisini baltalıyor!
2023 küresel plastik pazarı 712 milyar dolar, geri dönüşüm plastik pazarı 67,3 milyar dolar. Plastik ihracatımızın yüzde 63’ü plastik ambalaj. Ambalaj pazarındaki 7,5 milyar dolarlık ihracatının yüzde 60’ı Avrupa’ya yapılıyor. Türkiye geri dönüşüm ambalaj sektörü, altyapısını tamamladı, EFSA, geri dönüşüme yönelik onay verdiği Türk şirketlere Türkiye’den de bir kurumdan onay şartı koşarak süreci çıkmaza sürüyor. AB’li geri dönüşüm plastik lobileri The Guardian gibi mecralarda “Türkiye dünyanın çöplüğü oldu” haberleriyle süreci destekliyor.
Türkiye’nin ambalajlı gıda ihracatı risk altında!
AB Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Yönetmeliğine göre; AB pazarına sunulan tüm ambalajlar 2030 yılına kadar geri dönüşüm hammaddeden üretilmeli, geri dönüştürülebilir olmalı. Türkiye geri dönüşüm ambalaj sanayiinde güçlü olmaz ise hammaddeyi AB’den almak zorunda kalacak. Türkiye’ye yönelik karalama politikasının altında yatan özet neden tamamen ticari. Sorun sadece ambalajcıların ihracatı değil, Avrupa’ya geri dönüşüm hammaddeden yapılan ambalajda satılan her gıda ürünü risk altında.
Lobiciler Türkiye’yi çöp bataklığı yaptı!
Avrupa’nın lobicileri Türkiye’nin önünü kesmek için basını kullanıyor. Greenpeace gibi çevre örgütleri 2020 yılında “Türkiye Avrupa’dan en çok çöp ithal eden ülke oldu” gibi raporlarla süreci körüklerken, aydın cehaletine kurban entelektüellerimiz de konuya destek veriyor.

Döngüsel ekonominin geri dönüşümü
Dünyanın en önemli enerji, kimyasal ve hammadde şirketlerinden olan OMV ve Interzero Avrupa’nın en büyük ayıklama tesisi için ortaklık kurdu. Paboco, 2024 yılından itibaren yüzde 100 geri dönüştürülebilir kâğıt şişeler üretecek. Almanya’daki Amager Bakke atık yakma tesisi her yıl 150 bin evi ısıtıyor, 63 bin evi aydınlatıyor. Almanya, çıkardığı “Bina Enerji Yasası” ile atıkların yakılmasından ortaya çıkan ısıyı, “yenilenebilir enerji kaynağı” olarak sınıflandırdı. Brezilya 2022 yılında satılan 390 bin ton alüminyum kutunun yüzde yüzünü geri dönüştürerek rekor kırdı. Geri dönüşümün liderleri yüzde 76,6 ile Slovenya ve Almanya. Türkiye yüzde 12 ile listenin sonlarında, çöplerimiz ilgiye muhtaç.
”Atık İhtisas Gümrükleri” kurulmalı!
Sektör temsilcilerine göre, “konu çarpıtmaya oldukça müsait. Atıklar gümrükten geçerken X-Ray ile kontrol ediliyor. Sağlığa zararlı olan atık varsa gümrükten kabul edilmiyor. Atıklar belli bir bedel karşılığı satın alınıyor. Bazen de AB ülkeleri “atıklarının imhası karşılığı belli bir miktar bütçe ayırıyor.” Bu esnada kötü niyetli ithalatçılar uygun olmayan atıkları ithal etmeye çalışabilir. Elbette kötü niyetli firmalar var. Önlemenin yolu “atık ihtisas gümrük sahaları” kurmak.
