Eski çağlarda zenginliğin bir göstergesi olarak gösterilen şişmanlık, günümüzde insan sağlığı için ciddi bir tehdit oluşturan bir hastalık hâline gelmiştir.
Işıl Ayas
Dünya Sağlık Örgütüne göre obezite, sağlığı bozacak ölçüde vücutta meydana gelen yağ birikimi olarak tanımlanmaktadır. Obezite için kullanılan en yaygın ölçü, beden kitle indeksidir. Vücut ağırlığının (kg), boy uzunluğunun (m) karesine bölünmesiyle elde edilen bu ölçünün 25’ten fazla olması durumunda kişi fazla kilolu, 30’dan yüksek olması hâlinde obez olarak tanımlanır. Beden kitle indeksi 40 ve üzeri ise morbid obez olarak tanımlanan kişilerde obezite düzeyinin ölümcül seviyelerde olduğu bir göstergesidir.
Obezite tüm dünyada hızla artıyor
Obezite oranı, 2022 verilerine göre tüm dünyada %16’dır. Dünya Obezite Federasyonu, obezite oranlarının hızla arttığını tahmin etmiştir. Buna göre, 2000-2016 yılları arasındaki artış baz alınarak yapılan tahminde 2025’te tüm dünyada fazla kilolu ve obez yetişkinlerin oranının %46, 2030’da %50, 2035’te ise %54 olacağı tahmin edilmiştir.
Türkiye, obezite oranı açısından 2024 yılı için ilk 20’ye girmiştir. Türkiye’de yüksek beden kitle indeksine sahip kadınların oranı %76’dır. Kadınların bu anlamda risk altında olduğu söylenebilir. Ayrıca, obeziteyi etkileyen çevresel tahminlere bakıldığında, Türkiye’de kentsel alanlarda yaşayan nüfus oranının obezite ile korelasyonunun yüksek olduğu görülmüştür. Yani, Türkiye’de kentlerdeki nüfus arttıkça obezite oranları artmıştır.
Gıda fiyatlarında düşüş, obeziteye yol açıyor
Bilimsel olarak obezitenin sebeplerine bakıldığında; öncelikle beslenme alışkanlıkları, fiziksel aktivitedeki azalma, yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, evlilik, doğum sayısı ve genetik faktörlerin risk oluşturduğu görülmektedir.
Buna karşılık, taze meyve ve sebze fiyatlarının yükselmesi obeziteyi tetikleyen bir diğer ekonomik nedendir.
Bu sebeplerin yanı sıra obezitenin ekonomik nedenleri de bulunmaktadır. Bunlardan ilki, teknolojik gelişmedir. Teknolojik gelişme, kalori tüketimi ve kalori harcaması açısından iki yönlü etkilemektedir. Gıda teknolojilerinin gelişmesi (üretim, depolama ve pişirme maliyetlerinin azalması vb.) kalori tüketimini etkilerken; hayat tarzında yaşanan değişiklikler (birçok ürünün dijitalleşmesi sonucu bedenen yapılan işlerin azalması, online yaşam tarzı vb.) kalori harcamayı azaltmaktadır. Özellikle Amerika gibi obezite oranlarının yüksek olduğu ülkelerde, obezitenin ekonomik nedenleri arasında gıda fiyatlarındaki düşüş gösterilmektedir. Bunun sebebi, gıdaların parasal ve hazırlama maliyetlerindeki (zaman maliyeti) azalmadır.
Paketli, hazır gıda fiyatlarının düşmesi, restoranları porsiyonlarını büyütmeye teşvik etmiştir. Bu da dışarıda yemek yiyenlerin daha fazla kalori almasına yol açmıştır. Porsiyon büyüklüğünün yanında tabak ölçüleri de büyümüştür. Amerika Tarım Bakanlığı ve Gıda ve İlaç İdaresinin yaptığı araştırmaya göre, Amerika’da biftek, simit, çerez gibi birçok gıdanın porsiyon büyüklüğü artmıştır.
