GazeteBilim
Destek Ol
Ara
  • Anasayfa
  • Bilim
  • Teknoloji
  • Felsefe
  • Kültür-Sanat
  • Gastronomi
  • Çocuk
  • Etkinlikler
    • Evrim Dersleri
    • Bilim Tarihi Dersleri
    • Konuşmaktan Korkmuyorum
    • Nörobilim Dersleri
    • Nörofelsefe Dersleri
    • Teoloji, Bilim ve Felsefe Tartışmaları
  • Biz Kimiz
  • İletişim
Okuyorsun: Adli antropoloji
Paylaş
Aa
GazeteBilimGazeteBilim
Ara
  • Anasayfa
  • Bilim
  • Teknoloji
  • Felsefe
  • Kültür-Sanat
  • Gastronomi
  • Çocuk
  • Etkinlikler
    • Evrim Dersleri
    • Bilim Tarihi Dersleri
    • Konuşmaktan Korkmuyorum
    • Nörobilim Dersleri
    • Nörofelsefe Dersleri
    • Teoloji, Bilim ve Felsefe Tartışmaları
  • Biz Kimiz
  • İletişim
  • Destek Ol
Bizi Takip Edin
  • Biz Kimiz
  • Künye
  • Yayın Kurulu
  • Yürütme Kurulu
Copyright © 2023 Gazete Bilim - Bütün Hakları Saklıdır
GazeteBilim > Blog > Bilim > Antropoloji > Adli antropoloji
Antropoloji

Adli antropoloji

Yazar: GazeteBilim Çeviri Yayın Tarihi: 15 Ağustos 2024 7 Dakikalık Okuma
Paylaş
antropoloji
Adli antropologlar iskeletteki kanıtları kitap okur gibi yorumlayabilirler. (Görsel: Pixabay).

Adli antropoloji insan kalıntılarını inceleyen fiziksel antropolojinin bir alt alanıdır. Bu özel alan ceza davalarının çözümünde arkeolojideki iskelet analizi ve tekniklerin uygulanmasını içerir.

İçindekiler
İskelet Analiziİnsan Beyninin KalıntılarıTeknikler: Çevrilmemiş Kemik BırakmamakKemiklerin ToplanmasıGeçmişi Yeniden Canlandırma

Smithsonian Ulusal Doğa Tarihi Müzesi

Çeviri: Pınar Daylan

Adli antropologlar insan kalıntıları bulunduğunda veya şüpheli bir cenaze töreni olduğunda kimin öldüğünü, nasıl öldüğünü ve ne kadar zaman önce öldüklerini belirlemek için kemiklerden ve bunların iyileşme sürecine dair ipuçlarını toplaması için çağrılırlar. Adli antropologlar kemik gibi sert dokuların analizinde uzmanlaşmışlardır. Arkeoloji eğitimleri sayesinde gömülü kalıntıların kazılması ve kanıtların titizlikle kayıt altına alınması konusunda da bilgi sahibidirler.

İskelet Analizi

Adli antropologlar iskeletteki kanıtları kitap okur gibi yorumlayabilirler. Ceza davalarında soruları yanıtlamak için kullandıkları teknikler modern ya da antik her yaştaki iskelete uygulanabilir. Örneğin kemik ve dişlerdeki büyüme ve gelişme aşamaları, kalıntıların bir çocuğa mı yoksa bir yetişkine mi ait olduğu konusunda bilgi verebilir. Pelvik kemiklerinin şekli, kişinin cinsiyeti hakkında en iyi kanıtı sağlar. Kemiklerin şekli, boyutu ve yoğunluğundaki anormal değişiklikler hastalık veya travmaya işaret edebilir. İyileşmemiş kırıklar, kurşun delikleri veya kesikler gibi ölüm öncesi yaralanmalarla işaretlenmiş kemikler ölüm nedenini ortaya çıkarabilir. Aynı zamanda eğitimli bir antropolog, atalara ait iskelet ipuçlarını da tespit edebilir. Hatta bazı aktiviteler, diyetler ve yaşam tarzları bile kemiklere ve dişlere yansır.

İnsan Beyninin Kalıntıları

Smithsonian Ulusal Doğa Tarihi Müzesi’ndeki antropologlar yüzyılı aşkın süredir insan kalıntılarını analiz etmek üzere görevlendirilmektedir. Kalıntılar şiddet veya doğal afet mağdurlarını temsil ediyor olabildiğinden Smithsonian antropologları, bireyleri tespit etmek ve suçları çözmek için FBI, Dışişleri Bakanlığı ve diğer kolluk kuvvetleriyle birlikte çalışırlar. Ayrıca geçmişteki insanlar hakkında daha fazla bilgi edinmek için tarih öncesi ve tarihi insan kalıntıları üzerinde araştırmalar yaparlar. Smithsonian’dan adli antropolog Kari Bruwelheide’nin de dediği gibi: “Kemikler, bir zaman kapsülü gibidir.”