Küresel atık ticareti
Her şeyin geri dönüşümünü salık veren aktivistler ne hikmetse atık fabrikalarına savaş açıyor. Küreselde belediye atık üretiminin 2,1 milyar tondan 2050’de 3,8 milyar tona çıkması öngörülüyor. 2020 küresel atık yönetimi maliyeti 252 milyar dolar. Kötü bertaraf yönetimi, çevre kirliliği, sağlık ve iklim değişikliği etkilerini de ekleyince rakam 361 milyar dolara çıkıyor. BM’nin Küresel E-Atık İzleme Raporuna göre dünyadaki elektronik atık geri dönüşümünden beş kat daha hızlı artıyor. 2022’de 62 milyon ton elektronik atık üretildi, stratejik açıdan milyarlarca dolarlık değerli kaynak çöpe gidiyor. Nadir toprak elementlerinin yüzde 1’i atıklarda saklı, çöpe gidiyor, yüzde 22’si geri dönüştürülerek 62 milyar dolarlık geri kazanım elde edildi. 2023’te demir atık ihracatının değeri 45 milyar, bakır hurdası 30 milyar doları geçti. Yeni Zelanda kişi başına 727 kilogram atık çıkarırken Kanada 600 kilogram İsveç gibi AB ülkeleri 10 kilogramdan daha az atık üretiyor. Hollanda E-atıkta küresel lider.
Atık sömürgeciliği
Pagev’e göre Almanya ve İtalya gibi ülkeler geri dönüşüm fabrikalarına yatırım yaptı, atıkların Türkiye’ye gelmesini istemiyor bu nedenle sürekli “Türkiye dünyanın çöplüğü oldu” haberlerini destekliyor.
Pagev’e göre Almanya ve İtalya gibi ülkeler geri dönüşüm fabrikalarına yatırım yaptı, atıkların Türkiye’ye gelmesini istemiyor bu nedenle sürekli “Türkiye dünyanın çöplüğü oldu” haberlerini destekliyor. İklim Bütünlüğü Merkezi tarafından yapılan bir rapora göre, “plastik geri dönüşüm miti, petrokimya devleri tarafından “plastiğin geri dönüştürülebilirliği” hakkında yürütülen bir dolandırıcılık marketingi.

Türkiye’nin atık yönetimi “Hand Made Suriye”
Dünya blockchain ile ambalajlarını takip ederken bizde işler handmade. Sokaklardaki tekerlekli mobil çuvallar, Müslüm Gürses tınılarıyla yerinde ayrıştırma yapıyor. Aktörler göçmenler, mülteciler. DİSK gibi kurumlar “atık fabrikalarında işçilerin uygun olmayan koşullarda çalıştırıldığını, hükümetin ekonomik kriz nedeniyle çokuluslu şirketlere kur yaptığını. Yabancılara “Türkiye’ye yatırım yapın, burada işgücü ucuz, sendika yok, çalışma saatleri uzun” gibi açıklamalar yaparak Türkiye’nin marka imajını ziyadesiyle yerden yere vuruyor. Aynı DİSK Türkiye’de organik ürün üretilen, doğal tarım yapılan tarlalardaki mevsimlik tarım işçilerinin, banyosu tuvaleti olmayan yerlerde nasıl kötü şartlarda çalıştığına hiç dikkat çekmiyor.
Çöpün namusu yerlerde!
Araştırmalara göre bugüne kadar üretilen plastiğin sadece yüzde 9’u geri dönüştürülebildi.
Araştırmalara göre bugüne kadar üretilen plastiğin sadece yüzde 9’u geri dönüştürülebildi. Yabancı basında Türkiye menşeli röportajlarının ortak noktası, “Türkiye’nin kıyıları çöplük oldu” açıklamaları. Türkiye Yeşil Partisi, “Türklerin çevreye saygı kültüründen yoksun olduğunu, geri dönüşüm ve atık yönetimi hususunda eğitimlerin verilmesi” çağrısında bulunuyor. Yerden göğe kadar haklı, Türkiye’de her şeyin namusu var çöpün namusu yerlerde. Belediyelerin milyonlar harcayıp aldığı Sıfır Atık toplama üniteleri pas tutmak üzere. Evdeki çöpünü ayrıştırmaktan aciz memleketimin güzel insanları “Türkiye dünyanın çöplüğü oldu yaygarasını koparırken pek cüretkâr.”
Çöp at izi kalsın!
Dış basında Türkiye’nin geri dönüşüm endüstrisini baltalamak üzere sıklıkla haber çıkıyor. Çoğunun lobiler tarafından özellikler çıkarıldığı kanıtlansa da kimsenin inandığı yok. Haberlerde “Adana’da Kürt vatandaşların çöpleri yakma haberleri” ballandıra ballandıra anlatılıyor. Haberlerin veriliş şekliyle hem Kürtler kötü işlerde çalıştırılıyor hem de Türkiye çöp Cenneti imajı destekleniyor.
