DeepSeek açık kaynak ve daha düşük maliyetlerle, daha profesyonel ve farklı versiyonların daha düşük maliyetlerle sunulduğu planlarla ön plana çıktı. Bu da yine ChatGPT’nin kullanıcı arasındaki yaygınlığının aslında bir bakıma darbe yemesi anlamında kritikti.
Transkripsiyon: Sena Kaplan
Üretken yapay zekâ rüzgârı aslında uzunca bir zamandır söz konusu olan bir durum. Özellikle Çekişmeli Üretici Ağ(GAN) dediğimiz modeller, otokodlayıcı modeller ve buna benzer birçok geliştirme aslında yapay zekâ literatüründe özellikle 2010’lu yıllardan sonra oldukça ön plana çıkmış durumda. Bu geliştirmeler ansızın üretken yapay zekânın hayatımıza dâhil olmasıyla ortaya çıkmıyor, zamanla gelişiyor ve ilerliyor.
Bunların arasında Amerika Birleşik Devletleri’nin de sahip olduğu kaynaklar, teknolojik altyapı ve yıllardır teknolojik anlamda yapay zekâ dünyasında ortaya çıkmış olan birikimleriyle birlikte GPT tabanlı modeller, özellikle geniş dil modelleri dediğimiz LLM olarak isimlendirilen modellerin de ön plana çıkmasıyla birlikte bir noktadan sonra ChatGPT yardımıyla burada sansasyonel bir boyutta üretken yapay zekânın tıpkı insan gibi sonuçlar üretebilen ve güncel bilgilerle kendisini geliştirebilen, sunduğu feedbackleri bunlarla harmanlayabilen ve bu sayede hem yapay zekânın hem de günlük hayatının bütün faaliyet alanlarını derinden sarsan bir üretken yapay zekâ çağına girmiş olduk.
Hem yapay zekânın hem de günlük hayatının bütün faaliyet alanlarını derinden sarsan bir üretken yapay zekâ çağına girmiş olduk.
Ama dediğim gibi bu gelişmelerin öncesi de var. Sadece biz bilim ve araştırma dünyası tarafında daha çok hâkim oluyoruz. Günlük hayatta yani sokaktaki insanların esas hakimiyeti, Open AI şirketinin ChatGPT ürününün ön plana çıkmasıyla söz konusu oldu. Burada Open AI’ın da geçmişi var. Aslında Open AI’yı özellikle ilk ortaya çıktığından bu yana takip ediyordum. Open AI adı üstünde açık yapay zekâ, sorumlu yapay zekâ yani insan faydası özelinde yapay zekâ geliştirmeleriyle ön plana çıkan bir şirketti. Ama ChatGPT ve bundan sonraki geliştirmeler açıkçası Open AI’ın bu yöndeki faaliyetlerini sorgulatır hale getirdi. Özellikle Sam Altman’ın veya bu süreçte geçmiş zamandan ortaya çıkan işten çıkarılması sonra tekrar Altman’ın pozisyona geri dönmesi gibi durumlar aslında yapay zekâ çağının ve yapay zekâ yarışının ne kadar kritik olduğunu bu yönde insanların bu geliştirmeler özelinde, şirketlerin ötesinde ülkeler açısından, ülkelerin yapay zekâ yarışındaki teknolojik ivmelerinin etkinliği bakımından son derece kritik olduğunu gösterdi.
ChatGPT furyası ve orada ortaya çıkan geliştirmeler bu derece etkin bir durumdaydı. Bu noktada arka planda elbette yine Amerika ile birlikte Çin arasındaki rekabet de söz konusuydu. Çin de Amerika Birleşik Devletleri’nden daha farklı yönde kültürel manada veya teknolojik geliştirmenin özelinde farklı dinamiklere sahip olsa da elbette bu noktada Amerika’nın en önemli rakiplerinden biri olarak ön plana çıkıyordu. Belki de yegâne günümüz rakiplerinden biri…
DeepSeek adı verilen yazılım özellikle ChatGPT’ye rakip olarak gündemi sarstı.
