GazeteBilim
Destek Ol
Ara
  • Anasayfa
  • Bilim
  • Teknoloji
  • Felsefe
  • Kültür-Sanat
  • Gastronomi
  • Çocuk
  • Etkinlikler
    • Astronomi Dersleri
    • Davranış Nörolojisi Dersleri
    • Eğitimciler İçin Yapay Zekâ Okur-Yazarlığı Dersleri
    • Epigenetik Dersleri
    • Evrim Dersleri
    • Bilim Tarihi Dersleri
    • Hegel Dersleri
    • Kapitalizmin Tarihsel Gelişimi ve İktisadi Düşünce Dersleri
    • Konuşmaktan Korkmuyorum
    • Nörobilim Dersleri
    • Nörohukuk
    • Nörofelsefe Dersleri
    • Öğrenilmiş Çaresizlik
    • Teizm, Deizm, Agnostisizm ve Ateizm Dersleri
    • Teoloji, Bilim ve Felsefe Tartışmaları
    • Zihin Dersleri
  • Biz Kimiz
  • İletişim
Okuyorsun: Siberpunk’a doğru: Yapay Zekâ ve biyolojik entegrasyon
Paylaş
Aa
GazeteBilimGazeteBilim
Ara
  • Anasayfa
  • Bilim
  • Teknoloji
  • Felsefe
  • Kültür-Sanat
  • Gastronomi
  • Çocuk
  • Etkinlikler
    • Astronomi Dersleri
    • Davranış Nörolojisi Dersleri
    • Eğitimciler İçin Yapay Zekâ Okur-Yazarlığı Dersleri
    • Epigenetik Dersleri
    • Evrim Dersleri
    • Bilim Tarihi Dersleri
    • Hegel Dersleri
    • Kapitalizmin Tarihsel Gelişimi ve İktisadi Düşünce Dersleri
    • Konuşmaktan Korkmuyorum
    • Nörobilim Dersleri
    • Nörohukuk
    • Nörofelsefe Dersleri
    • Öğrenilmiş Çaresizlik
    • Teizm, Deizm, Agnostisizm ve Ateizm Dersleri
    • Teoloji, Bilim ve Felsefe Tartışmaları
    • Zihin Dersleri
  • Biz Kimiz
  • İletişim
  • Destek Ol
Bizi Takip Edin
  • Biz Kimiz
  • Künye
  • Yayın Kurulu
  • Yürütme Kurulu
Copyright © 2023 Gazete Bilim - Bütün Hakları Saklıdır
GazeteBilim > Blog > Teknoloji > Yapay Zekâ > Siberpunk’a doğru: Yapay Zekâ ve biyolojik entegrasyon
Yapay Zekâ

Siberpunk’a doğru: Yapay Zekâ ve biyolojik entegrasyon

Yazar: Utku Köse Yayın Tarihi: 10 Haziran 2023 22 Dakikalık Okuma
Paylaş
siborg
Özünde Siborg (Cyborg) filmlerinde ve makineleşmiş canlılar özelinde gördüğümüz kurgular, kültürel bakış açısıyla Siberpunk (Cyberpunk / Siber Çılgınlık) kavramıyla da ilişkilendirilmektedir. (Pixabay)

Yapay Zekâ ve biyolojik entegrasyon bizi ütopik bir geleceğe mi yoksa Siberpunk’a doğru mu götürüyor? Siberpunk korkulması gereken bir aşama mıdır? İnsan bu gelişmelerin tam olarak neresinde alabilecektir?

İçindekiler
1. Sibernetik ve Siberpunk düşüncesi1.1. Sibernetik ve Yapay Zekâ’da biyolojik entegrasyon1.2. Siberpunk açısından Yapay Zekâ’nın potansiyeli2. Siberpunk bir gelecek: İyi mi kötü mü?2.1. Yapay Zekâ önderliğinde yeni insan3. Sonuç olarak

Verinin etkin kullanımını sağlayan destekleyici teknolojiler, Yapay Zekâ’nın katlanarak artan ilerleyişinde büyük rol oynamaktadır. Neticede veri, Yapay Zekâ’nın hammaddesi konumundadır. Ancak Yapay Zekâ problemlerin sayısal ortamda temsilini de gerekli kılmaktadır. Bu durum, kaotik bir evrende yer alan; düşünce ve davranışları itibariyle analog bir varlık olan insan ile ilişkili olguların temsili aşamasında tartışmalara sebep olmaktadır. Yapay Zekâ’nın ilk ortaya çıkışından bu yana kadar süregelen bilinç, zihin, yaratıcılık, vicdan ya da etik odaklı tartışmaların sebebi de aslında budur. Ancak bilim dünyası, sayısal ve biyolojik sistemlerin entegrasyonu ile birlikte farklı bir çözüm potansiyelini sıklıkla incelemektedir. Özünde Siborg (Cyborg) filmlerinde ve makineleşmiş canlılar özelinde gördüğümüz kurgular, kültürel bakış açısıyla Siberpunk (Cyberpunk / Siber Çılgınlık) kavramıyla da ilişkilendirilmektedir. Yapay Zekâ ve insan cephesindeki gelişmeler bu nedenle farklı soruları ortaya çıkarmaktadır: Yapay Zekâ ve biyolojik entegrasyon bizi ütopik bir geleceğe mi yoksa Siberpunk’a doğru mu götürüyor? Siberpunk korkulması gereken bir aşama mıdır? İnsan bu gelişmelerin tam olarak neresinde alabilecektir? Söz konusu sorulara cevaplar üretmek, insanlık olarak mevcut konumumuzu anlamada bizlere yardımcı olabilecektir.

