Tuz yüzünden yıllar içerisinde buğday üretimi yerini tuza daha dayanıklı olan arpaya bırakmış, buna rağmen verim çok düşmüştür.
Türkiye’de modern tarım uygulamaları yerine geleneksel tarım uygulamalarının doğayla daha dost olduğuna dair temelsiz bir algı var. Oysa bu topraklar üzerinde dev uygarlıkların bugün tarihten tarihten silinmesinin en büyük nedenlerinden biri yanlış tarım uygulamaları. Tarım toprağının geleneksel yöntemle sulandığında tuzlandığını, bu yöntemin tamamen terk edilmesi gerektiğini anlatacağız.
Tuzlanan toprakta bitkiler susuzluk çekerler. Su normalde bitki içine toprakta rastgele hareket eden su moleküllerinin bitki bünyesine girmesiyle alınır. Bitki kendi içerisinde bu suyu tutabilmek için kendi içinde tuzsu kimyasallar üretir. Tuz molekülleri su moleküllerini tutar, böylece bu moleküller dışarı çıkamaz, dışardan sürekli bitki içerisine su akışı olur. Oysa toprağın kendisi tuzluysa artık su toprakta rahatça rastgele hareket edemez. Tuz molekülleri mıknatıs gibi tuza yapışıp bitki bünyesine girmesine izin vermez. Bu durumda bitki susuzluk çeker. Bitki susuzluk çektiğinde dışardan su almak için kendi içinde tuzsu kimyasallar üretimini arttırır. Tuz miktarı nerede çoksa su oraya gidecektir. Su toprakta tuz çok yüksek seviyelere geldiğinde artık bitkiye ulaşamayacaktır.
Toprakta tuz seviyesini arttıran temel faktörlerden biri tarım sırasında yapılan geleneksel salma sulamadır. Toprakta tuz iki temel nedenle artar. Toprağa akıtılan suyun kendisi tuz içeriyor olabilir. Eğer bu su yüzeyde kalıp çokça buharlaşıyorsa toprağa tuz dökülmüş gibi olacaktır. Nasıl su kaynatma makineleri (kettlelar) veya çaydanlıklar bir süre sonra altında tuz bırakıyorsa, tarlaya verilen su da buharlaştığında geride içeriğindeki tuz kalır.
Yaşadığımız topraklarda geçmişte tarımının en büyük sorunlarından birinin tuzlanma olduğu anlaşılıyor. Sümer metinlerinde topraktaki tuzlanmadan büyük bir felaket olarak bahsedilir.
Toprakta tuzu artıran ikinci temel neden tuzun toprağın derinliklerinden tuzun üst kısımlara hareketidir. Tarlayı suyla doldurduğumuzu (salma sulama)düşünelim. Sulama suyundaki tuz miktarının topraktan düşük olduğunu düşünebiliriz. Suyun toprağa değen kısmı tuzu çözecek, tuz molekülleri su kütlesi içerisinde serbest hareket edecektir. Bu serbest hareket tuz moleküllerinin suyun üst tarafına daha çok ilerlemesine neden olur çünkü oralarda her bir molekül için daha geniş hareket alanı bulunacaktır. Böylelikle suyun değdiği toprak parçasındaki tuz yukarıya doğru taşınacaktır. Tuzunu çıkarmak istediğiniz bir beyaz peyniri düşünün. Peyniri suda bekletirseniz içindeki tuzun çoğu suya geçer, sonra suyu buharlaştırdığınızı düşünün, tuz geri gidip peynire eşit dağılmayacak, yüzeyinde birikecektir.
Tarımdaki felaketler tarih boyunca ulusların zayıf düşmesine neden oldu. Yaşadığımız topraklarda geçmişte tarımının en büyük sorunlarından birinin tuzlanma olduğu anlaşılıyor. Sümer metinlerinde topraktaki tuzlanmadan büyük bir felaket olarak bahsedilir. Tuz yüzünden yıllar içerisinde buğday üretimi yerini tuza daha dayanıklı olan arpaya bırakmış, buna rağmen verim çok düşmüştür. Tarım ile artan tuzlanma toprak kendi haline bırakıldığında kendi kendine geçer. Çünkü yağmur yüzeydeki tuzları çözer ve yer altına doğru yavaş yavaş sürükler. Tuzlanma modern sulama yöntemleriyle asgariye indirilebilir.
Referans
Salt and silt in ancient mesopotamian agriculture, Jacobsen ve Adams, 1958, sayı128, bölüm 3334 (https://science.sciencemag.org/content/128/3334/1251
A defense of the theory of progressive soil salinization in ancient southern Mesopotamia, Artzy ve Hillel, 1988 (https://onlinelibrary.wiley.com/doi/epdf/10.1002/gea.3340030306 ).