Açıkçası o yönde de şu anda bir toparlanma var. 28 Ocak itibariyle yine Amerikan borsalarında teknoloji şirketlerinde bir toparlanma durumu söz konusu. Ama aslında bu oradaki borsa tarafında geliştirmeler veya ortaya çıkan ivmeden de kaynaklı. Doğrudan DeepSeek’in tek başına bütün borsayı alt üst etti denmesinin ne kadar doğru olduğu tartışılır.
En nihayetinde Trump’ın geçmiş haftalarda yapay zekâ yönündeki, “Amerika’yı dünyanın yapay zekâ merkezi haline getireceğiz” açıklamasının üzerine Çin’in bu hamlesi belki de tabii tek başına olmasa da Amerikan borsasını etkileyen unsurlardan biri oldu. Teknik anlamda çok detaya girmeden yorumlamak gerekirse, ChatGPT’nin özellikle güncel verileri RAK yöntemiyle toplaması ya da oldukça güncel verilerle feedback sunması açısından, DeepSeek’ten halen daha iyi olduğunu ifade edebiliriz. Ama DeepSeek’in de yapabildiği gibi teknik cevaplar oluşturması, ChatGPT’nin ve bu gelişen modellerinin yazılım kodlarını üretmesi gibi yetenekleri, “yazılım geliştiricilerinin işi bitecek mi, işsiz mi kalacaklar” tartışmalarını da alevlendirmişti.
İşte bu noktada DeepSeek, ChatGPT’yi bile geçiyor. Şu andaki ChatGPT bile istediğiniz doğrultuda size çeşitli yazılım kodlarını sunabilme yeterliğine halihazırda sahip. ChatGPT ne kadar güncel verileri feedback olarak sunma konusunda ön plana çıkıyorsa, DeepSeek de ChatGPT’den daha üstün olarak bu yöndeki kod üretme, teknik cevaplar üretme noktasında da daha iyi durumda diyebiliriz. Yani iki tarafın da karşılıklı avantajları ve dezavantajları var.
Bunun yanında tabii ki en önemlisi DeepSeek açık kaynak ve daha düşük maliyetlerle, daha profesyonel ve farklı versiyonların daha düşük maliyetlerle sunulduğu planlarla da ön plana çıktı. Bu da yine ChatGPT’nin kullanıcı arasındaki yaygınlığının aslında bir bakıma darbe yemesi anlamında kritikti. Bu yüzden de özellikle yapay zekâ yarışında Amerika ve Çin arasındaki, belki günlük hayatta her yerde görünmüyor ama, mesela TikTok gibi sosyal medya yazılımları özelinde bile bu rekabet ön plandaydı.
Özellikle yapay zekâ yarışında Amerika ve Çin arasındaki, belki günlük hayatta her yerde görünmüyor ama, mesela TikTok gibi sosyal medya yazılımları özelinde bile rekabet ön plandaydı.
Özellikle TikTok’un yapay zekâ algoritması, Çin tarafından ortaya konulan algoritma çok tartışma konusuydu. Mesela geçen yıl Amerika’da bile TikTok’un kampüs alanında kullanımının kısıtlanması, yasaklanması gibi durumlar bile söz konusuydu. Günlük hayatta zaten yazılım noktasında, teknoloji noktasında bir rekabet belki sokaktaki insanlar tarafından bile burada hissediliyor durumda olsa da yapay zekâ tarafındaki rekabet belki de daha çok teknik tarafta yer alan bizler tarafından veya bu konuyu iyice irdeleyen insanlar tarafından belki daha iyi görülebiliyordu.
Şimdi ChatGPT’nin karşısında DeepSeek bu özelliklerle çıkınca, bu iyiden iyiye sokaktaki insanın da konuşabildiği bir duruma dönüşmüş oldu. DeepSeek dolayısıyla şu anda açık kaynak olması, ondan sonra teknik tarafta daha iyi cevaplar üretebilmesi, ChatGPT’nin arka plandaki GPT modellerine göre burada verilerle eğitilmesi, verileri üzerinden öğrenmesi, kısaca teknik olarak o yapay zekânın öğrenmesi sürecini daha verimli bir şekilde ve başarımı da düşürmeden yapabilmesi dolayısıyla teknik olarak da aslında ChatGPT’ye karşı avantajlı bir konumda olan bir yazılım olarak karşımıza çıkıyor. Üretken yapay zekâ tarafındaki o GPT tabanlı modellerinin bir rakibi olarak o arka plandaki eğitim hususlarını da bilimsel olarak geliştirmiş Çin tarafından ortaya konulan bir yazılımla karşı karşıyayız.

