GazeteBilim
Destek Ol
Ara
  • Anasayfa
  • Bilim
  • Teknoloji
  • Felsefe
  • Kültür-Sanat
  • Gastronomi
  • Çocuk
  • Etkinlikler
    • Astronomi Dersleri
    • Davranış Nörolojisi Dersleri
    • Eğitimciler İçin Yapay Zekâ Okur-Yazarlığı Dersleri
    • Epigenetik Dersleri
    • Evrim Dersleri
    • Bilim Tarihi Dersleri
    • Kapitalizmin Tarihsel Gelişimi ve İktisadi Düşünce Dersleri
    • Konuşmaktan Korkmuyorum
    • Nörobilim Dersleri
    • Nörohukuk
    • Nörofelsefe Dersleri
    • Öğrenilmiş Çaresizlik
    • Teizm, Deizm, Agnostisizm ve Ateizm Dersleri
    • Teoloji, Bilim ve Felsefe Tartışmaları
    • Zihin Dersleri
  • Biz Kimiz
  • İletişim
Okuyorsun: Subhi Edhem Bey ve ilk sosyoloji kitabımız
Paylaş
Aa
GazeteBilimGazeteBilim
Ara
  • Anasayfa
  • Bilim
  • Teknoloji
  • Felsefe
  • Kültür-Sanat
  • Gastronomi
  • Çocuk
  • Etkinlikler
    • Astronomi Dersleri
    • Davranış Nörolojisi Dersleri
    • Eğitimciler İçin Yapay Zekâ Okur-Yazarlığı Dersleri
    • Epigenetik Dersleri
    • Evrim Dersleri
    • Bilim Tarihi Dersleri
    • Kapitalizmin Tarihsel Gelişimi ve İktisadi Düşünce Dersleri
    • Konuşmaktan Korkmuyorum
    • Nörobilim Dersleri
    • Nörohukuk
    • Nörofelsefe Dersleri
    • Öğrenilmiş Çaresizlik
    • Teizm, Deizm, Agnostisizm ve Ateizm Dersleri
    • Teoloji, Bilim ve Felsefe Tartışmaları
    • Zihin Dersleri
  • Biz Kimiz
  • İletişim
  • Destek Ol
Bizi Takip Edin
  • Biz Kimiz
  • Künye
  • Yayın Kurulu
  • Yürütme Kurulu
Copyright © 2023 Gazete Bilim - Bütün Hakları Saklıdır
GazeteBilim > Blog > Tarih > Bilim Tarihi > Subhi Edhem Bey ve ilk sosyoloji kitabımız
Bilim Tarihi

Subhi Edhem Bey ve ilk sosyoloji kitabımız

Yazar: Remzi Demir Yayın Tarihi: 19 Şubat 2024 12 Dakikalık Okuma
Paylaş
Subhi Edhem
Subhi Edhem Bey. (Kaynak: İ. Arda Odabaşı)

Fransızca ve Almancayı çok iyi düzeyde öğrendiği anlaşılan Subhi Edhem Bey, tam bir bilim tutkunuydu ve bilimlerin her dalıyla ve her çeşidiyle yoğun bir biçimde ilgilenmişti.

İçindekiler
HayatıEserleriSosyoloji

İkinci Meşrutiyet Dönemi’nin önde gelen bilginlerinden ve düşünürlerinden Subhi Edhem Bey, bugüne kadar yeterince incelenmemiş ve Türk Bilim Tarihi’ndeki yeri doğru bir biçimde belirlenmemiştir.

Bu eksikliğin en kısa zamanda giderilmesi gerekmektedir!

Subhi Edhem Bey’in eserlerinden biri de Sosyoloji başlığını taşımaktadır. Bu kısa makalede, yazarın hayatı ve eserleri hakkında malumat verildikten sonra söz konusu kitabının önemine değinilecektir.

