Amazonlardaki bazı papağanlar birbirleriyle iletişim kurmak için artık eskisi gibi ses çıkarmıyorlar. Sarı uyluklu amazon papağanları (Amazona auropalliata) üzerine çalışan bilim insanları, Pasifik Okyanusu’nun kıyısında yaşayan papağanların son birkaç on yıldır “aksanlarını” değiştirdiklerini gözlemlediler. Bunun çiftleşmeyi ve üremeyi etkileyebileceği gibi araştırmacılar bunun aslında kuşların ortama uyum sağladıklara dair pozitif bir işaret olarak görüyorlar.
Carly Cassella
Çeviri: Beyza Kaplan
Diğer birçok kuş türü gibi sarı uyluklu papağanların da bölgesel lehçeleri olduğu bilinmekte. Bu lehçeler, kuşların nerede yaşadıklarına bağlı olarak diğer bölgelerde yaşayan kuşlara kıyasla biraz daha farklı seslerden oluşuyor.
Bilim insanları, 1994’ten beri sarı uyluklu Amazon papağanlarındaki bu değişimin farkındaydı. Ancak New Mexico Devlet Üniversitesiden ve Pittsburgh Üniversitesinden (UPJ) araştırmacılar 2005 ve 2016 yılları arasında önemli bir coğrafi değişim gözlemlediler. Papağanların farklı bölgelerde yaptıkları çağrı türleri birbirine karışıyor gibi gözüküyor. Örneğin, önceden Güney Amerika’da duyulan papağan çağrıları yakın zamanda Kuzey Amerika’da da duyuldu. Araştırmacılar, Kuzey’deki bazı kuşların hem Kuzey hem de Güney aksanını yapabildiğini keşfettiler ve bununla birlikte “çift dilli” olarak adlandırdıkları şeyi buldular.
Bu özellik papağanlara hayatta kalma avantajı verebilir. Kuşlar, daha fazla grupla iletişim kurarak yem bulabilecekleri alanlara erişim ve tüneyebilecekleri yerler hakkındaki bilgilerini birbirleriyle paylaşabilirler. Bu özellik şimdi her zamankinden çok daha önemli olabilir.
Sadece son üç nesilde, yaşam alanlarının azalmasından ve yasadışı yaban hayatı ticareti için kaçak avcılıktan ötürü sarı uyluklu amazon papağanları, Orta ve Güney Amerika’daki nüfusunun yüzde 92’sinden fazlasını kaybetti. Bu oldukça yaygın olan değişimlerin, kuşların aksanlarının değişmesiyle aynı zamana denk gelmesi alelade bir tesadüf olmayabilir.
Bu çalışmanın yazarları, “Kuşlardaki gözlemlenen kültürel değişiklikler, değişen grup büyüklükleri ve sosyal birliktelik modellerine uyum sağlamak için verilen tepkiler olabilir.” dedi. Bu buluşlar, dünyadaki nesli tehlikede olan bütün türler için geniş kapsamlı etkilere sahip.
Ses lehçeleri; öz ötücü kuşular, papağanlar, yarasalar ve balinalar gibi hayvanlarda da görülen çok yaygın bir özellik. İnsanlardaki aksan gibi bu ses lehçeleri de bize hayvanların nereli oldukları hakkında bilgi veriyor. Ayrıca bu lehçelerinin kullanımı, sosyal uyumu ve bağlılığı teşvik edebilir.
Biyolog Christine Dahlin ve araştırma arkadaşları, “Lehçeler, hayvanların sosyal sistemlerinde oynayabileceği önemli roller göz önüne alındığında, antropojenik değişim karşısında kültürel evrim üzerine araştırma yapılması gerekmektiğini gözler önüne seriyor.” dedi.
Örneğin, Avusturalya’da balkuşu (regent honeyeater) adındaki nesli tehlikede olan kuş türünün popülasyonu içinde bir sonraki nesle türün ötüş tarzını öğretecek yeterli sayıda kuş bulunmuyor. Sonuç olarak da bazı kuşlar kendi türlerine bile ait olmayan değişik şekillerde ötüyorlar.
Sarı uyluklu papağanlar, hala kendi ötüş tarzlarını koruyorlar ama bu türün Güney aksanından Kuzey aksanına geçmesi bazı akustik düzenlerin değişmekte olduğunu gösteriyor.
1990’lardan beri sarı uyluklu papağanların Kuzey Amerika’da, Güney Amerika’da ve Nikaragua’da olmak üzere üç farklı lehçeleri var. 2005 yılında yapılan bir araştırmada bu kuşların aksanının on yıldan fazla bir süredir bozulmadan kaldığını tespit ettiler ancak sonraları yapılan ikinci bir araştırmada bu aksanın değişmeye başladığını gözlemlediler. 2016’da yaptıkları üçüncü araştırmada ise Kosta Rika’daki sarı uyluklu papağan nüfusunun yarısından fazlasının azaldığını tespit ettiler. Bu azalmanın muhtemel nedenleri ise yuva avcılığı, yaşam alanlarının azalışı ve papağanların başka başka gruplara ayrılmaları.
Araştırmacılar, güney ve kuzey lehçeleri üzerine uzun süreli bir gözlem yaparken dört yeni ötüş varyantı, kuşların iki dilliğinin artması ve üç geleneksel lehçenin coğrafi yayılımındaki değişiklikleri kaydettiler. Araştırmacılar, “Yeni akustik varyantların ortaya çıkışı özellikle Güney’de belirgin. Bu bölgedeki tünek yerlerinin arasındaki mesafenin uzak olması hareketi engellemiş ve kültürel sürüklenmeyi pekiştirmiş olabilir. Öte yandan Kuzey’deki tünek yerleri birbirlerine daha yakın olması papağanların, sesleri diğer komşu kuşlardan öğrenip yaymalarına neden olmuş olabilir.” şeklinde açıkladı.
Bu değişimler, nüfus düşüşlerini şiddetlendirmesiyle yıkıcı bir hale gelebilir. Ancak, kuşlarda iki dilliğin artması adaptasyona işaret edebilir. En nihayetinde lehçelerdeki değişimler gibi kültürel davranışların izlenmesi yaban hayat yöneticilerinin; antropojenik etkileri, popülasyon dinamiklerini anlamalarına ve türleri korumalarına yardımcı olabilir.
Kaynak:
https://www.sciencealert.com/something-strange-is-happening-to-the-calls-of-amazon-parrots (son erişim tarihi 25.09.24)