Tabii şu da var: OpenAI şirketinin aslında ChatGPT’nin özünde düşündüğü, ortaya koyduğu felsefeyi biraz da çiğneyerek, biraz da belki bu yapay zekâ yarışı ile bu yönde ortaya çıkan güç sarhoşluğuyla ortaya çıkan dezavantajlar karşısında DeepSeek’in daha sorumlu yapay zekâ ya da açık yapay zekâ modunda vaatleri olduğunu görebiliyoruz. Ama uzun vadede bu vaatler yerine getirilir mi; OpenAI gibi bir senaryoya, hikâyeye dönüşür mü bilmiyoruz. Çünkü benim gördüğüm hep yapay zekâ sistemleri insan faydası için geliştiriliyor, ortaya konuluyor. Ama günün sonunda bu teknoloji sarhoşluğu, belki ekonomik anlamda elde edilen gelirler, ki yapay zekâ çağındayız, yapay zekâ geliştiricilerini ve ülkelerin özellikle Amerika özelindeki yazılım şirketlerini düşündüğünüzde, o Kaliforniya tarafı özellikle mesela, birçok husustan daha çok ekonomik anlamda üst düzeyde fayda sağlıyor. Tabii ki işte bunlar ortaya çıkınca bir noktadan sonra insanlık ve etik gibi noktalar da geride kalıyor. DeepSeek de bu kadere makhûm olur mu göreceğiz.
Ben daha sonradan olabilir diye düşünüyorum ama görünen o ki şu anda Amerika ve Çin arasındaki o teknoloji yarışı ve buradaki mücadele, iyiden iyiye ön plana çıkmış oldu. Bence bu karşılıklı hamlelerle devam edecektir. ChatGPT tamamen ortadan gitti diyemeyiz tabii ki. ChatGPT’nin aksiyonları olacak, DeepSeek geliştirilmeye devam edecek. Belki başka başka firmaların, şirketlerin modelleri ortaya çıkacak. Aslında farklı modeller içeren değişik teknoloji şirketlerinin de bu noktada çözümleri var. Esasen bu biraz da Amerika-Çin rekabetinden dolayı bu kadar sansasyonel bir haber oldu. Gündemi bu yüzden sarstı. Ama sadece ChatGPT ve DeepSeek yok sonuçta. Gelişmeler neleri ortaya çıkaracak göreceğiz. Küresel çapta yapay zekâ yarışının ne kadar önemli olduğunu gösteren çok önemli bir gelişme…
ChatGPT tamamen ortadan gitti diyemeyiz tabii ki. ChatGPT’nin aksiyonları olacak, DeepSeek geliştirilmeye devam edecek.
Şu anda DeepSeek’in özellikle bazı yetenekleri konusunda ChatGPT’nin üstünde sonuçlar ortaya koyduğunu gösteren paylaşımlar, haberler dönüp dolanıyor ama dediğim gibi güncel verileri toplayabilme noktasında DeepSeek de eğer ChatGPT kadar o yöndeki mekanizmalarını da daha da iyi geliştirirse artık ChatGPT’yi iyice alt eden bir sistem görebiliriz. Aslında güncel verileri toplama noktasında halen ChatGPT kadar olamaması durumunu belki de Çin’in kısıtlarıyla bağlantılı olabilir diye yorumluyorum. Çünkü DeepSeek’i kullanılırken de bazı cevaplarda sansüre uğradığını görebiliyoruz. Kullanıcılar hemen bunları deneyimlemeye başladı. Düşünüldüğü kadar da küresel çapta üst düzeyde her konuda açık ve direkt şekilde her şeyi ifade eden sistem de karşımıza değil açıkçası. Çin hükümetinin sansür uyguladığını zaten biliyoruz ve bu nedenle uyguladığı sansür politikalarının da yazılım tarafına yansıdığını görebiliyoruz. Bu açıdan da o güncel verileri toplama noktasında ChatGPT’in belki daha avantajlı görünmesinin nedeni bu olabilir. Teknik bir yetersizlik olmayabilir. DeepSeek’in belki Çin tarafındaki o kısıtlarla bağlantılı olmasıyla da alakalı olabilir.