Adli antropologlar iskeletteki kanıtları kitap okur gibi yorumlayabilirler. Ceza davalarında soruları yanıtlamak için kullandıkları teknikler modern ya da antik her yaştaki iskelete uygulanabilir.

Yine Smithsonian’da bir diğer antropolog olan Dr. Douglas Owsley Amerika kıtasında yer alan ilk İngiliz yerleşimi Jamestown’dan bir iskeleti incelerken kafatasının bir balta veya başka bir keskin uçlu aletle kesildiğine dair kanıtlar keşfetti. Kemikte ayrıca bıçak kesikleri de bulunuyordu.  Kalıntıların biyolojik belirtileri ve keşfedildiği yer gibi bilgilere ek olarak Owsley, 14 yaşındaki bir kızın öldükten sonra etinin yendiği bilgisine de ulaştı. Böylece bu keşif, Jamestown’daki kolonicilerin o zamanlarda (1609-1610) kışın sert koşullarından dolayı şiddetli açlık çektiğine dair tarihi verileri desteklemiş oldu.

Teknikler: Çevrilmemiş Kemik Bırakmamak

Ulusal Doğa Tarihi Müzesi’ndeki antropologlar insan kalıntılarını incelemek ve gözlemlerinin kaydını tutmak için çeşitli yöntemler kullanırlar. Örneğin, kemikler genelde fotoğraflanıp röntgenlenir. Bazı kalıntılar CT taramasına tabi tutulabilir veya gelişmiş mikroskoplarla incelenebilir. Bu görsel kayıtlar, kalıntıları değiştirmeden detaylı bilgi sağlamaktadırlar. Kimliğin belirlenmesini sağlamak içinse DNA analizi kullanılabilmektedir. Bu tür testler çoğunlukla modern adli vaka çalışmaları için kullanılırken eski kalıntıların ölmüş ya da henüz yaşayan torunlarla olan ilişkisini doğrulamak için kemiklerdeki ve dişlerdeki mitokondriyal DNA kullanılmaktadır. Bunlara ek olarak izotopları içeren kimyasal analizler de kemiklerin yaşı ve kişinin beslenmesi hakkında bilgi sağlayabilmektedir.

Adli antropolojinin araç ve teknikleri, ister modern kalıntıları ister tarihi kalıntıları daha iyi anlamak için kullanılsın her zaman yaşayanlara ölülerin hayatlarına dair bir pencere açar.

Toplanan veriler ölen kişi hakkında sonuçlar çıkarmak için bir araya getirilir. Bulunan kalıntının üstünden çok zaman geçmediği bir durumda kemik ve etli form arasındaki tutarlılığı aramak için kafatasının fotoğrafları kayıp kişilerin fotoğraflarının üzerine yerleştirilebilir. Fotoğrafın bulunmadığı durumlarda bile altta yatan kemik yapısına ve bilinen yüz dokusu kalınlığı standartlarına göre yüz yeniden yapılandırılabilir. Örneğin, Smithsonian adli antropolog Dr. David Hunt, yüzün yeniden yapılandırılmasını kullanarak Las Vegas yakınlarında bulunan bir çocuğun kalıntılarının doğru şekilde tanımlanmasını sağlamayı başardı. Böylece Owsley ve Bruwelheide, Jamestown’daki 14 yaşındaki kızın benzerinin yeniden canlandırılmasına yardımcı oldular.

Kemiklerin Toplanması

Bulunan kalıntıların diğer insan iskeletleriyle karşılaştırılması analizler açısından oldukça önemlidir. Ulusal Doğa Tarihi Müzesi dünyanın dört bir yanından popülasyonları temsil eden 30.000’den fazla insan kalıntısıyla dünyanın en büyük biyolojik antropoloji koleksiyonlarından birine sahiptir. İskeletlerin çoğu yaş, cinsiyet, soy ve ölüm nedeni verilerine göre sınıflandırılmaktadır. Biyolojik bilgileri bulunan kişilerin kalıntıları özellikle değerli bir kaynaktır. Adli antropologlar bu iskeletleri bilinmeyen kalıntıların cinsiyetini, yaşını ve soyunu belirlemeye yönelik standartlar geliştirmek için kullanmaktadırlar. Bazı özelliklerin yorumlanmasının zor olduğu durumlarda kemikler ve dişler de karşılaştırma malzemesi olarak kullanılabilmektedir. Ayrıca yeni nesil biyolojik antropolog olacak öğrencilere eğitim vermek için de kullanılmaktadırlar.  İskelet kaynak serileri aynı zamanda sağlık ve nüfus yapılarındaki eğilimleri belgelemek için de kullanılmaktadır. Smithsonian küratörü Dr. Douglas Ubelaker 16. ve 20. Yüzyıl İspanya ve Portekiz’den kalma çeşitli kafataslarını inceleyerek kadınların yüzlerinin zamanla büyüdüğünü ortaya çıkardı.