1. Sibernetik ve Siberpunk düşüncesi

Hayat ve evren, insânî bakış açımız itibariyle karmaşık bir düzen içerisindedir. İnsânî algı düzeyimiz, çevremizde olan bitenleri algılama, geleceğe dair tahminlerde bulunma ve çevresel dinamikleri yönetme anlamında oldukça sınırlıdır. Bu sebeple insanlık teknoloji olgusunu ortaya çıkarmıştır. Bu olgu dâhilinde birçok farklı araştırma alanı çevresel unsurları ve en nihayetinde insanın çevresiyle olan ilişkileri (sonuç olarak da kendini) anlama noktasında türetilmiştir. Sibernetik (Cybernetics) alanı da bunlardan biridir. İlk olarak André-Marie Ampère tarafından 1834 yılında türetilen Sibernetik kelimesi, Norbert Wiener’ın aynı ismi taşıyan kitabı ile birlikte varlığını sürdürmüştür (Ampère, 1834; akt. Esentürk, 2021; Wiener, 1948: yeni basım, 2019).

sibernetik
Sibernetik özünde ‘canlıların ya da yapay sistemlerin anlaşılması, kontrolü ve insanlarla olan etkileşimi’ konularına odaklanmaktadır. (Pixabay)

Mühendislik alanlarından Psikoloji’ye, Biyoloji’den Sosyoloji’ye disiplinlerarası bir kapsama sahip olan Sibernetik özünde ‘canlıların ya da yapay sistemlerin anlaşılması, kontrolü ve insanlarla olan etkileşimi’ konularına odaklanmaktadır (Beer, 2002; Von Foerster, 2007). Odak noktası ve bu bağlamdaki tanımı itibariyle sırasıyla mekanik, elektro-mekanik ve sayısal sistemlerde etkinliğini hissettiren Sibernetik sayesinde insan denetimli ya da otonom araçlar geliştirilebilmiştir. Disiplinlerarası bağlantıları Sibernetik çalışmalarının sadece mühendislik tasarımlarında kalmamasını, felsefî düşünüşlerin ve insan-araç arası etkileşim hususlarının da sürekli evrimleşmesini sağlamıştır. Günümüzde Sibernetik çalışmaları bir insanda ya da canlıda kayıp uzuvların elektro-mekanik bileşenlerle desteklenmesini ya da bir göz damlası ile geçici gece görüşü yeteneklerinin elde edilmesini sağlayabilmektedir (Andrei, 2015; Hochberg vd., 2012; Pierce, 2014). Yine insan denetimli dış-iskelet (exo-skeleton) sistemler ya da beyne takılan implant ve bir kamera yardımıyla görüş yeteneğinin tekrar kazanılması gibi çözümler de Sibernetik konusu olarak incelenmektedir (Bhowmick, & Hazarika, 2017; Bolo vd., 2019; Deng vd., 2018; Rosen vd., 2001). Anlaşılacağı üzere, Sibernetik iyiden iyiye Mühendislik, Bilgisayar Bilimleri, Tıp ve Biyoloji keşmekeşinde anlamlı bir kapsam içerisinde yer almaktadır. Neticede Sibernetik araştırmaları, teknolojik atılımlar ve devrim niteliğindeki Yapay Zekâ teknolojisi ile de ilişkili hale gelmiştir. Bu durum, bilim kurgu eserlere de konu olan sayısal ve biyolojik (analog) olguların bir araya gelmesi ihtimalini güçlendirmekte ve sonu gelmeyen tartışmaların da fitilini ateşlemektedir.

Sibernetik çalışmalarının sadece mühendislik tasarımlarında kalmamasını, felsefî düşünüşlerin ve insan-araç arası etkileşim hususlarının da sürekli evrimleşmesini sağlamıştır.

