Hitit yönetimi konusundaki bilgilerimizin artmasını sağladı. 1982’de kısa bir süre Türk Tarih Kurumu’nun başkanlığını yaptı. 1995’te Türkiye Bilimler Akademisi Şeref Üyeliği’ne seçildi.
Haz.: Gökalp Çiftcioğlu
Anadolu Tarihi’nin aydınlanmasına büyük katkılarda bulunan ilk Türk Hititoloğu Sedat Alp, Selanik yakınlarındaki Karaferye’de doğdu. Mübadele sırasında ailesiyle birlikte Anadolu’ya göç etti ve Akhisar’a yerleşti. 1932’de Feyziati Lisesi’ni veya sonraki adıyla Boğaziçi Lisesi’ni bitirdi ve Millî Eğitim Bakanlığı’nın açtığı sınavı kazandığı için yüksek öğrenimini yapması maksadıyla Almanya’ya gönderildi. Bu yıl gidenler arasında Ekrem Akurgal, Suat Baydur ve İhsan Ketin gibi Türk Bilimi’nin seçkin isimleri de bulunuyordu.
1933-1934 öğretim yılında Berlin Üniversitesi’ne kaydını yaptırdı ve bir süre Eskiçağ Tarihi ile arkeoloji derslerini izledi; ama Hititler hakkında dinlemiş olduğu konferanslardan etkilendiği için, Leipzig Üniversitesi’ne geçti ve Hititoloji eğitimine başladı. Burada ve sonradan hocası Benno Landsberger’in Türkiye’ye göç etmesi üzerine dönmek mecburiyetinde kaldığı Berlin Üniversitesi’nde, Hititçenin yanı sıra Asurca dilini de öğrendi. Alanlarında tanınmış olan Hititoloji profesörü Hans Ehelolf ile Asuryoloji profesörü Bruno Meissnel’in öğrencisi oldu. Ayrıca İbranice ve Arapça derslerini de takip etti. Ehelolf’un danışmanlığı altında (Hitit Bayram Ritüellerinde Memur Adları) başlığını taşıyan çalışmasını 1940’ta bitirdi ve doktor unvanını aldı.
Ardından Türkiye’ye dönen Sedat Alp, 1941’de Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde, Sümerolog Benno Landsberger ve Hititolog Hans Gustav Güterbock gibi saygın bilim adamlarının yanında asistan olarak göreve başladı; sonra doçent oldu. 1941-1943 yılları arasında askerlik görevini yaptığı için çalışmalarına ara verdi ve ardından araştırmalarına geri döndü.
Ancak 1948 yılında Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ndeki siyasî çekişmeler sırasında Landsberger ve Güterbock da görevlerinden alınmış ve böylece diğer bazı beşerî bilimlerin yanı sıra Atatürk’ün önem verdiği Sümeroloji ve Hititoloji alanlarına da büyük bir darbe vurulmuştu. Güterbock’un gidişinden sonra boş kalan Hititoloji profesörlüğüne Sedat Alp getirildi ve onun özverili çalışmaları sayesinde Hititoloji alanında bazı yeni gelişmeler kaydedildi. 1953 yılında Konya yakınlarındaki Karahöyük’te arkeolojik kazıları başlattı. Burada bulduğu Hitit mühürleri üzerinde çalıştı ve 1968 yılında daha sonra Türkçe olarak da yayınlayacağı Konya Karahöyük Civarında Bulunan Silindir ve Damga Mühürleri adlı kitabında bunlara dair ayrıntılı bilgiler verdi. 1956-1958 yılları arasında Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dekanlığı yaptı ve bu görevi sırasında, Sanat Tarihi ve Türk-İslâm Sanatı Kürsüsü’nün kurulması çalışmalarına önayak oldu.