Özellikle Amerika gibi obezite oranlarının yüksek olduğu ülkelerde, obezitenin ekonomik nedenleri arasında gıda fiyatlarındaki düşüş gösterilmektedir.
Buna karşılık, taze meyve ve sebze fiyatlarının yükselmesi obeziteyi tetikleyen bir diğer ekonomik nedendir. Taze meyve ve sebzenin fiyatlarının artmasının diğer bir sebebi de bazı tarım ürünlerine uygulanan teşviklerdir. Amerika’da mısır ve soya fasulyesine teşvik verilmesi sonucu bu ürünlerin üretimi artmıştır. Dolayısıyla, taze meyve sebze üretiminde düşüş ve fiyat artışları meydana gelmiştir.
Mısır şurubunun fiyatının sakkaroza göre daha ucuz olması, enerji yoğunluklu gıdalarda daha çok yer almasına sebep olmuştur.
Mısır üretiminin bollaşması sonucu, gıda üreticileri için fiyat düşüklüğü sebebiyle mısır ve soya bazlı ürünler üretmek kârlı hâle gelmiştir. Bu doğrultuda, yüksek fruktozlu mısır şurubu ilk kez 1970’lerde üretilmiştir. Mısır şurubunun fiyatının sakkaroza göre daha ucuz olması, enerji yoğunluklu gıdalarda daha çok yer almasına sebep olmuştur. Mısır şurubunun ucuz olmasının yanında taşınmasının kolay olması, şekerle kıyaslandığında soğuğa karşı daha dayanıklı olması, lezzet kalitesinde değişiklik olmadan raf ömrünün uzun olması, ekmek ve kurabiye gibi fırınlanmış gıdalara hoş bir altın rengi vermesi gibi avantajları bulunmaktadır. Bu avantajlar sebebiyle mısır şurubu bugün birçok gıdada tatlandırıcı olarak kullanılmaktadır.
Yüksek fruktoz içeren mısır şurubunun obezite için tehlike oluşturmasının sebebi, doyma hissini geciktirmesi ve dolayısıyla daha fazla tüketime neden olmasıdır. Ayrıca, yüksek fruktoz tüketimi ile kalp damar hastalıkları, diyabet, yüksek tansiyon ve obezite arasında anlamlı bir ilişki görülmektedir.
Obezitenin maliyeti
Bu hastalıklar gibi önemli sağlık sonuçlarının yanı sıra obezitenin ekonomik sonuçları da bulunmaktadır. Kişinin sağlığı için büyük tehlike oluşturan obezite ile ilgili yapılmış birçok maliyet araştırmasına rastlamak mümkündür.
Obezite vergisi, obeziteye sebep olan ürünlerin üzerine vergi konularak fiyat artışı ile ürünlerin satışlarının azaltılmasını hedefler.
Yapılan araştırmalara göre obez olan kişilerin yaşam kalitelerinin düşük olduğu, işlevsel olarak daha sınırlı oldukları, yaşam sürelerinin daha düşük olduğu bulunmuştur. Obezite, birçok hastalığa sebep olduğu için obez olan insanların daha fazla sağlık hizmeti kullandığı iddia edilmektedir. Obezitenin neden olduğu hastalıklarla birlikte, birçok ülkede obezitenin tedavisi için yapılan harcamaların sağlık harcamaları içindeki payı yıldan yıla artış göstermektedir.
Obezitenin neden olduğu maliyetler, obezite sıklığındaki artış ile paralel gerçekleşmektedir. Bu maliyetleri en aza indirmek amacıyla, birçok ülkede obezite vergisi uygulanmaktadır. Obezite vergisi, obeziteye sebep olan ürünlerin üzerine vergi konularak fiyat artışı ile ürünlerin satışlarının azaltılmasını hedefler.