1.1. Sibernetik ve Yapay Zekâ’da biyolojik entegrasyon

Yapay Zekâ’nın genel çalışma yapısı birtakım mekanizmalar üzerine kurulu olmakla birlikte sınırları zorlayan ve tartışmalara sebep olan Yapay Zekâ çözümleri daha çok Makine Öğrenmesi ve Derin Öğrenme ile ilgilidir (Bu konuda daha fazla bilgi için Bkz. GazeteBilim: ‘Yapay Zekâ’da Yaratıcılık ve Algının Ötesindeki Teknoloji Tehlikesi’). Kısaca öğrenen Yapay Zekâ diyebileceğimiz bu tür çözümlerde problemler sayısal düzlemde tanımlanmaktadır. Bu durum elbette insan ürünü elektronik ve bilgisayar teknolojilerinin temel çalışma mantığı ve sayısal dünyanın kabulleri ile bağlantılıdır. Ancak biyolojik bir varlık olarak insanı analog bir sistem olarak kabul ettiğimizde, sayısal tanımların ötesinde düşünmemiz gerekmektedir. Bu düşünüş şekli gizemler barındırıyor olsa da bilim dünyasında sayısal ve analog sistemlerin, yani makine ve biyolojik varlıkların entegrasyonu ilgi çeken bir konu haline gelmiştir. Bu yöndeki bilimsel araştırmaları yapay kalp pilleri, yapay organlar ve tıbbi implantlar gibi müdahaleler kapsamında yorumlamak mümkün olmakla beraber, günümüz teknolojik koşulları Yapay Zekâ potansiyelini de akla getirmektedir. Gerçekten bilim dünyası, Sibernetik ekseninde düşünmek suretiyle, Yapay Zekâ ve biyolojik sistemlerin bir araya getirilmesi sayesinde biyolojik sistemlerin analog problem çözümlerini kolaylaştırdığı, Yapay Zekâ’nın da hız ve bilgi depolama bağlamında analog sistemlerin sınırlarını ortadan kaldırdığı modeller üzerinde araştırmalara odaklanmış durumdadır (Deplazes, & Huppenbauer, 2009; Ebrahimkhani, & Levin, 2021).

Bilim dünyasının çıkış noktasında yer alan beyin, Yapay Zekâ destekli düşünüş ile yetenekleri genişletilebilen bir insan potansiyelini de işaret etmektedir. (Pixabay)

Araştırmalar 2023 yılı itibariyle pratik anlamda topyekûn bir insan-makine oluşumundan halen uzakta olsa da bilim dünyasının çıkış noktasında yer alan beyin, Yapay Zekâ destekli düşünüş ile yetenekleri genişletilebilen bir insan potansiyelini de işaret etmektedir. Beyin-Bilgisayar Arayüzü (BCI / Brain-Computer Interface) adı altında yapılan bilimsel araştırmalar söz konusu potansiyele göz kırpan yenilikçi çözümleri aramaktadır (Kawala-Sterniuk vd., 2021). Bu araştırmalarla bağlantılı gündemden düşmeyen bir çözüm Elon Musk önderliğinde Neuralink ile sağlanmaya çalışılmaktadır. Geçtiğimiz günlerde insanlar üzerinde deney onayını da -sonunda almış olan- Neuralink, nörolojik rahatsızlıkları (Demans, Alzheimer…vs.) ve hatta sinir sistemi / omurilik problemlerini Yapay Zekâ’nın gücünden faydalanarak çözmeyi amaçlayan bir araç olarak dikkat çekmektedir (Armstrong, & Michael, 2020; Kulshreshth vd., 2019; akt. Snider, 2023). Neuralink’in bu şekildeki bir kullanılış şekli elbette insan yeteneklerini artırma ya da olmayan yetenekleri kazandırma mekanizmalarının mümkün olması itibariyle oldukça heyecan verici gelişmeleri de vaat etmektedir. Neuralink önderliğinde oluşacak ve daha birçok benzeri çözümün ortaya koyacağı bu insan-Yapay Zekâ entegrasyonu araçlar, Siberpunk düşüncesini akla getirmektedir.

Biyolojik bir varlık olarak insanı analog bir sistem olarak kabul ettiğimizde, sayısal tanımların ötesinde düşünmemiz gerekmektedir.

