Merhaba Paleontoloji Severler,
GazeteBilim olarak başlattığımız “Bülten Haberleri” adı altında üreteceğimiz bilim içeriklerinden biri olan Paleontoloji Bülteni’nin yeni sayısıyla karşınızdayız. Ben Emre Çevik, Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğrencisiyim. Bugün, Paleontolojik keşifler ve olaylara bakacağız. GazeteBilim tarafından yapılacak olan diğer içeriklere de bakmayı unutmayınız, bilimle kalınız.
Emre Çevik
GazeteBilim Yazı İşleri
Amfibilerin permiyen sonrası nasıl hayatta kaldıklarına dair yeni çalışmalar
Permiyen sonu kitlesel yok oluşu, son 540 milyon yıldaki en ciddi biyoçeşitliliği etkileyen krizdi ve deniz türlerinin %90’ından fazlasını, kara türlerinin ise %75’ini yok etti. Bu yok oluştan sonra yaşamın jeolojik zamana göre kısa bir sürede yeniden çeşitlenmeye başlaması paleontologlar adına bir gizem konusu olmuştu. Bu konuya bir canlı açısından cevap ise Bristol Üniversitesinden geldi. Bristol Üniversitesinde yapılan yeni bir araştırmaya göre, temnospondil (temnospondyli ) adı verilen ilkel amfibiler, yaklaşık 252 milyon yıl önce gerçekleşen Permiyen sonu kitlesel yok oluşunun ardından, karasal yırtıcılardan kaçan tatlı su avlarıyla beslenerek hayatta kalmayı başardılar.
Konu hakkında açıklama da bulunan Bristol Üniversitesinden araştırmacı Dr. Aamir Mehmood, “En büyük gizemlerden biri, temnospondyl adı verilen büyük bir amfibi grubunun hayatta kalması ve gelişmesi olmuştur. Bunlar balıklarla ve diğer avlarla beslenen yırtıcı hayvanlardı, ancak tıpkı kurbağalar, semenderler ve modern amfibiler gibi öncelikli olarak suyla bağlantılıydılar. O zamanlar iklimlerin sıcak olduğunu ve özellikle de yok oluş olayından sonra daha da sıcak olduğunu biliyoruz. Bu su seven hayvanlar nasıl bu kadar başarılı olabildi?” ifadelerini kullandı.

Çalışma şekli hakkında konuşan Bristol Üniversitesinden Dr. Suresh Singh, “Trias döneminde yaşamış 100 temnospondil hakkında veri topladık ve ekolojilerinin nasıl değiştiğine bakmak istedik. Vücut ölçülerini ve işlevleri hakkında bilgi veren kafatasları ve diş özelliklerini ölçtük” dedi. Sözlerini kullanmasıyla beraber yine aynı üniversitede görevli Dr. Armin Elsler ise çarpıcı bir şekilde, “Kriz boyunca çok fazla değişmediklerini görmek bizi çok şaşırttı. Temnospondillerin vücut boyutları Permiyen’dekiyle aynıydı; bazıları küçüktü ve böceklerle besleniyordu, bazıları ise daha büyüktü. Bu daha büyük formlar arasında balıkları tuzağa düşüren uzun burunlu hayvanlar ve geniş burunlu genel besleyiciler vardı. Ancak sıra dışı olan, vücut boyutlarındaki ve işlevsel çeşitlilikteki çeşitliliğin krizden yaklaşık 5 milyon yıl sonra nasıl genişlediği ve sonra nasıl gerilediğiydi” ifadelerini kullandı.
Konu hakkında son sözleri ise Dr. Aamir’den geldi, “Erken Triyas’taki başarı patlamasının devamı gelmedi. Muhtemelen düşük yiyecek gereksinimleri, çoğu av hayvanını yiyebilmeleri ve seyrek su kütlelerinde saklanmaları sayesinde sıcak koşullarla başa çıktılar. Ancak dinozorların ve memelilerin ataları Orta Triyas’ta çeşitlenmeye başladığında, temnospondiller uzun süreli gerilemelerine başladı” dedi.
Brezilya’nın yeni arkozoru bulundu!
Brezilya’nın güneyinde bulunan ve neredeyse tam fosilleşmiş bir arka bacak fosilini değerlendiren paleontologlar, Güney Amerika’ya özgü büyük bir etçil arkozorform grubu olan Proterochampsidae’nin archosauriform’a ait yeni bir cins ve tür tanımlandı. Retymaijychampsa beckerorum, adı verilen bu canlı yaklaşık 237 milyon yıl önce Geç Triyas döneminde gezegenimizde dolaşıyordu.