Geçmişi Yeniden Canlandırma

Smithsonian’daki biyolojik antropologların tarihi insan kalıntıları üzerinde yaptığı çalışma geçmişe bakış açımızı ve onu araştırma şeklimizi değiştiren keşiflere yol açtı. Dr. Owsley ve Kari Bruwelheide’nin çalışmaları sömürge Amerika’da insanların nasıl yaşadığı ve öldüğüne dair daha iyi bir tablonun oluşturulmasına yardımcı oldu. Örneğin Maryland’in ilk İngiliz kolonisi St. Mary’s City’nin valisinin karısı olan zengin bir kadın bile kırık uyluk kemiği nedeniyle sınırlı tıbbi bakımdan muzdaripti. Bugün kullanılan traksiyon ve vidalar gibi tedavi türleri o zamanlar seçenek değildi. Arsenik içeren ilaçlar gibi mevcut tedaviler durumu daha da kötüleştirmiş olabilir. Bu kadının korunmuş saçı üzerinde yapılan kimyasal testler bu toksinin ölüme yaklaşan dozajın artmasıyla yutulduğunu gösteriyor.

Adli antropolojinin araç ve teknikleri, ister modern kalıntıları ister tarihi kalıntıları daha iyi anlamak için kullanılsın her zaman yaşayanlara ölülerin hayatlarına dair bir pencere açar.

Kaynak:

https://naturalhistory.si.edu/education/teaching-resources/social-studies/forensic-anthropology (son erişim tarihi: 13.08.2024).

Etiketler: adli antropoloji, antropoloji
GazeteBilim Çeviri 15 Ağustos 2024
Bu Yazıyı Paylaş
Facebook Twitter Whatsapp Whatsapp E-Posta Linki Kopyala Yazdır
Yazar: GazeteBilim Çeviri
GazeteBilim Haber ve Çeviri Birimi gönüllü, kolektif bir topluluktur ve profesyonel nitelikte çeviri katkılarına açıktır. İletişim için gazetebilimceviri@gmail.com.
Önceki Yazı brecht kadın Bertolt Brecht: Sinemanın Marx’ı
Sonraki Yazı felsefe Bitkileri yeniden düşünmek: Bitki felsefesi

Popüler Yazılarımız

krematoryum fırını

Türkiye’de ölü yakma (kremasyon): Hukuken var, fiilen yok

BilimEtik
23 Kasım 2023
cehalet
Felsefe

“Cehalet mutluluktur” inancı üzerine

Eşitleştiren, özgürleştiren, mutlu kılan, bilgi midir yoksa cehalet mi? Mutlu kılan, cehalet mutluluktur sözünde ifade edildiği gibi, bilgisizlik ve cehalet…

12 Ağustos 2023
deontolojik etik
Felsefe

Deontolojik etik nedir?

Bir deontolog için hırsızlık her zaman kötü olabilir nitekim çalma eyleminin özünde bu eylemi (daima) kötü yapan bir şey vardır.

15 Ağustos 2024
kurt, köpek
Acaba Öyle midir?Zooloji

İddia: “Kurt evcilleşmeyen tek hayvandır!”

Tabii ki bu cümle baştan aşağı yanlıştır. Öncelikle kurt ilk ve en mükemmel evcilleşen hayvandır. İnsanın en yakın dostu köpek…

2 Şubat 2024

ÖNERİLEN YAZILAR

Yontma taşlardan evrimsel algoritmalara

İnsan yani taksonomik adıyla Homo sapiens, günümüzden yaklaşık iki buçuk milyon yıl önce ilk arkaik (antik) atalarının ortaya çıkışıyla, tür…

Antropoloji
9 Şubat 2025

Paleo (Taş Devri) Diyet: İlk insansıların beslenme alışkanlıkları

Paleolitik Dönem veya Eski Taş Devri, ilkel yontma taş aletlerin kullanımıyla karakterize edilen, günümüzden yaklaşık iki milyon yıl önce başlayıp…

Antropoloji
4 Kasım 2024

Dil dilden üstün müdür?

Bir şeyin bir dilde rakam olarak az sayıda olması ya da hiç olmaması o dilin diğer dillere göre fakirliğini göstermez.

Acaba Öyle midir?
10 Eylül 2024

Homo Ludens’ten olimpiyatlara: Oyun hep var mıydı?

Sınırları içinde sınırsızdır oyun.

Antropoloji
24 Temmuz 2024
  • Biz Kimiz
  • Künye
  • Yayın Kurulu
  • Yürütme Kurulu
  • Gizlilik Politikası
  • Kullanım İzinleri
  • İletişim
  • Reklam İçin İletişim

Takip Edin: 

GazeteBilim

E-Posta: gazetebilim@gmail.com

Copyright © 2023 GazeteBilim | Tasarım: ClickBrisk

  • Bilim
  • Teknoloji
  • Felsefe
  • Kültür-Sanat
  • Gastronomi
  • Çocuk

Removed from reading list

Undo
Welcome Back!

Sign in to your account

Lost your password?