Bunun yanında tam ben bunları anlatırken DeepSeek’in cevap üretme noktasında sunucularında yoğunluk yaşandığını da görebiliyoruz. Çin’in de tabii ki Amerika karşısındaki teknolojik anlamda üstünlüğünün farkındayız ama bu noktada sanki biraz da Amerika’nın uyguladığı kısıtlamalar derken Amerika’nın teknoloji odağındaki popülerliğinden süre gelen kazanımları ve altyapı konusundaki güçlü olma pozisyonunu göz önünde bulundurursak Çin’in Amerika’nın önünde değil Amerika’yı takip eden noktada olması dolayısıyla belki de Çin’in altyapı tarafında daha da fazla geliştirmeler yapması gerektiğini görebiliriz. Bundan kaynaklı olarak aslında DeepSeek’te cevap üretme noktasında sunucu yoğunluğu yaşayabiliyor. Hemen bir anda popüler olmasıyla birlikte böyle bir bocalama yaşaması da aslında kullanıcı taleplerine cevap noktasında bu noktaya gelmesi, altyapıya yapılması gereken yatırımların gereksinimini de gün yüzüne çıkarıyor.
Burada dikkat çeken bir diğer husus da Amerika ve Çin yarışında aslında Avrupa’nın ya da diğer ülkelerin diyelim ama özellikle de Avrupa Birliği’nin, Avrupa’nın halen sessizliğini koruması da dikkat çekiyor. Bir zaman önce Macron bu konuda bir konuşma yapmıştı. Avrupa Birliği’ne gereğinden fazla regüle ediyor ama Amerika’ya da gereğinden fazla yatırım yapıyor, diyordu. Amerika’nın olduğundan çok daha fazla yenilik ortaya koyduğunu,
Avrupa Birliği’nin de olması gerekenden çok daha fazla regülasyonlarla uğraştığını söylüyordu. Kişisel verilerin gizliliği, yapay zekânın yönetimi, etik yapay zekâ, sorumlu yapay zekâ ortaya koyma gereklilikleri aslında doğru. Yapay zekânın kötü emellere alet olmaması için bu yönde çalışmalar yapılmalı. Etik vb. konularda ve deep fake senaryolarda falan olduğu gibi manipülatif eylemlere, zarar verici eylemlere sebep olan zeki sistemlerin geliştirmesinin önüne geçilmesi hususu son derece kritik.
Burada dikkat çeken bir diğer husus da Amerika ve Çin yarışında aslında Avrupa’nın ya da diğer ülkelerin diyelim ama özellikle de Avrupa Birliği’nin, Avrupa’nın halen sessizliğini koruması da dikkat çekiyor.
Avrupa Birliği bu yöndeki regülasyonlarla bayağı bir uğraşıyor ve elbette yapay zekâ üzerinde gelişmeler yapılmaya çalışılıyor ama halen net bir şekilde Amerika’nın ChatGPT’sinin karşısına çıkacak ya da DeepSeek kadar bir anda gündemi sarsacak bir araç görmedik. Dolayısıyla artık gözlerin de Avrupa Birliği’ne dönmesi gerektiğini düşünüyorum. Biraz da Avrupa Birliği bu noktada silkelenip o yenilik furyasına da katılacaktır ya da temkinli kalmaya devam edecektir.
Bu iş başka bir yere dönüyor tabii. Yapay zekânın ürettiği ekonomi ve katma değer önemli. Eğer Avrupa Birliği bu konuda köşeye sıkışırsa artık regülasyonları bir köşeye bırakıp bu yarışın içerisine dahil olmaya çalışacaktır. Esas dikkat çekilmesi gereken bir diğer husus da bence Amerika ve Çin karşısında Avrupa Birliği’nin ne yapacağının halen belirsiz olması diyebiliriz.
Diğer ihtiyaç aslında küresel çapta herkesçe net bir şekilde bütün ülkelerce rahatlıkla güvenli bir şekilde kültürel farklılıklara, farklı dengelere rağmen kullanılabilir, insan-yapay zekâ iş birliğini iyi bir şekilde ortaya koyan yapay zekâ araçları. Bu tür araçlara halen muhtacız.