Deriden yapılmış zırhları ve uzun, timsah benzeri kafatasları vardı ve büyük ihtimalle modern timsahlara benzer bir ekolojik nişi dolduruyorlardı. Santa Maria Federal Üniversitesinden paleontolog Dr. Rodrigo Müller, konu hakkında “Triyas dönemi, Proterochampsidae dâhil çok sayıda sürüngen grubunun ortaya çıkmasına ve yok olmasına tanık oldu. Bu klad daha önce Güney Amerika’ya özgü olarak kabul edilse de, son filogenetik araştırmalar daha geniş bir coğrafi dağılıma işaret ediyor. Bilinen en eski proterochampsidler Arjantin ve Brezilya’da bulunmuştur, en son kayıtlar ise aynı bölgeden gelmektedir.” ifadelerini kullandı.
Konuyu filogenetik olarak derinleştiren Dr. Müller, “Filogenetik analizler Proterochampsidae’yi, Archosauria’nın kardeş grubu olan archosauriformların bir kladı olan Proterochampsia’ya yerleştiriyor. Benzerlikleri nedeniyle bu klad, arkozorların erken evrimini anlamak için özellikle önemlidir” diye ekledi. Ek olarak, proterochampsidler nispeten çeşitli vücut planları geliştirdiler; bazı formlar varsayılan yarı-sucul adaptasyonlar sergilerken, diğerleri karasal bir yaşam tarzına adapte olmuştu.” Sözlerini kullanarak açıklamalarını bitirdi.
Çin’in akrep fosili!
Paleontologlar, Çin’in Erken Kretase Dönemi’nden kalma nesli tükenmiş yeni bir akrep cinsi ve türünü tanımladılar. Jeholia longchengi adı verilen yeni tür, yaklaşık 125 milyon yıl önce (Erken Kretase Dönemi) yaşamasıyla beraber toplam uzunluğunun 10 santimetreye varmasıyla diğer Mezozoik akreplerden ve yaşayan birçok akrepten önemli ölçüde daha büyük yapmaktadır.

Akreplerin yaşam tarihine bakacak olursak, en eski akrepler Orta Silüriyen’den görülmektedir. Ayrıca bazı akreplerin denizden karaya geçiş formu olduğu düşünülmektedir. Karasal eklembacaklılar arasında en erken dönemden olmalarına rağmen, fosil ve yaşayan akrepler büyük ölçüde değişmeyen bir vücut planına sahiptir.
Araştırmacılar, “Jeholia longchengi’nin büyük ihtimalle otçul, hepçil ve yırtıcı türler de dâhil olmak üzere çeşitli böcekleri ve hatta muhtemelen habitatındaki yaygın olan örümcekleri, kurbağaları ve küçük semenderleri, kertenkeleleri ve memelileri avlıyordu” dedi.
Kaynakçalar
Aamir Mehmood et al. 2025. The ecology and geography of temnospondyl recovery after the Permian – Triassic mass extinction. Royal Society Open Science, in press; doi: 10.1098/rsos.241200.
R.T. Müller. 2025. A new proterochampsid archosauriform from the Middle-Upper Triassic of Southern Brazil. Acta Palaeontologica Polonica 70 (1): 7-16; doi: 10.4202/app.01204.2024.
Qiang Xuan et al. First Mesozoic scorpion from China and its ecological implications. Science Bulletin, published online January 24, 2025; doi: 10.1016/j.scib.2025.01.035.