Zile yakınlarındaki Maşat Höyük’te arkeologlarımızdan Tahsin Özgüç, Hititler’den kalma tabletler bulmuş ve bunların yayımlanması görevini Alp’e vermişti. Bu tabletler üzerinde çalıştı ve Maşat-Höyük’te Bulunan Çivi Yazılı Hitit Tabletleri adlı yapıtında bulgularını 1991 yılında yayımladı. Bunların çoğunun bölgenin yönetimi ile ilgili yazışmalardan ibaret olduğunu belirledi. Böylece bu dönemdeki yerel Hitit yönetimi konusundaki bilgilerimizin artmasını sağladı. 1982’de kısa bir süre Türk Tarih Kurumu’nun başkanlığını yaptı. 1995’te Türkiye Bilimler Akademisi Şeref Üyeliği’ne seçildi.
1953 yılında Alman Arkeoloji Enstitüsünün muhabir üyeliğine, 1956 yılında aynı Enstitünün aslî üyeliğine ve 1979 yılında Mainz Bilimler Akademisi üyeliğine seçilen Sedat Alp, Mainz Bilimler Akademisine seçilen iki Türk bilim insanından biridir.
1953 yılında Federal Almanya’da Münster Üniversitesinde misafir profesör olarak ders verdi. 1959 yılında Londra’da Victoria and Albert Museum’da konferans vermek üzere davet edildi, 1967 yılında Roma’da toplanan Uluslararası Mikenoloji Kongresine şeref konuğu olarak katıldı, 1969 yılında Alman Arkeoloji Enstitüsünün davetlisi olarak Berlin Üniversitesinde, 1975, 1977-78 yıllarında yine Berlin, Hamburg, Bochum, Giessen, Würzburg, Bonn ve Tübingen Üniversitelerinde, 1977 yılında ise bu kez Doğu’da, Japan Foundation ve Waseda Üniversitesinin davetlisi olarak Tokyo’da bildiriler sundu.
Münih Üniversitesinde 1979 yılında misafir Profesör olarak ders verdi. Aynı yıl içinde Çekoslovakya’da Prag Üniversitesi’ne, İsviçre’de Bern ve Zürih Üniversitelerine, 1980 yılında Paris’te Collège de France’a ve İtalya’da Pavia Üniversitesine davet edilerek, tarafından verilen konferanslar yanında, İstanbul Alman Arkeoloji Enstitüsünde davetli olarak birkaç kez bildiri sundu. 1958/1959’da bir yıl süre ile Londra’da, yine 1959’da üç ay süre ile Paris’te, 1969’da bir yıl süre ile Berlin’de, 1978’de iki ay süre ile Federal Almanya’da Marburg’da davetli olarak, 1981/82’de dört ay süre ile Mainz’ta Bilimler Akademisinin davetlisi olarak araştırma yaptı.
Alp, yukarıda belirtilenlerin dışında 1945’te Kumarbi Efsanesi, 1950’de Hitit Hiyeroglif Mühür ve Kitabelerindeki Bazı Şahıs Adlarının Okunuşları Hakkında, 1976’da Die Hethiter in Anatolien, 1983’te yine Almanca çivi yazılı metinler ışığında Hitit tapınak kültü alanlarının incelenmesine katkılar, 1999’da Hititler’de Şarkı, Müzik ve Dans, Hitit Çağında Anadolu’da Üzüm ve Şarap, 2000’de Hitit Çağında Anadolu: Çivi Yazılı ve Hiyeroglif Yazılı Kaynaklar ve son olarak 2003 yılında Hitit Güneşi adlı yapıtları da yayımladı.
Sedat Alp’in bu bilim dolu yaşamı 9 Ekim 2006’da Ankara’daki evinde vefat etmesiyle son bulur. Arkasında büyük bir araştırma azmi ve Hititoloji alanında büyük bir miras bırakarak Türk Bilim Tarihi’nde önemli bir dönemin öncüleri arasında anılmaktadır.
Kaynakça
Demir, Remzi ve Doğan Atılgan. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi ve Türkiye’de beşerî bilimlerin yeniden inşası: elli portre. Ankara: Ankara Üniversitesi, 2008.