1.2. Siberpunk açısından Yapay Zekâ’nın potansiyeli

Bir kültürel ve felsefi bakış açısı olarak Siberpunk (Cyberpunk / Siber Çılgınlık), gelecekte teknolojinin domine ettiği ve insanlığın nispeten -teknolojiye rağmen- düşük hayat koşullarında varlığını sürdürmeye çalıştığı; distopik bir dünyayı tasvir etmekte, bu yapısı itibariyle bir bilimkurgu alt-türü olarak kabul edilmektedir (Ivey, 2023; Phipps, 2020). Kitapları filmlere çevrilen William Gibson, bu türün babası olarak bilinmektedir (Cavallaro, 2020). Yine türün önemli yazarlarından olan Philip K. Dick’in Android’ler Elektrikli Koyun Düşler mi? adlı eseri, büyük ilgi çeken Bıçak Sırtı (Bladerunner) film serisine de esin kaynağı olmuştur (Flemming vd., 2019; Sammon vd., 1996). Kısaca özetlemek gerekirse, makineleşmiş insanların, yüksek teknolojinin, karanlık ortamlarda neon ışıkların ve distopik bir atmosferin hâkim olduğu eserlerin Siperpunk türü üzerine kurulmuş olduğunu ifade etmek mümkündür. Siberpunk kavramının bilimkurgu olması bizleri yanıltmamalıdır. Çünkü bilimkurgu eserlerde ifade edilen insansı robotik sistemlerin, günümüz teknolojik koşullarında adım adım gerçeğe dönüşmesi gibi, Siberpunk bir gelecek de biyolojik varlıklarla Yapay Zekâ’nın bir araya gelmesi neticesinde gerçeğe dönüşebilecektir. Çünkü beyne müdahaleyi mümkün kılan sayısal-analog sistem birlikteliği ve bu müdahaleleri amaca doğrultacak Yapay Zekâ tabanlı algoritmik süreçler tam anlamıyla Siberpunk’ı tanımlamaktadır. Bununla beraber Siberpunk kültüründe sıklıkla görülen; sayısal sistemlere müdahale aşamasında biyolojik sistemlerle köprü kuran kimyasal süreçler de belki de insan-makine arası etkileşimi sağlayacak bir yol olarak; gelecek süreçte çok daha fazla araştırılabilecektir. Dolayısıyla bütün açıklamalardan hareketle, 2020’li yıllarda daha fazla gözlemlenen; Yapay Zekâ’daki vites artışı ve Neuralink gibi araçlarla ortaya çıkan olasılıklar Siberpunk’ı gözlerimiz önünde yavaşça gerçeğe dönüştürmektedir. Burada sorulması gereken soru, Siberpunk geleceğin bilimkurguya alet olan distopik düşünüşlerden ziyade insanlık için daha iyi geleceğe sebep olup olmayacağıdır…

Siberpunk bir gelecek insanlık açısından nasıl bir niteliğe sahip olacaktır? Teknolojinin domine ettiği bir çağ bizler için iyi midir kötü müdür?

2. Siberpunk bir gelecek: İyi mi kötü mü?

Teknolojinin hâkim olduğu bir gelecek genellikle insanları korkutmaktadır. Çünkü bilinen bir gerçek olarak; insan sosyal bir varlık olmakla beraber çevresindeki başka canlılarla ve dünya ile etkileşim halindedir. Bu etkileşimsel süreçler hayatın doğal akışında olduğu için insan ürünü yapay bileşenlerin doğal etkileşimi kesme riski olmaktadır. Bir paradoksal durum olarak doğal ortamda varlığını sürdüren insanoğlu ürettiği teknoloji ile bu doğal etkileşimi kendi sahasında oluşturamamaktadır. Çünkü en nihayetinde insanoğlu kaotik hayatta pratikliğe ve rahatlığa meyil göstermektedir. Tarihler öncesinde hayatta kalma içgüdüsü ile fiziksel çabası daha fazla olan insanoğlu, diğer canlılara karşı üstünlük aracı olarak kullandığı Zekâsı ve icat ettiği teknoloji olgusu sayesinde fiziksel mücadele seviyesini indirgemiştir. Yapay Zekâ gibi kendini taklit edebilecek teknolojiler de insanın gerçek hayattan sanal hayata geçiş yapmasını güdülemektedir. İnsan doğası açısından çelişkili bu durum teknolojinin hâkim olduğu geleceği daha çok distopik bakış açılarıyla harmanlamaktadır. Siperpunk böyle bir bakış açısının sonucu olsa da daha çok bilimkurgunun kütürel ve felsefi dinamikleri sayesinde ilerlemektedir. Siberpunk karşısında daha formal ve bilimsel bir bakış açısı Teknolojik Tekillik (Technological Singularity) olarak adlandırılmaktadır. Teknolojik Tekillik insan algısının ötesinde, Yapay Zekâ ve destekleyici teknolojiler tarafından sürdürülen (domine edilen) bir gelecek hipotezidir (Potapov, 2018; Shanahan, 2015). Distopik düşünceleri tetiklese de Teknolojik Tekillik nötr bir anlama sahiptir. Siberpunk ise Teknolojik Tekillik kavramını sarmalayabilecek düzeyde, kültür ve hayat biçimi unsurlarını da barındıran daha sosyal bir kavramdır.

siberpunk
Siberpunk bir gelecek de biyolojik varlıklarla Yapay Zekâ’nın bir araya gelmesi neticesinde gerçeğe dönüşebilecektir. (Pixabay)

En nihayetinde Siberpunk özelinde bir gelecek tasarımı düşünüldüğünde kötümser bir tablo daha olası olsa da bu durumu daha farklı bir kulvarda; avantaj ve dezavantaj özelinde şöyle yorumlayabiliriz:

