Bilim insanları Karayip denizanası (Tripedalia cystophora) türüne tespit etme ve kaçınma davranışlarını öğretmeyi başardılar.
Çeviren: Okan Nurettin Okur
Current Biology dergisi 22 Eylül’de son derece ilginç bir rapor sundu. Buna göre denizanaları; insanlar ve diğer hayvanlar gibi hafızaya sahip ve deneyimlerinden yararlanabiliyor. Esas ilginç olan ise denizanalarının insanlardaki ya da diğer omurgalı canlılardaki gibi merkezi bir beyne sahip olmaması. Bilim insanları Karayip denizanası (Tripedalia cystophora) türüne tespit etme ve kaçınma davranışlarını öğretmeyi başardılar. Böylece ileri öğrenme gibi bilişsel faaliyetlerin merkezi bir beyin gerektirdiğine dair görüşler tartışmaya açılmış oldu. Hafıza ve öğrenmenin evrimsel köklerine ışık tutan bir çalışmanın kapısını aralıyoruz.
İlk bakışta son derece basit bir jöle kıvamında olan denizanaları çan şeklindeki gövdelerine gömülü 24 gözden oluşan karmaşık bir görsel ağa sahiptir. Bataklıklarda, bulanık sularda yaşayan denizanası türleri yönlerini bulabilmek hatta avlarına tuzaklar kurup keskin manevralarla yakalayabilmek için bu görsel ağ sistemini kullanırlar. Yapılan son çalışmalar denizanalarının duyusal uyaranlar ile davranış arasında bağ kurarak zihinsel bir yapı oluşturduğunu, böylece öğrenme ve hafıza becerisine sahip olduğunu gösterdi.
Yapılan son çalışmalar denizanalarının duyusal uyaranlar ile davranış arasında bağ kurarak zihinsel bir yapı oluşturduğunu, böylece öğrenme ve hafıza becerisine sahip olduğunu gösterdi.
Kiel Üniversitesi’nden Jan Bielecki “Öğrenme sinir sisteminin en üst düzey faaliyetidir” dedikten sonra denizanasına bir şeyler öğretmenin yolunun “onun doğal davranışlarından yararlanmak” olduğunu ve “tam potansiyeline ancak bu şekilde ulaşacağını” belirtiyor. Ekip denizanasının doğal yaşam alanını taklit eden, üzerinde ağaç köklerini andıran gri ve beyaz şekillerin olduğu kapalı bir deney ortamı tasarladı. Gri şekiller daha uzakmış gibi görünen kökleri taklit ediyor. 7,5 dakika boyunca gözlemlenen denizanası önceleri uzak gibi algılanan gri şeritlere yakın yüzüp çarparken deneyin sonunda duvara çarpma mesafesini ayarlayıp başarılı manevralar yapmayı öğrendi. Bu deney gösterdi ki denizanaları görsel ve mekanik uyaranlarla öğrenebiliyor.
Kopenhag Üniversitesi’nden Anders Garm şöyle konuşuyor: “Karmaşık yapıları anlamak istiyorsanız mümkün olduğunca en basit yapılardan başlamanız gerekir.” Denizanasındaki görece basit sinir sistemi yapılarının daha üst düzey faaliyetleri anlayabilmemiz için önemli olduğunun altını çiziyor.
Araştırmacılar daha sonra bu gizemi çözmek için denizanasının “rhopalia” adı verilen görsel duyu merkezlerini izole ettiler. Rhopalia adlı bu merkezlerin her biri altı gözden oluşur ve bir çeşit nabız sinyali üreten, hareket halinde frekansı artan bir sinyal yayıyor. Ekip “rhopalia” yapısının açık gri çubuklara yanıt vermeyerek, onları uzak olarak algıladığını fark etti. Kendisine açık gri çubukların yaklaştırıldığı denizanasının rhopalium’u zayıf elektrik akımıyla uyarılıp doğal sinyal taklit edildi, böylece engelden kaçınma davranışı gözlemlendi. Sonuç olarak görsel ve mekanik uyaranlar ile rhopalium’da öğrenme sürecinin gerçekleştiği tespit edildi. Araştırma ekibinin bir sonraki hedefi denizanasında hücresel etkileşimi incelemek ve öğrenme mekanizmasını daha iyi anlamak. Garm’e göre böylesine basit bir sinir sisteminin bu kadar hızlı öğrenebilmesi çok şaşırtıcı ve ancak gelişmiş hayvanlarda görmeyi beklediğimiz bir durum. Bu durum sinir sisteminin evrimin şafağında son derece kritik bir hücresel mekanizma olduğunu ve bundan çok şey öğreneceğimizi gösteriyor.
Kaynak: https://www.sciencedaily.com/releases/2023/09/230922110845.htm
Yazıda adı geçen makale:
Jan Bielecki, Sofie Katrine Dam Nielsen, Gösta Nachman, Anders Garm. Associative learning in the box jellyfish Tripedalia cystophora. Current Biology, 2023; DOI: 10.1016/j.cub.2023.08.056

