King’s College London araştırmacıları, Nature Nanotechnology’de yayımlanan çalışmada, minik silikon iğneciklerle ağrısız biyopsiye olanak tanıyan bir “nanoince iğne yama” geliştirdiklerini bildirdi. Bu yama, geleneksel biyopsilere alternatif olabilecek, hasar bırakmayan bir teknoloji vadediyor.
Emre Çevik
Nanoince nedir ve nasıl çalışıyor?
Nanoinceler, çapları 50 nm (yaklaşık 60 atom genişliği) olan, gözenekli silikon iğnelerdir. Bu iğneler, ciltten dokuya hafifçe baskı uygulayarak, doku içindeki moleküllere erişir. Bu yama, sadece 8 × 8 mm boyutunda ve yaklaşık 10 saniyede uygulanabilmektedir.
Beklenilenden çok daha öte olacak şekilde örneklerin %93’ünde (25/27), geleneksel biyopsi sonuçları ile eşdeğer çıktı.
Uygulama sonrası, topaklanmadan hücre içinden lipit, protein, mRNA gibi moleküller emilse de, doku yapısını yıpratmamaktadır. Bu sayede hücre zarını onarılabilir düzeyde etkilemektedir.
İlk denemeler nasıl sonuçlandı?
Araştırmacılar hem insan beyin tümörü (glioma) örneklerinde hem de fare modelinde bu yamanın etkinliğini test etti. Alınan moleküler parmak izleri kütle spektrometrisi ile analiz edildi; beklenilenden çok daha öte olacak şekilde örneklerin %93’ünde (25/27), geleneksel biyopsi sonuçları ile eşdeğer çıktı.
Uygulama sonrası, topaklanmadan hücre içinden lipit, protein, mRNA gibi moleküller emilse de, doku yapısını yıpratmamaktadır. Bu sayede hücre zarını onarılabilir düzeyde etkilemektedir.
Analiz süresinin geleneksel biyopsiye kıyasla inanılmaz derecede kısa olması da bu yöntemin çok değerli olduğunu bilim insanlarına gösterdi. Çünkü bu yöntemle beraber moleküllerin alınması, analiz ve yapay zeka sınıflandırmasıyla birlikte sonuç 15–20 dakika içinde hazır hâle getirilmekte ki bu da tanı süresinin saatlerden dakikalara indiğini göstermektedir.
Neden bu kadar önemli?
Bu soruya birkaç başlık altında cevaplar vermek mümkündür ama en bariz özelliklerine baktığımızda, bu çalışmayı önemli kılan özellikler arasında sırasıyla:
1.) Ağrısız & dokuya zararsız olması: Korkulan biyopsi iğnesine gerek kalmıyor, doku hep bütünüyle kalıyor.
2.) Tekrarlanabilirlik: Aynı bölgeden tekrar tekrar örnek alınabiliyor; bu durumdan ötürü tümörün ve hastalık sürecinin gerçek zamanlı izlenmesini mümkün kılıyor.
3.) Gerçek zamanlı klinik karar desteği: Özellikle cerrahi müdahaleler esnasında anlık bilgi sunarak, ameliyat yönlendirmesine yardımcı olabiliyor.
Korkulan biyopsi iğnesine gerek kalmıyor, doku hep bütünüyle kalıyor.
4.) Spatiotemporal analiz: Yamanın her nanoincesi ayrı noktalardan veri alarak, dokudaki moleküler dağılım haritalarının oluşturulmasına (spatial biology) izin veriyor.
Uygulama alanları
1.) Beyin tümörleri (Glioma): İlk odak bu alandaydı. Ancak yöntem, diğer organlarda da kullanılabileceği düşünülüyor.
2.) Nörodejeneratif hastalıklar: Alzheimer gibi hastalıklarda moleküler değişimleri acısız izlemek mümkün olacaktır.
3.) Kanser takibi: Tedavi yanıtlarının dinamik izlenmesi ve metastazın erken teşhisinde büyük bir rol oynayacaktır.
4.) Yüzeysel uygulamalar: Ağız, boğaz, göz gibi dışarıdan erişilebilen dokular için ideal bir yöntem olarak görülmektedir.
5.) Estetik ve radyoloji: Kıllı iğnelerle entegre cihazlar üretmek (kontakt lens, telefon aparatları) mümkün olabilecektir.
Teknik zorluklar ve gelecek adımlar
Şu ana kadar baktığımız bütün özellikler, nanoince yönteminin hayat kurtarıcı bir buluş olduğunu düşündürse de, bardağın boş tarafından bakıldığında bazı zorluklar karşımıza çıkacaktır. Bunlara örnek olarak:
Derin Doku Erişimi: Şu anki ilk çalışmalar oldukça yüzeysel. Bu yüzden de derin dokulara ulaşmak için cihazlar kesinlikle geliştirilmeli.
Klinik Deneyler & Onay Süreci: İnsanlarda geniş çaplı ve uzun süreli testlerin ardından FDA ve EMA gibi kurumların onayları gerekmektedir.
Entegrasyon Teknolojileri: Mobil cihazlara, cerrahi aparatlardaki sistemlere adaptasyonu önemli.
Şu anki ilk çalışmalar oldukça yüzeysel. Bu yüzden de derin dokulara ulaşmak için cihazlar kesinlikle geliştirilmeli.
Yapay Zeka & Veri: Molekülleri doğru sınıflandırmak için güçlü AI modülleri geliştirilmesi şarttır.
Sonuç
Nanoince iğne yaması, geleneksel biyopsilere radikal bir alternatif olarak karşımıza çıkıyor. Ağrısız, hızlı, tekrarlanabilir ve hassas moleküler veriler sunuyor. Bu yenilik, kişiselleştirilmiş tıp ve erken teşhis paradigmasını ileri taşımayı vaat etmekle beraber, derin dokuya erişim, onay süreçleri ve AI entegrasyonu gibi zorluklar çözülürse, bu teknolojinin önümüzdeki 5–10 yıl içinde klinik rutine girmesi kesin gözüyle bakılıyor.
Kaynakça
- King’s College London. (2025, 16 Haziran). Tens of millions of nanoneedles could replace painful cancer biopsies. King’s College London.
- Dhar, P. (2025, 27 Haziran). A painless nanoneedle patch could someday replace tissue biopsies. Science News.
- LabMedica. (2025, 18 Haziran). Nanoneedle-Studded Patch Could Eliminate Painful and Invasive Biopsies. LabMedica News.
- The Times. (2025, 16 Haziran). Nano needle breakthrough could end painful cancer biopsies. The Times.
- GEN Genetic Engineering & Biotechnology News. (2025, 16 Haziran). Nanoneedle Patch Could Offer Alternative to Painful Tissue Biopsies. GEN News.
- SpringerLink. (2018). Glioma molecular pathology and personalized medicine. Acta Neuropathologica.