Obezite vergilerinin olumlu yönlerine bakılırsa, hastalık oranlarını düşüreceği için hastalık maliyetlerinin azalmasında etkili olduğu ileri sürülmektedir. Toplanan obezite vergisi ile elde edilen gelirlerin obezite ile mücadelede kullanılması, sağlıklı gıda sübvansiyonu ya da fiziksel egzersiz alanlarının kurulması gibi programlar için harcanması, verginin kabul edilebilirliğini artıracaktır. Bu, aynı zamanda regresif etkinin en aza indirilmesini sağlar.
Obezitenin neden olduğu maliyetler, obezite sıklığındaki artış ile paralel gerçekleşmektedir.
Obezite vergisinin olumsuz yönlerine bakıldığında, öncelikle devletin kişilerin özel hayatına müdahale etmesi gibi görüldüğü için tepki topladığı söylenebilir. Yine aynı şekilde, devletin aşırı korumacı tutumla müdahale etmesi, kişilerin ne yiyip içtiğine karışması bazı çevrelerce kabul görmemektedir. Diğer taraftan, verginin asıl amacının bütçe açığını kapatmak olduğunu ileri sürenler de mevcuttur. Bir diğer eleştiri, düşük gelirlilerin gıda harcamaları içerisinde verginin payı yüksek olacağından, bu grubun vergiden daha fazla etkilenmesidir (regresif etki).
Obezite vergisinin alındığı sektörde çalışanların istihdamını olumsuz etkileyeceğine dair bir görüş bulunmaktadır. Bununla birlikte, vergi sonrası diğer mallarda da çapraz fiyat yükselmesine neden olma ihtimali bulunmaktadır.
Bazı çalışmalarda, obezite vergilerinin diğer mücadele politikalarına (okul tabanlı müdahaleler, eğitim ve bilgilendirme politikaları vb.) göre daha az etkili olduğu ileri sürülmüştür. Obezite vergisine getirilen bir diğer eleştiri ise verginin, gıdaların şeker, doymuş yağ, tuz gibi bileşenlerinden alınması nedeniyle devlete olan uyum maliyetini yükseltmesidir. Her bir ürün için verginin ayrı ayrı hesaplanması ve güncellenmesi gerekmektedir. Bunun idareye maliyetinin oldukça yüksek olacağı iddia edilmektedir.
Obezite vergisinin olumsuz eleştiri alan bir diğer tarafı ise uygulanacak obezite vergisinin oranının düşük olmasının, verginin caydırıcı etkisini azaltmasıdır.
Aşağıdaki tabloda bazı ülkelerde uygulanılan obezite vergileri verilmiştir.
Obezite Vergisi Ülke Uygulamaları
Ülke | Yıl | Verginin Kapsamı | Verginin türü | Tarifesi | Vergi Oranı |
Bermuda | 2018 | Başlangıçta şekerli içecekler, şekerlemeler, 2019’dan itibaren tüm kakao içeren aburcubur | İthalat vergisi | Tek/düz oranlı | Başlangıçta 50, 2019’dan itibaren %75 |
Kanada | 2006 | Vergiye tabi tuzlu ya da tuzlu atıştırmalık yiyecekler (cipsler, puflar vs) | Özel Tüketim Vergisi | Artan oranlar | %10 -%20 |
Danimarka | 2011 (2012 yılına yürürlükten kaldırılmıştır) | 100 gram başına 2,3’ten fazla doymuş yağ içeren ürünler | Özel tüketim vergisi | Tek oranlı | 16 Danimarka kronu/kg doymuş yağ |
Dominika | 2015 | Tatlı, şeker, çikolata | Özel tüketim vergisi | Tek/düz oranlı | %10 |
Fiji | 2014 (2017’de dondurma ve şekerleme yürürlükten kaldırılmıştır) | Şekerleme ve dondurma | Özel tüketim vergisi | Tek/düz oranlı | Şekerleme için 0.95 euro/kg |