  • İnsan algısının ötesindeki teknolojik unsurlar, insanları kontrol eden ve hayatlarını yönlendiren bir geleceğe sebep olacaktır. Ancak bu durum yine benzeri düzeyde ancak insan-uyumlu teknolojilerle, ‘zamanında’ dengelenirse, insânî hayat koşullarının sürdürülebilirliği sağlanabilecektir.
  • İnsanlar biyolojik ve sayısal (Yapay Zekâ destekli) bileşenlerle özgür iradelerinin kısıtlandığı bir hayat içerisinde var olmak zorunda kalacaktır. Ancak Sibernetik odaklı düşünüldüğünde, insânî yeteneklerin artırılarak, katma değer oluşturacak eylemlerin tasarlanması da pekâlâ mümkündür.
  • Siberpunk, dünya üzerindeki doğal kaynakların tüketildiği bir gelecektir. Ancak uygun aksiyonlar alındığı takdirde, bu ‘çılgınlık’ düzeyi, sürdürülebilir koşulların daha hızlı oluşturulabilmesini, belki de iklim değişikliği, hastalıklar…vs. gibi kitlesel / küresel sorunların çözülebildiği bir Siberpunk çağını da beraberinde getirebilecektir.
  • Siberpunk sayesinde bilinen sınırlarının ötesine geçen insanlar, farklı yan etkilerle karşı karşıya kalabilecektir. Ancak bu durum Siberpunk odağındaki kötümser gelecek ile bağlantılıdır; Siberpunk kapsamında yüksek teknoloji belki de hastalıkların ve tıbbi rahatsızlıkların önüne geçilmesini sağlayabilecektir.

Söz konusu öngörüler, Siberpunk kavramını iyimser bir düzeye doğru taşıyor görünmektedir. Ancak insânî sorumluluğun etkin kullanımı Siberpunk geleceğini distopik bir düşünüşten ziyade ütopik dengelerin de olduğu bir seviyeye getirebilecektir. Bu yaklaşım tıpkı bilinen problem çözümlerine alternatif ve akılcı çözümler tasarlamak olarak ifade edebileceğimiz hack kavramının zamanla olumsuz bir kavram olarak algılanması gibidir. Özünde hack kavramı nötr bir kavram olmakla birlikte siber korsanlık ve etik hackerlık gibi tanımlar birbirine zıt iki yaklaşımı temsil etmektedir. Siberpunk bağlamındaki bir gelecek de belki bu şekilde farklı bakış açılarıyla alternatif alt-tanımlara ev sahipliği yapacaktır.

2.1. Yapay Zekâ önderliğinde yeni insan

Siberpunk ile bir gelecek insan ve makine birleşimi neticesinde yeni bir insan türetmiş olacaktır. Bu yeni insan en nihayetinde Yapay Zekâ önderliğinde şekillenmiş olacaktır. Günümüzde bir tür bilimkurgu gibi algılanabilecek bu bakış açısı, geleceğin bir gerçeği olabilecektir. Ortaya çıkacak yeni insan biyolojik bir varlıktan ziyade insan-makine karması bir varlığa tekabül edebilecektir. Bu konuda belirsizliğini koruyan husus, bilinç ve zihin hâkimiyetinin insan doğasında devam edip edemeyeceğidir. Elbette bu durum ruh olgusunu kabul eden bakış açılarıyla çelişmektedir. Ancak özellikle Yapay Zekâ araştırmaları bilinenlere olan bakış açılarını da değiştirebilmektedir. Örneğin, son yıllarda fırtına gibi esen Dall-E ve ChatGPT gibi araçları geliştirmesiyle bilinen OpenAI şirketinin CEO’su Sam Altman, Yapay Zekâ araştırmaları sonucunda insana atfedilen sihirli bir olgu olarak zannettiği Zekânın, aslında maddeyle ilgili bir gerçeklik olduğu konusunda fikir değiştirdiğini ifade etmektedir (akt. D’Cruze, 2023). Bilimsel araştırmalar, insan zihni ve bilincinin manipüle edilebilir olduğunu göstermekte, insan beyninin gizemleri çözüldükçe sadece tıbbî anlamda değil, aynı zamanda psikolojik, sosyolojik ve antropolojik keşifler gerçekleşmektedir. Sonuç olarak Yapay Zekâ önderliğinde doğan yeni insan ile ilgili olarak şu tahminler türetilebilmektedir:

  • Yeni insan, beynin sınırları ötesinde bilgi depolama ve hızlı muhakemede bulunma yeteneklerine sahip olacaktır.
  • Yeni insan destekleyici sayısal bileşenler sayesinde hayatını daha uzun süreli sürdürülebilecektir.
  • Yani insanın gerçek hayat ile birlikte sayısal (sanal) ortamdaki hayatı birbiriyle iç içe geçmiş olacak, gerçeklik fiziksel dünya ve imgelemler etkileşimi içerisinde kabul edilecektir.
  • Yeni insanlar için bilgiye sahip olma ya da beceri kazanma sadece birtakım veri işleme ve depolama süreçleriyle bağlantılı olacaktır.
  • Yeni insanlar açısından ahlak, vicdan ve duygular gibi soyut olgular günümüzde bilinenlerden çok daha farklı şekillerde kabul görebilecektir. Belki de ahlak olgusu ya da vicdani kararlar toplumca kabul edilmez hale gelecektir(!).
  • Yeni insanın oluşturacağı Siberpunk toplumları, çok daha farklı normlara, alışkanlıklara ve kültürel oluşumlara sahip olacaktır. Sosyal etkileşim yerini sanal bağlantılara ve sanal düzlemde işbirlikçi ilişkilere bırakacaktır.
  • Yeni insanın herhangi bir mesleki uğraş ile ilgisi çok daha az olacaktır. Yeni insan, veri üreten ve ürettiği veriler karşılığında elde ettiklerini günlük aktiviteleri için takasa sokan bir varlık haline gelecektir.
  • Siberpunk çağında insanın makinelerle eşgüdüm kurması ve makineleri kontrol etmesi mümkün olacaktır. Makineler tıpkı insan gibi biyo-teknolojik sistemler olarak yeniden doğacaktır.
  • Siberpunk bağlamındaki bir gelecek, entelektüellikten ziyade mühendislik ve manipülasyon becerilerine değer veren bir gelecek olacaktır.   

