Dr. Özbakır’ın katkı sunduğu bu projelerde, grafen aerojel ve metal-organik kafes (MOF) sentezi, mikrogravite ortamında gerçekleştirilerek yerçekimsizliğin malzeme yapısı üzerindeki etkileri araştırılıyor.
ABD’nin önde gelen araştırma kurumlarından Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley ve Stanford Üniversitesi, mikrogravite (yerçekimsiz ortam) koşullarında gelişmiş malzeme üretimi üzerine yürüttükleri öncü çalışmalarıyla uzayda üretimin geleceğini şekillendiriyor.
Bu yenilikçi araştırmalarda, Dr. Yaprak Özbakır, University of California, Berkeley’de Prof. Roya Maboudian liderliğindeki araştırma grubunda doktora sonrası çalışmalarını sürdürüyor. Lawrence Berkeley Ulusal Laboratuvarı ve Berkeley Sensor & Actuator Center (BSAC) çatısı altında, sürdürülebilir kaplama teknolojileri, hibrit nanomalzemeler ve sensör sistemleri üzerine yoğunlaşan Özbakır, Stanford Üniversitesi ve Redwire Space ortaklığıyla yürütülen iki ABD Ulusal Bilim Vakfı (NSF) destekli projede önemli rol üstleniyor.

Uzayda malzeme sentezinde devrim
Dr. Özbakır’ın katkı sunduğu bu projelerde, grafen aerojel ve metal-organik kafes (MOF) sentezi, mikrogravite ortamında gerçekleştirilerek yerçekimsizliğin malzeme yapısı üzerindeki etkileri araştırılıyor.
Uluslararası Uzay İstasyonu’nda (ISS) gerçekleştirilen deneylerde, NASA astronotları Crew-6 görevi kapsamında örnekleri işlemiş ve numuneler daha sonra analiz için Dünya’ya geri getirildi. ISS’de sentezlenen grafen hidrojel örnekleri, Dr. Özbakır’ın öncülüğünde UC Berkeley laboratuvarlarında süperkritik karbon dioksit kurutma yöntemiyle aerojele dönüştürüldü.
Elde edilen sonuçlar, mikrogravite ortamında üretilen malzemelerin daha homojen, çataksız ve yüksek iletkenlik özellikleri gösterdiğini ortaya koyuyor. Bu bulgular, enerji depolama, sensör teknolojisi ve çevresel arıtım gibi alanlarda yüksek performanslı ve sürdürülebilir malzemelerin geliştirilmesi için yeni bir çağ başlatıyor.

Ulusal önceliklerle uyumlu bir bilimsel vizyon
Dr. Özbakır’ın çalışmaları, ABD’nin çevresel sürdürülebilirlik, ileri üretim ve uzay teknolojilerinde inovasyon hedefleriyle doğrudan örtüşüyor. Stanford Üniversitesi, SLAC Ulusal Hızlandırıcı Laboratuvarı ve Lawrence Berkeley Ulusal Laboratuvarı gibi kurumlarla kurulan uluslararası iş birlikleri, bu vizyonun güçlü bir göstergesi.
Dr. Özbakır, şöyle konuşuyor:
“Uzayda üretim yapmak, geleceğin teknolojilerini şekillendirmenin yanı sıra Dünya’daki kaynakları daha verimli kullanmanın da yolunu açıyor. Bilim artık yalnızca Dünya için değil, evrenin geri kalanı için de tasarlanıyor.”
Bu çığır açan çalışmalar, NASA, ISS National Lab, Redwire Space ve NSF gibi kurumların desteğiyle yürütülüyor ve uzayda üretim çağının kapılarını aralıyor.