Geri dönüşüm algısı plastik kullanımını artırıyor!
1969 yılından beri plastik üreticileri plastiklerin geri dönüştürülmesi üzerine araştırmalar yapıyor. Kimilerine göre plastik çok zor dönüştürülüyor, birkaç seferden sonra artık dönüşemiyor, astarı yüzünden pahalıya geliyor. ABD’de “plastik geri dönüştürülüyor” haberlerinden sonra plastik kullanımı kişi başı yıllık 27 kilodan 99 kiloya çıktı. Türkiye 2010’da naylon poşetlere yıllık 35 milyar Avro ödüyordu, aynı poşetlerle evdeki tüm çöplerini de atıyordu, bi taşla iki kuş. Sıfır atık çıktı bu sefer ortalık polyester torba çöplüğüne dönüştü.

Çöpten yollar
Türkiye’nin çöp ve çöplükle imtihanı sorumsuz yerel yönetimler, sesini çıkarmayan halkın da katkısıyla ilçelerin yollarını çöplüklere dönüştürdü. Hiç biri AB’den ithal çöpler değil. Hepsi o ilçede, o köyde o şehirde yaşayanların çöpü. Dillere destan “Sıfır Atık” projesi “Temiz Bir Türkiye” vaadiyle BM başta olmak üzere küresel pek çok kurum tarafından sayısız ödüle layık görülse de, Türkiye’nin çöp sorununu çözemedi. Yabancı Basındaki pek çok habere Sıfır Atık projesi metaforik grizgah olarak itinayla eklendi.
2021’de Ceyhan Petro Kimya Endüstri Bölgesi
Ronesans Holding’in 1,7 milyar dolarlık yatırımının vaadi, “Türkiye’nin ithal polietilene bağımlılığını bitirmek, uzun vadede iklim değişikliği için bütçe yaratmaktı.” Biraz düşününce bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demeden edemedik. Adana ekonomisini çöpe endekslendiğini görsek de soylular dışında zenginleşen kimseyi göremedik.
Organize çöp işleri
Türk Plastik Sanayicileri Vakfı çevre mühendisi Habibe Tosun’a göre “ülkemizdeki plastik hammaddede yüzde 85 oranında yurt dışına bağımlıyız. 2020’de OECD ülkeleri arasında yapılan bir çalışmaya göre, Türkiye atık geri kazanım oranında üye ülkeler arasında en kötü durumda. TÜİK’e göre belediye atıklarının yüzde 12’si geri kazandırılıyor. Dünyanın çöplerini almamak için bir an önce Türkiye’nin atıkların geri kazanımı konusunda çalışma yapması gerekiyor.” Greenpeace’ye göre ithal edilen çöplerin organize suçlarla ilgisi var. Interpol’e göre atıklarla beraber başka şeyler de taşınıyor, suç şebekeleri yasal işletmelerin lisanslarını kullanıyor.”

Moda sektörü geri dönüşüm sektöründe fiyatları artırıyor!
ABD’de tüm plastik şişelerin yüzde 30’u Avrupa’da yüzde 58’i geri dönüştürülüyor. Coca Cola, Nestle gibi şirketler daha fazla geri dönüştürülmüş şişe kullanma taahhüdü veriyor. Moda için geri dönüşüm materyal çevre dostu olmanın yanında çok daha ucuz. Tekstil sektörü geri dönüştürülmüş hammadde kullandıkça şişe gibi geri dönüşüm malzemeden ürün üretecek sektörlerin kullandığı geri dönüşüm plastiğin fiyatı artıyor.
Velhasıl, atık pek çok endüstride geleceğin en değerli hammaddelerinden. İthalatını yaparken ilgili limanlardaki düzenleyici denetimlerin etkinleştirilmesi, ihtisas gümrüklerin kurulması, üretim tesislerinin yeşil imalat altyapısı ve çevresel etkilerin sıkı kontrollerle takip edilmesi gibi yaptırım ve uygulamalarla Türkiye için bir çöpten koca umutlar yeşertilebilir.