Önceki bölümlerde Siberpunk çağı için ortaya konulan; iyimserliği de içeren düşünceler bu sefer yeni insan özelinde daha karamsar bir tablo ortaya çıkarmaktadır. Ancak insânî inisiyatifin bir sonucu olarak yeni insanın söz konusu karakteristik özelliklere sahip olması belki de kaçınılmaz ama insanlığın varoluşu açısından faydalı bir sonuç olacaktır. Sonuç olarak çağlar boyu değişen ve dönüşen insanlığın gelecekteki bu dönüşümü de insanlık adına faydalı olacaktır, kim bilir? Belki de Siberpunk yeni insan açısından düşük hayat koşullarından ziyade ekonomik baskılardan muaf, teknoloji güdümünde ancak yine de özgür bir ortam sunacaktır. Geleceğin şekillenişi bütün tartışmalara rağmen insan sorumluluğu ve eylemleriyle bağlantılı olmakta, gerçek bir Siperpunk mevcut bilimkurgu bakış açılarının çok daha ötesinde; gerçekçi kabulleri barındırmaktadır.

Siberpunk gelecek yeni insanı nasıl şekillendirecektir?

3. Sonuç olarak

İşbirliği hayatın temelinde yer almaktadır. Doğrudan veya dolaylı yönden ekosistem içerisinde oluşan işbirliği bile dünya üzerinde süren hayatın gerekli koşulu durumundadır. Benzer bir biçimde, insan ürünü teknolojilerin ve Yapay Zekâ’nın temel biyolojik dinamikler ile birleşmesi kaçınılmaz gibi görünmektedir. Özellikle insanın yerine geçebilme potansiyeli olan Yapay Zekâ teknolojisinin hayatın analog gerçekleri karşısındaki eksikliğinin yine analog sistemler sayesinde çözülebileceği düşünülmektedir. Kısaca Yapay Zekâ ve biyolojik unsurların entegrasyonuyla mümkün olan birliktelik, Siberpunk geleceğin gerçeğe dönüşmesinde de büyük rol oynayacaktır. Siberpunk kavramının daha çok bilimkurgu bakış açılarıyla anlaşılabileceğini düşünsek de Teknolojik Tekillik gibi hipotezler altyapının bilimsel ve teknik bakış açılarıyla desteklenmesini sağlamaktadır. İnsanın kendi ürettiği teknolojinin algı ötesine geçmesi ile birlikte ortaya çıkan acizlik durumu yine insan sorumluluğu doğrultusunda çözümlenebilirse, distopik bir bakış açısına sahip Siberpunk gelecek düşündüğümüz gibi olmayacaktır. Bilimsel ve teknik konuların yanında Siberpunk gibi kültürel ve felsefi yönleri olan bir bakış açısına insânî farkındalık yoluyla yaklaşmak gelecek açısından olumlu çözümlerin türetilebilmesini de tetikleyecektir.

Kaynakça

Ampère, A. M. (1834). Essai sur la philosophie des sciences (Vol. 1). Bachelier.

Andrei, M. (2015). Scientists develop night-vision eye drops. ZME Science. Çevrimiçi: https://www.zmescience.com/science/night-vision-eye-drops-27032015/ (Erişim 1 Haziran 2023).

Armstrong, W., & Michael, K. (2020). The Implications of Neuralink and Brain Machine Interface Technologies. In 2020 IEEE International Symposium on Technology and Society (ISTAS) (pp. 201-203). IEEE.

Beer, S. (2002). What is cybernetics?. Kybernetes, 31(2), 209-219.

Bhowmick, A., & Hazarika, S. M. (2017). An insight into assistive technology for the visually impaired and blind people: state-of-the-art and future trends. Journal on Multimodal User Interfaces, 11, 149-172.

Bolo, A., Maglanque, C. J., Cruz, F. K. D., & Ocampo, J. C. D. (2019). Electroencephalogram (EEG) Headset-Controlled Lower Body Adjustable Cybernetic Exoskeleton through a Brain-Computer Interface (BCI): A Potential Rehabilitation Device for Physical Therapy. Ascendens Asia Journal of Multidisciplinary Research Abstracts, 3(2).