Finlandiya | 2000,2011-2017 | Şeker ve dondurma | Özel tüketim vergisi | Artan oranlı | Şekerleme için 0.95 euro/kg |
Fransız Polinezyası | 2002 | İthal şekerleme, marmelat ve dondurma | İthalat vergisi, şekerleme, mamelat vereçel, ve dodurma üzerine özel tüketim vergisi, şekerli içecekler üzerinden vergi | Kg başına XPF 20 marmelat/reçel, ve (5-10 g şeker/100 g), XPF 40 dondurma ve özel tüketim vergisi (10-30 g /100 g), XPF 60 (30-40 SSB’ler üzerinden vergi g/100 g), XPF 85 (> 40 g/100 g) Litre başına XPF 40 (yaklaşık USD 0.39) yerel olarak üretilen şekerli içecekler üzerinde; Litre başına XPF 60 (yaklaşık USD 0,58) ithal şekerli içecekler üzerinde | |
Macaristan | 2011 | Yüksel şekerli hazır paketli gıdalar, çikolata,şekerli toz, tuzlu atıştırmalık, çeşni ve reçel | Özel tüketim vergisi | Ürün kategorisine göre tek oranlı | Çikolatalar: >40 g şeker, < 40 g kakao/100 g, aynı fiyat. Şekerle tatlandırılmış kakao tozu: >40 g şeker, < 40 g kakao/100 g, 70 HUF (0,2 USD)/kg. Tuzlu atıştırmalıklar: >1g tuz/100 g, 250 HUF (0,72 USD)/kg. Çoğu çeşniler: >5g tuz/100 g, aynı fiyat. Meyve reçelleri ve konserveleri (‘ekstra’ versiyonlar hariç): >35 g şeker/100 g, 500 HUF (ABD Doları 1,45)/k |
Meksika | 2014 | Temel olmayan enerji yoğun gıdalar > 100 gr başına 275 kcal | Özel tüketim vergisi | Tek oranlı | 8 temel olmayan enerji için yoğun yoğun yiyecek |
Nauru | 2007 | İthal şeker, şekerleme, gazlı alkolsüz içecekler, likörler, aromalı sütler ve içecek karışımları | İthalat vergisi | Tek oranlı | %30 |
ABD: Navajo Ulusu | 2015 | Tuz, doymuş yağ ve şeker oranı yüksek atıştırmalıklar, tatlılar, SSB’ler, unlu mamuller dahil olmak üzere besin değeri düşük veya hiç olmayan gıda maddeleri (ayrıca ortak 6 Su, taze ürünler ve kuruyemişler için % satış vergisi) | Satış vergisi | Tek oranlı | %2 |
2015-2021 yılları arasında obezite vergilerinin etkilerini değerlendiren çalışmaların sonuçlarına bakıldığında, Meksika’da uygulanan vergilerin tüketimi azalttığı tespit edilmiştir. Şeker tüketimi %2, vergilendirilmiş gıda tüketimi %3, vergilendirilmiş ürünlerin satışı yaklaşık %5 azalmıştır. Aynı şekilde, Macaristan’da uygulanan vergiler sonrası tüketimde %3,4 azalma görülmüştür. Danimarka’da yapılmış çalışmalarda, ekşi krema alımı hariç diğer vergilendirilmiş gıda maddelerinin tüketiminde %4 ile %6 arasında bir azalma görülmüştür.
Meksika’da uygulanan vergilerin tüketimi azalttığı tespit edilmiştir.
Genel olarak bakıldığında, obezite vergilerinin olumlu sonuç verdiği görülmektedir. Bu vergilerle beraber sağlıklı gıdalara yapılan sübvansiyonlar, obezite oranlarını düşürmede etkili olmakla birlikte verginin etkinliğini artırabilir. Aynı zamanda, obezite ile mücadelede eğitim ve bilgilendirme, kalori etiketleme, fiziksel egzersiz alanlarının artırılması, okullarda sağlıksız gıda satışının azaltılması, sağlıksız gıda reklamlarına getirilen kısıtlamalar gibi diğer politikalarla birlikte uygulanması, obezite vergisinin etkinliğini daha da artırabilir.