Hayatı

XX. yüzyılın ilk çeyreğindeki yayınlarıyla Türk Düşünce Tarihi’nde kendisine seçkin bir yer edinmeyi başaran Türk baytarlarından ve yazarlarından Subhi Edhem Bey’in [Ölüm yılı, 1921 olarak tahmin edilmektedir] hayatı ve hatta eserleri hakkında yeterli malumata ulaşmak mümkün olmamıştır. Doğum ve ölüm tarihleri bile kesin olarak tespit edilememiştir. 1908 yılında Askerî Baytar Mektebi’nden mezun olduktan ve çeşitli askerî birliklerde görev aldıktan sonra parazitoloji muallimlerinden büyük bilginimiz İsmail Hakkı Bey’in muavinliğine getirildiği yıllarda, Askerî Baytar Mektebi’nde botanik dersleri vermiştir; ancak anlaşıldığı kadarıyla bilimsel ilgisi botanikle sınırlı kalmamış, bu alanın yanı sıra jeoloji, zooloji, biyoloji, sosyoloji, filoloji, tarih ve hatta felsefeye kadar uzanmıştır. 1919 senesinde Almanya’ya gitmesi ve burada felsefe ile ilgili çalışmalar yapması da bunun bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.[1]

Vefatının ardından İbrahim Nâmî Bey adında bir arkadaşı, Askerî Tıbb-ı Baytarî Mecmû‘ası’nda “Merhûm Subhî Edhem Bey” başlığını taşıyan küçük bir makale yayımlamış ve burada onun bazı şahsî özelliklerinden ve eserlerinden bizi haberdâr etmiştir.[2] Burada anlatıldığına göre, Subhi Edhem Bey’in hocalarından İsmail Hakkı [Çelebi] Bey (1873-1939) ve Osman Nûrî [Eralp] Bey (1876-1940), onun bilimsel kişiliğinin oluşumuna çok önemli katkılarda bulunmuştur.[3]

Fransızca ve Almancayı çok iyi düzeyde öğrendiği anlaşılan Subhi Edhem Bey, tam bir bilim tutkunuydu ve bilimlerin her dalıyla ve her çeşidiyle yoğun bir biçimde ilgilenmişti; öyle ki bilimlere olan bu sonsuz bağlılığı nedeniyle muntazam bir kariyer sahibi olamamıştı:

“Bugün zoolojist, parazitolojist olduğunu ikrâr eden Subhî, bir müddet sonra biyolojist, naturalist veya moralist olduğunu i‘tirâf eder ve ümîd olunmayan bir anda hâfızasının mâzî-yi i‘tirâfâtını inkâr ile münhasıran ‘publiciste’ olduğunu iddia ederdi.”

Bir ara filolojiyle de ilgilenmiş ve bu alandaki kudreti nedeniyle Istılâhât-ı ‘İlmiyye Encümeni üyeliğine seçilmiştir. İbrahim Nâmî Bey’e göre, laboratuvar alanında iyi bir araştırmacı (chercheur) olamayan Subhi Edhem Bey, bütün bu gayretlerinin sonunda doğabilimleri ve yaşambilimleriyle ilgilenenlerin aradıkları bir yazar haline gelmiş ve üstadı İsmail Hakkı Bey’in yüksek bir lisanla öğrettiği metin ve çetin kuramsal bilgileri, vulgarize ederek herkese seve seve okutmuştur.    

Subhi Edhem Bey
Subhi Edhem Bey

Eserleri

Subhi Edhem Bey, kısa süren yaşamı esnasında çok sayıda eser yazmıştır ve bunlardan bilim ve felsefeyle ilgili olanlar şunlardır:

Darwinizm (Manastır 1911), Sosyoloji (Manastır 1912), Târîh ve Müverrihler[4] (Selanik 1912), Hayât ve Mevt (İstanbul 1913), Lamarckizm (İstanbul 1914), ‘İlm-i Hayvânât-ı ‘Umûmiyyeye Medhal (İstanbul 1917), ‘İlm-i Hayvânât Dersleri, Fen Adamları (İstanbul 1917), ‘İlm-i Nebâtât Târîhi (İstanbul 1917), Tıbbî ve Zırâ‘î ‘İlm-i Nebâtât Dersleri (İstanbul 1917)[5], Nevsâl-i Baytarî (İstanbul 1918), Bergson ve Felsefesi (İstanbul 1919).

