Rönesans, 14. ve 17. yüzyıllar arasında önce İtalya’da başlayıp ardından tüm Avrupa’ya yayılan, insanın sanatsal, felsefi, bilimsel faaliyetlerinin Orta Çağ Avrupası’nın kasvetli ortamından çıkarılıp yeniden Antik Yunan’ın entelektüel ortamına benzer şekilde sürdürülmeye başlandığı tarihsel bir dönemdi. Bu dönemin tini insan bilgisini hemen her alanda etkilemiş, insanlığın İlk Çağ’da entelektüel anlamda gösterdiği gelişimi takiben Orta Çağ’da girdiği karanlıktan ya da entelektüel uykudan uyanışını ifade etmek amacıyla bu dönem “yeniden doğuş” olarak adlandırılmıştı. Dönemin başlangıcını kültürel alanların gelişimi oluşturmuş, dolayısıyla bu alanlardan biri olan sanat da bu dönemin yapıtaşlarından biri olmuştu. Peki sanatın Rönesans’ın gelişimine katkısı neydi?
Rönesans sanatı
Dönemin prensleri, soyluları, liderleri sanata destek vererek onun kolay ulaşılabilir bir alan haline gelmesi ve yaygınlaşmasına katkı sağladılar. Dolayısıyla sanat ve sanatçının konumu Orta Çağ’dakinden avantajlı bir hal aldı. Sanatın aldığı bu konum onun salt toplumsal olmaktan çıkıp birey temelli bir alana dönüşmesini sağladı. Bu alan sonraki süreçte sanatçının bir perspektiften yakaladığı hakikati imgeye indirgeyebilecek kişinin faaliyeti haline geldi.[1] O halde Rönesans sanatı, bireyin düşünceyi yeniden yaratımla sunduğu bir alanı ifade etmekteydi.
İnsanlığın yeniden doğuşunda sanatın en büyük rolü belki de olağanüstülükten çıkıp gerçeğe uygunluğu esas almasıydı.[2] O halde yenilik duyulur olanın da bilgiyi vereceği düşüncesindeydi. Yerleşik kabuller sanatçının perspektifinden tekrar yorumlanarak sunulmuştu. Böylesi bir durum da toplumsallığın yerini bireyselliğe bırakmasına yol açmıştı. Bir başka deyişle Orta Çağ insanı kendisini bir grubun üyesi olarak tanımlarken Rönesans insanında tüm gruplardan bağımsız bir kendilik anlayışı oluşmuş ve hızla yayılmıştı.
Rönesans dönemine sanatçıların katkıları
Orta Çağ Avrupası’nın karanlığından insanlığın yeniden doğuşu için pek çok sanatçı, filozof ve bilim insanı büyük uğraşlar vermişlerdir. Bu uğraşı verenlerin öncülerinden biri ise savaşların ve kilise baskısının yıprattığı Avrupa’nın Antik Yunan ve Roma’nın entelektüel havasına geçişin ayak sesleri olan, 1300’lerin ortalarında yaşamış hümanist İtalyan şair Francesco Petrarca’dır. Petrarca Avrupa tarih anlayışını değiştirmeye başlamıştı.
Petrarca’ya göre Roma döneminin gelişimi ile yaşadığı ortam arasında çok büyük bir fark vardı ve insanlık için o dönemdeki gelişim düzeyine hemen geri dönmek gerekiyordu.[3] Bu amaçla Petrarca Antik Yunan ve Roma’dan birçok metnin kurtarılması ve yayınlanmasında büyük bir katkı sağlamıştı. İçinde Cicero’nun mektuplarının da bulunduğu pek çok eserin çevirisini yapmış ve aynı zamanda Antik Yunan ve Roma eserlerinin çeviri faaliyetlerinin öncülerinden biri olmuş, bunun yanında modern bir biçim ve dil kullandığı soneleri ve lirik şiirleriyle yeni bir model oluşturmuştu.
Rönesansın ilk dönemlerinde resim sanatına katkı sağlamış sanatçıların başında ise Leon Battista Alberti, Giotto, Masaccio ve Boticelli gelmekteydi.
Rönesans’ın öncülerinden bir diğeri İtalyan siyasetçi Coluccio Salutati’ydi. Salutati siyasi kimliğinin yanı sıra şiire büyük önem vermiş, şairin insanın eylemlerini değerlendirmeyle görevli olduğunu düşünmüştü.[4] Bu düşüncesiyle hümanizme katkı sağlamış ve ardından gelen Rönesans düşünürlerini etkilemişti.