ChatGPT birçok tartışmayı beraberinde getiriyor. ChatGPT’ye benzer başka araçlar ya da ChatGPT’nin altyapısını kullanan birçok araç benzeri tartışmaları beraberinde getiriyor. Deepseek de bu tartışmalara tuz biber oluyor ama en nihayetinde ihtiyacımız olan insan sorumluluğu, insan-yapay zekâ iş birliği… Bu da olayı, belki Avrupa Birliği’nin doğru yönde eylemler, adımlar attığı noktasına getirebilir. Ancak teknolojiyi de üretmeniz lazım. Bu da bir paradoks ortaya çıkartıyor. O yüzden belki de teknoloji üretimi ile üretilen teknolojinin etik ve insana uyumlu bir teknoloji olması noktasında bir denge kurulması gerekir. İlerleyen zamanlarda bu yönde çalışmalar olması gerektiğini düşünüyorum.
Ama güç sarhoşluğu ve yapay zekâ yarışı Amerika’yı ve Çin’i de böyle bir noktaya taşıdı. Bütün dünya bunun altında kalır mı? Riskler ortaya çıkar mı? Bunu hep birlikte göreceğiz. Teorik anlamda böyle şeylerin ortaya çıkması muhtemel.
Dünya üzerinde kaynaklar da tükeniyor. Malumunuz iklim değişikliği gibi ve pandemi sonrası birçok problemler de ön planda. Bunlar karşısında bu teknoloji sarhoşluğu insanlığı nereye götürecek? Bu da ucu açık bir soru olarak karşımıza çıkıyor. Ben risklerin olduğunu düşünüyorum. Yine insanlık bu noktada birincil anlamda sorumlu. Umarım bu noktada insanlık ve küresel çapta ülkeler ortak paydada sorumlu davranarak yapay zekâyı ve benzeri teknolojileri belki ilerleyen safhalarda daha iyi bir şekilde insan uyumlu ve iyi doğrultuda kullanılacak şekilde dengede tutarlar. Şunu da vurgulayayım: Bu yarış içerisinde DeepSeek’in ortaya çıkışıyla birlikte yapay genel zekâyı mı göreceğiz? İyiden iyiye ona doğru gidiyor muyuz? Bu tür sorular ön planda.
Elbette halen çok hızlı bir şekilde ilerlemeler söz konusu ama yapay genel zekâ, yapay süper zekâ gibi hipotez boyutundaki evreler için pratik anlamda daha birçok safhanın geçilmesi gerektiğini düşünüyorum ama süreç eksponansiyel bir şekilde ilerliyor. Geliştirmeler çok hızlı ilerliyor. O yüzden yapay genel zekâ ve yapay süper zekâ gibi senaryolar ortaya çıkacaksa da bu senaryoların öngörülen zamanlarının konusunda daha çok kısalmaların söz konusu olduğunu, daha hızlı o aşamalara doğru insanlığın ilerlediğini söyleyebilirim. Çok çok yakın zamanda bir anda bunlar ortaya çıkacak mıdır? Bu konuda da pratiğin daha çok yol alması lazım. Biz sadece biraz da ortaya çıkan sonuçlardan bu durumları yorumluyoruz. Aradaki süreçte insani düşünme, insani karar verme, ahlaki karar verme, vicdani karar verme gibi süreçlerin simüle edilmesi noktasında halen bence ucu açık sorular var. Elon Musk’ın ortaya koyduğu Neuralink gibi biyolojik ve dijital sistemlerin birlikteliği belki bu eşiği de aşacaktır. Onu da zaman gösterecek.
Şu an biz ChatGPT, DeepSeek diyoruz ama diğer arka planda beyin bilgisayar arayüzleri ya da işte biyolojik sistemlerle dijital sistemlerin entegre edildiği geliştirmelere de dikkat etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Belki esas dönüm noktalarından bir diğeri de bu olacak. Esas o zaman işte biz şu an tartıştığımız hususların belki de gerçeğe dönüştüğünü görebileceğiz.
Ama tekrardan burada insan sorumluluğu ve bu noktada küresel çapta gerekli dengelerin dikkate alınarak ilerleme kat edilmesi gerektiğini yine vurgulamış olayım.