Subhi Edhem
Subhi Edhem Bey. Kendi yazısıyla: “1909’da ben. Baytar mülazım-ı evveli” (Görsel ve yazının kaynağı: İ. Arda Odabaşı, twitter.com/iarda_odabasi)

Subhi Edhem Bey’in doğabilimleri açısından en değerli eserlerinden birisi ve belki de en değerlisi ise ‘Ulûm-ı Tabî‘iyye Lûgatı’dır (Manastır 1911).[6] Söz konusu ansiklopedik çalışmasını, sonradan birçok sıkıntıya katlanarak geliştirmiş ve birinci cildini 1917 senesinde İstanbul’da yeniden yayımlamıştır; erken ölümü dolayısıyla yarım kalan bu çalışma, İbrahim Nâmî Bey’e göre, şayet tamamlanmış olsaydı, Türk Bilim Tarihi’nde kendisine gerçekten de seçkin bir yer edinmeyi başarmış olacaktı.[7]

Askerî Baytar Mektebi
Askerî Baytar Mektebi

Eski Harfli Türkçe Basma Eserler Bibliyografyası’nda (Ankara 1999), “Subhi Edhem” adına kayıtlı başka kitaplar da bulunmaktadır ve muhtemelen bunların da bir kısmı, bu makalemize konu olan Subhi Edhem Bey’e ait olmalıdır. Bu yüzden söz konusu eserlerin araştırmacılar tarafından incelenmesi ve yazarımız tarafından kaleme alınanların belirlenmesi gerekmektedir.

Bu eserler ise şunlardır:

Suriye Osmanlı Demiryolu Şirketi İmtiyâz Fermân-ı Âlişânı ve Mukâvelâtı (Manastır 1911), Sünbülistân yahûd Kıra‘at-ı Fârisî (Selanik 1912), Süleymân Paşa’nın Muhâkemesi (İstanbul 1913), Sunûsîler ve Garbî Mısır (İstanbul 1919), Subhipaşazâde Sâmî Bey’in İstanbul Şehremâneti ‘Aleyhine Açtığı Dâva (İstanbul 1919), Susığırı Ameliyyâtı Hakkında Ma‘lûmât-ı ‘Umûmiyye İle İşbu ‘Ameliyyât Netîcesinde İstihsâl Olunacak Menâfi‘-i İktisâdiyye (İstanbul 1927).[8]    

Sosyoloji

Subhi Edhem Bey’in Türk Sosyoloji Tarihi bakımından son derece önemli olan Sosyoloji adlı çalışması, Rumî 1328 (Miladî 1912) yılında Manastır’da Neyyir-i Hakikat Matbaası’nda basılmıştır; ancak iç-kapakta yer alan “Manastır’da Neyyir-i Hakikat gazetesinde tefrika edildikten sonra ayrıca kitap suretinde basılmıştır” ifadesinden de anlaşılacağı üzere daha önce İttihad ve Terakki Cemiyeti’nin Manastır’daki yayın organı olan ve 1908-1911 yılları arasında yayımlanan Neyyir-i Hakikat’te tefrika edilmiştir.[9] Nitekim Subhi Edhem Bey, eserinin başına yerleştirdiği armağan yazısında, arkadaşı Muazzez Şevket Bey’e,

“Bilmem hatırında kaldı mı? On ay evvel idi. Bana gönderdiğin uzunca bir mektupta Sosyoloji’nin Neyyir-i Hakikat’te tefrika edilişindeki isabetten bahsediyordun.”

dediğine göre, bu çalışmanın büyük bir ihtimalle 1911’de basılmış olması gerekir.

Bu durumda Sosyoloji, muhtemelen Türkçe ilk sosyoloji kitabımızdır.

Lügatçe kısmı hariç toplam 150 sayfalık bu eser, şu bölümlerden oluşmuştur:

Tarihsel Özet; Toplum (Cemiyet) ve Kavramı Hakkında Genel Bir Fikir; Toplumsal Şekillerin Oluşum Sebepleri ve Evrim; Sosyolojinin Diğer Bilimlerden Farkı; Sosyolojide Yöntem; Sosyolojinin Taksimatı; Lügatçe.