Rönesansın ilk dönemlerinde resim sanatına katkı sağlamış sanatçıların başında ise Leon Battista Alberti, Giotto, Masaccio ve Boticelli gelmekteydi. Bu sanatçıların temel özelliği sanatta simgesellik yerine realist bir tutumda olmalarıydı. Dolayısıyla sanatın kaygısı kurguyu değil, gerçekliği yansıtmak olmuştu. Benzer tutumlar kendilerini Brunelleschi, Donatello gibi isimlerle mimari ve heykelde de göstermişti.
Rönesans’ın yükseliş dönemi ise sonraki dönemlerde isimleri daha sık anılan sanatçıların faaliyetlerini sürdürdükleri bir dönemdi. Bu sanatçılardan bazıları bugün hepimizin bildiği Leonardo Da Vinci, Michelangelo Buonarroti, Raffello Sanzio, Montaigne gibi isimlerdi.
Da Vinci bilindiği üzere yalnızca bir ressam değil, aynı zamanda bir bilim insanı ve mühendisti. Resim yapmak ise onun için yaşamın ayrıntılarına inmekti. Hatta kendisine “anatomi ressamı” denmekteydi. Resimlerinin amacı da çoğunlukla fiziksel dünyanın düzenindeki detayları gün yüzüne çıkarmaktı.[5]

Alberti ve Da Vinci’den etkilenen Michelangelo ise sanatçının zihnindeki “güzel” kavramına önem vermiş ve bunu eserlerinde ortaya koymaya çalışmıştı. Dolayısıyla onun için önemli olan sanatçının yaratıcılığıydı. Michelangelo, bu yaratıcılığı ortaya çıkarmanın en önemli yolları olarak resim ve heykeli görmekteydi.
Edebiyat alanının gelişmesine büyük katı sağlayan isim ise Montaigne’di. Yaşadığı çağ ve sonrasında geniş kitlelere yayılan Denemeler adlı eserinde amacı dogmatik düşünceyi yıkmaktı.
Sanat tarihçileri tarafından Rönesans’ın en yüksek aşamasının belgesi niteliğinde olduğu söylenen Atina Okulu tablosunu yapan Raffaello’ydu. Rafaello, bu tabloda Antik Çağ’ın düşünsel ortamını en iyi şekilde sunmuştu.[6]
Edebiyat alanının gelişmesine büyük katı sağlayan isim ise Montaigne’di. Yaşadığı çağ ve sonrasında geniş kitlelere yayılan Denemeler adlı eserinde amacı dogmatik düşünceyi yıkmaktı. Bu bakımdan eserin en önemli katkısı, bugün de dünya hakkındaki bakış açımızı kuşkucu bir tavırla tekrar gözden geçirmek olmuştur.
Rönesans Dönemi daha pek çok sanatçı, filozof ve bilim insanı sayesinde insanlık tarihinin her alanda uyanışı olmuş ve bu süreç günümüz biliminin gelişmesinde kazanılan ivmenin temellerinin atıldığı Akıl Çağı’na geçişi sağlamıştı.
Kaynakça
Eco, Umberto & Fedriga, Riccardo, (2021), Felsefe Tarihi 3: Aostalı Anselmus’tan Pomponazzi’ye, (Çev. Leyla Tonguç Basmacı), İstanbul, Alfa Yayınları.
Minor, Vernon Hyde, (2020), Sanat Tarihinin Tarihi, (Çev. Cem Soydemir), İstanbul, Koç Üniversitesi Yayınları.
Moretti, Giampiero, (1998), Deha, (çev. Fırat Genç), Ankara, Dost Kitabevi Yayınları.
https://www.britannica.com/biography/Petrarch/Moral-and-literary-evolution-1340-46
[1] G. Moretti, Deha, 1998, (çev. Fırat Genç), Ankara, Dost Kitapevi Yayınları, s. 24.
[2] Moretti, 1998, s. 34.
[3] https://www.britannica.com/biography/Petrarch/Moral-and-literary-evolution-1340-46
[4] U. Eco & R. Fedriga, 2021 ,Felsefe Tarihi 3: Aostalı Anselmus’tan Pomponazzi’ye, (Çev. Leyla Tonguç Basmacı), İstanbul, Alfa Yayınları, s. 303.
[5] V. H. Minor,2020, Sanat Tarihinin Tarihi, (Çev. Cem Soydemir), İstanbul, Koç Üniversitesi Yayınları, s. 93.
[6] V. H. Minor,2020, s. 101.