Cavallaro, D. (2000). Cyberpunk & Cyberculture: Science fiction and the work of William Gibson. A&C Black.

Deplazes, A., & Huppenbauer, M. (2009). Synthetic organisms and living machines: Positioning the products of synthetic biology at the borderline between living and non-living matter. Systems and Synthetic Biology, 3, 55-63.

D’Cruze, D. (2023). ‘What have you learned about humans?’: Cred’s Kunal Shah stumps OpenAI CEO Sam Altman with deeply philosophical query. Business Today-India. Çevrimiçi: https://www.businesstoday.in/technology/news/story/what-have-you-learned-about-humans-creds-kunal-shah-stumps-openai-ceo-sam-altman-with-deeply-philosophical-query-384735-2023-06-08 (Erişim 10 Haziran 2023).

Deng, M., Li, Z., Kang, Y., Chen, C. P., & Chu, X. (2018). A learning-based hierarchical control scheme for an exoskeleton robot in human–robot cooperative manipulation. IEEE Transactions on Cybernetics, 50(1), 112-125.

Ebrahimkhani, M. R., & Levin, M. (2021). Synthetic living machines: A new window on life. Iscience, 24(5), 102505.

Esentürk, G. (2021). Siborg Beden bağlamında Stelarc, Orlan ve Transpecies Society’nin Sanat Pratikleri (Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi, Türkiye).

Flemming, G. C. (2019). From Questioning to Answering: The Paranoid Dialectics of PK Dick. Rethinking Marxism, 31(4), 519-531.

Hochberg, L. R., Bacher, D., Jarosiewicz, B., Masse, N. Y., Simeral, J. D., Vogel, J., … & Donoghue, J. P. (2012). Reach and grasp by people with tetraplegia using a neurally controlled robotic arm. Nature, 485(7398), 372-375.

Ivey, A. (2023). What is cyberpunk: A beginner’s guide to the sci-fi genre. Cointelegraph. Çevrimiçi: https://cointelegraph.com/news/what-is-cyberpunk-a-beginner-s-guide-to-the-sci-fi-genre (Erişim 8 Haziran 2023).

Kawala-Sterniuk, A., Browarska, N., Al-Bakri, A., Pelc, M., Zygarlicki, J., Sidikova, M., … & Gorzelanczyk, E. J. (2021). Summary of over fifty years with brain-computer interfaces—a review. Brain Sciences, 11(1), 43.

Kulshreshth, A., Anand, A., & Lakanpal, A. (2019). Neuralink-an Elon Musk start-up achieve symbiosis with artificial intelligence. In 2019 International Conference on Computing, Communication, and Intelligent Systems (ICCCIS) (pp. 105-109). IEEE.

Phipps, C. T. (2020). What is Cyberpunk? Grimdark Magazine. Çevrimiçi: https://www.grimdarkmagazine.com/what-is-cyberpunk/ (Erişim 8 Haziran 2023).

Pierce, A. (2014). Controlling Cybernetic Machines with the Human Mind. Tech Directions, 73(10), 8.

Potapov, A. (2018). Technological singularity: What do we really know?. Information, 9(4), 82.

Rosen, J., Brand, M., Fuchs, M. B., & Arcan, M. (2001). A myosignal-based powered exoskeleton system. IEEE Transactions on systems, Man, and Cybernetics-part A: Systems and humans, 31(3), 210-222.

Sammon, P. M., Dick, P. K., & Scott, R. (1996). Future noir: the making of Blade Runner. New York: HarperPrism.

Shanahan, M. (2015). The technological singularity. MIT Press.

Snider, M. (2023). Elon Musk’s Neuralink has FDA approval to put chips in humans’ brains. Here’s what’s next. USA Today. Çevrimiçi: https://www.usatoday.com/story/tech/2023/06/09/musk-neuralink-brain-chips-fda-human-trials/70299875007/ (Erişim 10 Haziran 2023).

Von Foerster, H. (2007). Understanding understanding: Essays on cybernetics and cognition. Springer Science & Business Media.

Wiener, N. (1948; yeni basım, 2019). Cybernetics or Control and Communication in the Animal and the Machine. MIT Press.