Söz konusu armağan yazısının hemen başlarında Subhi Edhem Bey, sosyoloji gibi bir bilime neden gereksinim duyulduğunu şöyle açıklamıştır: Her bilimin başlangıç dönemlerinde az-çok karışıklık yaşanır; fakat bu husus sosyolojide daha belirgindir. Sebebi de tecrübeye karşı derin bir kayıtsızlık ile eldeki araçların yokluğudur. Bugün, bir doktora fizyoloji, anatomi ne kadar lâzımsa, topluluk “sürüleri”nin uyumunu, düzenini sağlayacak bir yöneticinin de sosyolojiyi aynı düzeyde bilmesi elzemdir. “Zira biz sosyoloji sahasında kendi vicdanımızdan, kendi benliğimizden başka bir şeyi görecek ve mütalaa edecek değiliz”.  

Ancak Subhi Edhem Bey, bunun için tarihsel olayların çok yakından incelenmesi gerektiğini düşünür:

“İndimde hiç tarih okumamış bir şahıs ile yalnız vakaları, hadiseleri satır-be-satır hafızasında saklayıp sıralayan bir tarih ezbercisi arasında katiyen fark bulunmaz. Bunları düşünerek tarih okumak isteyenlere vakalarda, hadiselerde neyin itibara alınacağını gösterdiğim gibi, cemiyette -ulûm-ı tabîiyyede (doğa bilimlerinde) olduğu gibi- tasniflerin, tecritlerin nasıl meydana getirildiğini kısmen izaha yeltendim.”[10]

Ona göre, doğa bilimlerinin bütün dallarına karşı kayıtsız kalan bir şahıs karşısında Lamarck, Darwin, Huxley, Haeckel, Spencer nasıl dilsiz durursa, tarihin esasî satırlarını görememiş gözler için de, Campanella, Montesquieu, Schmoller, Worms, Rousseau, Fichte, Saint-Simon, Durkheim gizli kalacaktır. Sosyolojinin konusuna ilişkin küçük bir fikir elde etmek için bile, başta doğa bilimlerine, sonra Taine, Sainte-Beuve, Fustel de Coulanges, Guizot, Thiers, Duruy gibi tarih bilginlerine ihtiyaç vardır. Tarih okumadan, kavimlerin evrimindeki psikolojik kanunları araştırmak, lokal cerrahiyi öğrenmeden operatörlüğe kalkışmaya benzer ki zararlıdır. Fizyolojik, anatomik yapıları göz önüne getirmek için nasıl uygulamalı cerrahiye lüzum varsa, ırkların tipini, fikrî ve bünyevî yapıların farklılıklarını ve gelişimini bilmek için de biyoloji ve özellikle de antropoloji öğrenmek zaruridir. Bunlarla, “mésologie” (muhitiyât: bir organizma ile çevresi arasındaki ilişkileri inceleyen bilim dalı) görmemiş bir nazar karşısında, Darwinizm heyulâ biçiminden kurtulamamış bir varsayım mahiyetindedir. “Heves edip bunları tetkik ve tetebbua koyulanlar beyhude üzülmekten başka bir şey kazanamazlar. Çünkü, bu gibi şahıslar, söylenen sözleri tamamıyla ezberleyen papağanlara benzerler ki, dimağlarında münakaşa, muhakeme, tahlil, tenkit, bilhassa tecrit gibi hassalar inkişaf ve teessüs edememiştir.”[11]  

Subhi Edhem Bey’e göre, bütün bilimler arasında konusu en geç belirginleşen sosyolojidir; “Bu da şüphesiz, kendi şahsiyetimizle uğraşan bir şubeye karşı bîtaraf kalamamaklığımızdan, kendi kendimizi görememekliğimizden ileri gelmiştir.” Eskiden akıl ve muhakemeyi elinde “düstur” olarak tutan düşünürler, biraz da “deneysel usuller”e önem vermiş olsalardı, bugün bu alandaki hakikatler bu kadar geç kalmayacaktı. İbn Haldûn’un eserlerinin bir dereceye kadar sosyolojiye yardımı dokunmuştur; bundan başka sosyoloji gelişimini prehistorya ile tabiatın felsefî kısmına, en çok da beşerin medenî, siyasî, toplumsal, düşünsel, inançsal yönleriyle uğraşan psikolojiye borçludur.  

Ümidimiz odur ki bu ilginç eser, en kısa zamanda günümüz Türkçesine aktarılır ve okuyucuların hizmetine sunulur!  


[1] Nihal Erk ve Ferruh Dinçer, Türkiye’de Veteriner Hekimlik Öğretimi ve Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Tarihi, Ankara 1970, s. 285.

[2] Söz konusu makale, Hicrî 1339 yılı Ağustos ayında yayımlandığına göre, Subhi Edhem Bey, Miladî 1921 yılı sonlarına doğru vefat etmiş olmalıdır.

[3] Bu bilginlerin Türk Bilim Tarihi’ndeki seçkin yerleri için bkz., Muzaffer Bekman, Veteriner Hekimliğimizin Büyükleri, İstanbul 1945, s. 30-62 ve s. 132-139. Bunlardan özellikle Osman Nuri Bey’in, bilim tarihi ve bilim felsefesiyle de alâkadar olduğu ve bu alanlarda makaleler yayımladığı görülmektedir. 

[4] Bazı kaynaklarda ve kütüphane kataloglarında, yanlışlıkla bu eserin Fransız tarihçisi Numa-Denys Fustel de Coulanges (1830-1889) tarafından yazıldığı ve Subhi Edhem Bey tarafından Türkçe’ye tercüme edildiği kaydedilmiştir; oysa Târîh ve Müverrihler, yazarımızın tarih anlayışını sergilemek ve modern tarih biliminin doğuşunu hazırlayan büyük tarihçileri [ki bunlardan ilki, de Coulanges’dır] tanıtmak maksadıyla tasarlanmış çok ciltli bir çalışmanın birinci kitabıdır.

[5] Subhi Edhem Bey, Askerî Baytar Mektebi’nde vermiş olduğu botanik derslerinin notlarından oluşan bu eserinin hemen başında, “Ma‘lûmât-ı Târîhiyye” unvanı altında, yine Hoefer’in eserinden istifade ederek oldukça muhtasar bir botanik tarihi aktarır; bkz., Subhi Edhem, Tıbbî ve Zirâ‘î ‘İlm-i Nebâtât Dersleri, Cilt 1, İstanbul 1332, s. 6-13. 

[6] Subhi Edhem Bey, bu çalışmasını yaparken, özellikle Ferdinand Hoefer’in Dictionnaire de chimie et de physique’i (Paris 1860) ile Nouvelle biographie générale’inden yararlanmış olabilir.

[7] İbrahim Nâmî, “Merhûm Subhî Edhem Bey”, Askerî Tıbb-ı Baytarî Mecmû‘ası, Cilt 1, Sayı 5, Ağustos 1339, s. 156-158.

[8] Bu eser çok büyük bir ihtimalle aslen baytar olan Subhî Edhem Bey’e aittir; ancak 1927 yılında basılmış olması nedeniyle muhtemelen ölümünden sonra bir başkası tarafından yayıma hazırlanmıştır. Yazarın, çok sayıda makalesi de bulunmaktadır; ayrıca Akgün’ün bildirdiğine göre, Tabî‘at ve Beşer ve Tabî‘at isimlerinde bazı bilimsel dergiler de yayımlamıştır; bkz., Mehmet Akgün, “Materyalizmin Girişi ve Tartışmaları (1839-1923)”, Türkler, Editör: Hasan Celal Güzel, Kemal Çiçek ve Salim Koca, Cilt 14, Ankara 2002, s. 812-813. Subhi Edhem Bey’in makalelerinin henüz derlenmemiş ve bilim tarihi açısından değerlendirilmemiş olması büyük bir eksikliktir.