Etiketler: biyoloji, sibernetik, siberpunk, yapay zeka, yeni insan
Utku Köse 10 Haziran 2023
Bu Yazıyı Paylaş
Facebook Twitter Whatsapp Whatsapp E-Posta Linki Kopyala Yazdır
Yazar: Utku Köse
Takip Et
Doç. Dr., Süleyman Demirel Üniversitesi, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, Türkiye. Kuzey Dakota Üniversitesi, Mühendislik ve Maden Fakültesi, ABD. Lisans derecesini Gazi Üniversitesi – Bilgisayar Eğitimi Bölümü’nden (2008; fakülte birincisi olarak), Master derecesini Afyon Kocatepe Üniversitesi – Bilgisayar Anabilim Dalı’ndan (2010; Yapay Zekâ uzmanlığında); Doktora derecesini de Selçuk Üniversitesi – Bilgisayar Mühendisliği Anabilim Dalı’ndan (2017; Yapay Zekâ – zeki optimizasyon konularında) almıştır. 2009-2012 yılları arasında Afyon Kocatepe Üniversitesi, 2012-2017 yılları arasında ise Uşak Üniversitesi’nde görev yapmış olan ve gerek ulusal, gerekse uluslararası platformda 200’den fazla akademik makale, kitap, kitap bölümü ve bildiri çalışmaları bulunan Köse, 2017-2019 yılları arasında Süleyman Demirel Üniversitesi’nde Dr. Öğr. Üyesi olarak görev yapmış ve 2019’dan bu yana aynı kurumda Doç. Dr. olarak görevini sürdürmektedir. Aynı zamanda CRC Press’in Biomedical and Robotics Healthcare ve Elsevier’ın Computational Modeling Applications for Existential Risks kitap serilerinin editörlerinden olan Köse’nin genel uzmanlık ve araştırma konuları arasında; başta Yapay Zekâ olmak üzere, Makine Etiği, Yapay Zekâ Güvenliği, Biyomedikal Uygulamalar, Optimizasyon, Kaos Teorisi, Uzaktan Eğitim, E-Öğrenme ve ilgili teknolojiler, Bilgisayar Eğitimi ve Bilgisayar Bilimleri bulunmaktadır. Köse, edebiyat alanında da çalışmalara imza atmıştır. utkukose@gmail.com / utkukose@sdu.edu.tr
Önceki Yazı ikinci kuantum devrimi İkinci kuantum devrimi ve gelecek
Sonraki Yazı osmanlı, bilim Fanatizm ve bilim

Popüler Yazılarımız

krematoryum fırını

Türkiye’de ölü yakma (kremasyon): Hukuken var, fiilen yok

BilimEtik
23 Kasım 2023
cehalet
Felsefe

“Cehalet mutluluktur” inancı üzerine

Eşitleştiren, özgürleştiren, mutlu kılan, bilgi midir yoksa cehalet mi? Mutlu kılan, cehalet mutluluktur sözünde ifade edildiği gibi, bilgisizlik ve cehalet…

12 Ağustos 2023
deontolojik etik
Felsefe

Deontolojik etik nedir?

Bir deontolog için hırsızlık her zaman kötü olabilir nitekim çalma eyleminin özünde bu eylemi (daima) kötü yapan bir şey vardır.

15 Ağustos 2024
kurt, köpek
Acaba Öyle midir?Zooloji

İddia: “Kurt evcilleşmeyen tek hayvandır!”

Tabii ki bu cümle baştan aşağı yanlıştır. Öncelikle kurt ilk ve en mükemmel evcilleşen hayvandır. İnsanın en yakın dostu köpek…

2 Şubat 2024

ÖNERİLEN YAZILAR

Ray Kurzweil ve yaklaşan teknolojik tekillik: İnsanlığın yeniden tanımlanacağı çağ

1999 yılında yayımlanan The Age of Spiritual Machines kitabında Ray Kurzweil, yapay zekânın (AI) yükselişini ve insanlık üzerindeki dönüştürücü etkilerini…

Yapay Zekâ
4 Kasım 2025

Yapay zekâ çağında eğitim: Sistemin gerçek amacı artık bilgi değil, bağımlılık

Bugün eğitim kurumları meslek kazandıran yerler değil, borçlandırma ve zihinsel uyum süreçlerinin uygulandığı merkezler hâline geldi. Üniversiteler devasa harçlar talep…

GenelYapay Zekâ
21 Ekim 2025

Yeni kuantum teknolojilerinin getirdikleri: Keşfinin 100. yılında kuantum mekaniğinden daha neler beklemeliyiz?

Bu kuantum yazısının odağı, Dirac'ın 1928'deki bir makalesinde sunduğu ve kitabında yer verdiği Dirac denklemi adıyla bilinen teorisidir.

2025 Uluslararası Kuantum Fiziği ve Teknolojileri Yılı
20 Ekim 2025

Grok, Attila’yı neden “barbar” yaptı?

Yapay zekânın taraflı olmasının kendi ağzından itirafı...

Yapay Zekâ
12 Ekim 2025
  • Biz Kimiz
  • Künye
  • Yayın Kurulu
  • Yürütme Kurulu
  • Gizlilik Politikası
  • Kullanım İzinleri
  • İletişim
  • Reklam İçin İletişim

Takip Edin: 

GazeteBilim

E-Posta: gazetebilim@gmail.com

Copyright © 2023 GazeteBilim | Tasarım: ClickBrisk

  • Bilim
  • Teknoloji
  • Felsefe
  • Kültür-Sanat
  • Gastronomi
  • Çocuk

Removed from reading list

Undo
Welcome Back!

Sign in to your account

Lost your password?