[9] Neyyir-i Hakikat hakkında daha fazla malumat için bkz., Fehim Kuruloğlu, “Manastır’da Bir Türk Gazetesi: Neyyir-i Hakikat”, (Bildiri), academia.edu.tr, 12.02.2024. Bu bildirinin “Neyyir-i Hakikat Yazarları” kısmında adı geçen “Baytar Müfettişi Suphi”, muhtemelen Subhi Edhem Bey’dir.

[10] Subhi Edhem, Sosyoloji, Manastır 1328, s. 6.

[11] Subhi Edhem, s. 7.

Etiketler: bilim, bilim tarihi, sosyoloji, subhi edhem
Remzi Demir 19 Şubat 2024
Bu Yazıyı Paylaş
Facebook Twitter Whatsapp Whatsapp E-Posta Linki Kopyala Yazdır
Yazar: Remzi Demir
Prof. Dr., Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Bilim Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı
Önceki Yazı Darwin Flörtöz Hayvanlar yazı dizisi başlıyor!
Sonraki Yazı zaman zihin Zamanın izinde zihinsel bir simülasyon

Popüler Yazılarımız

krematoryum fırını

Türkiye’de ölü yakma (kremasyon): Hukuken var, fiilen yok

BilimEtik
23 Kasım 2023
cehalet
Felsefe

“Cehalet mutluluktur” inancı üzerine

Eşitleştiren, özgürleştiren, mutlu kılan, bilgi midir yoksa cehalet mi? Mutlu kılan, cehalet mutluluktur sözünde ifade edildiği gibi, bilgisizlik ve cehalet…

12 Ağustos 2023
deontolojik etik
Felsefe

Deontolojik etik nedir?

Bir deontolog için hırsızlık her zaman kötü olabilir nitekim çalma eyleminin özünde bu eylemi (daima) kötü yapan bir şey vardır.

15 Ağustos 2024
kurt, köpek
Acaba Öyle midir?Zooloji

İddia: “Kurt evcilleşmeyen tek hayvandır!”

Tabii ki bu cümle baştan aşağı yanlıştır. Öncelikle kurt ilk ve en mükemmel evcilleşen hayvandır. İnsanın en yakın dostu köpek…

2 Şubat 2024

ÖNERİLEN YAZILAR

Bilim ve sansür

Egemen güçler ve bazen de erkek egemen toplumlar ciddi şekilde bilimsel düşünceye sansür uygulamaktadır.

Bilim Tarihi
30 Eylül 2025

Türk akademisyen öncülüğünde yapay zekâ devrimi

Ekibin lideri olan Türk bilim insanı Prof. Dr. Aydoğan Özcan’a, yaptıkları çalışmanın performans ve enerji kullanımı açısından hangi yenilikleri getirdiğini…

Yapay Zekâ
19 Eylül 2025

Evrimi hızlandıran motor: T7-ORACLE ile geleceğin süper proteinleri

Scripps Research Institute’ta geliştirilen T7-ORACLE, evrimi laboratuvar ortamında 100.000 kat hızlandırıyor!

Biyoloji
19 Ağustos 2025

Minik altın “süper atomlar” bir kuantum devrimini ateşleyebilir!

Altın nanokümeleri artık kuantum performansında hapsedilmiş atomik iyonlara rakip olabilir. Yeni nesil cihazlar için ölçeklenebilir, ayarlanabilir yapı taşları sunar. Kuantum…

Teknoloji
19 Ağustos 2025
  • Biz Kimiz
  • Künye
  • Yayın Kurulu
  • Yürütme Kurulu
  • Gizlilik Politikası
  • Kullanım İzinleri
  • İletişim
  • Reklam İçin İletişim

Takip Edin: 

GazeteBilim

E-Posta: gazetebilim@gmail.com

Copyright © 2023 GazeteBilim | Tasarım: ClickBrisk

  • Bilim
  • Teknoloji
  • Felsefe
  • Kültür-Sanat
  • Gastronomi
  • Çocuk

Removed from reading list

Undo
Welcome Back!

Sign in to your account

Lost your password?