Michelangelo Merisi da Caravaggio, İtalya’nın Caravaggio kentinde doğmuş ve ismini de buradan almış ünlü bir ressamdır. Çok küçük yaşta ailesini kara vebadan kaybetmiş, ömrü boyunca da cinayet, hırsızlık, dolandırıcılık, çetecilik gibi türlü suçlara karışmıştır. Kiliseye karşı çıkmış, yaptığı resimlerde de kilise tarafından kabul edilemeyecek figürler kullanmıştır. En önemli karakterleri, anti kahramanlar olarak resmetmekten çekinmeyen Caravaggio, birçok defa affedilmesine rağmen suç işlemeye devam etmiştir.
Yazan: İrem Karabayır
Michelangelo Merisi da Caravaggio, İtalya’nın Caravaggio kentinde doğmuş ve ismini de buradan almış ünlü bir ressamdır. Çok küçük yaşta ailesini kara vebadan kaybetmiş, ömrü boyunca da cinayet, hırsızlık, dolandırıcılık, çetecilik gibi türlü suçlara karışmıştır. Kiliseye karşı çıkmış, yaptığı resimlerde de kilise tarafından kabul edilemeyecek figürler kullanmıştır. En önemli karakterleri, anti kahramanlar olarak resmetmekten çekinmeyen Caravaggio, birçok defa affedilmesine rağmen suç işlemeye devam etmiştir.
En önemli karakterleri, anti kahramanlar olarak resmetmekten çekinmeyen Caravaggio, birçok defa affedilmesine rağmen suç işlemeye devam etmiştir.
Eserlerinde önemli dini figürleri sıradan insan tiplemesinde resmetmesiyle kendinden önceki ekollerden ayrılmaktadır. Bu özelliği ile de halk tarafından övgüler almış, halkın bu kişilerde kendisinden bir parça bulmasını sağlamıştır. Caravaggio’nun önemi bununla da kalmamış, kendine has teknikleriyle bir ekolün başlatıcısı olup resim alanında Barok Dönemi’nin ilk büyük sanatçısı olmuştur. Bugün, Caravaggio’nun en önemli eserlerinden biri olan ‘Davut Golyat’ın Başıyla’ tablosunu inceleyeceğiz.
Davut ve Golyat’ın hikayesi, Eski Ahit’te 1. Samuel kısmında anlatılan bir hikayedir. Bunun dışında İncil’de ve Kuran’da da adı geçen bu olay kendini sanat eserlerinde de göstermiştir. Bernini’nin, Verracchio’nun ve Michelangelo’nun Davut heykelleri ile Caravaggio’nun ‘Davut Golyat’ın başıyla’ tablosu, bu kutsal metnin sanata yansımasının örnekleridir.

Hikayenin resimleştirilmesine ve Caravaggio’daki anlamına gelmeden önce, kendi hikayesini anlatmak daha yerinde olacaktır:
İsrail Devleti kurulmadan önce İsrailliler, baş düşmanları olan Filistinliler ile şimdiki Tel-Aviv mevkiinde karşı karşıya gelirler. Burada bulunan dağın bir yamacında İsrailliler, diğer yamacında Filistinliler mevzilenir. Fakat her kim ki bulunduğu yeri terk edip saldırıya geçerse üstünlüğünü kaybedip savunmasız duruma düşer. Bu sebepten iki taraf da birbirine saldırmadan bekler. En sonunda Filistinlilerden, boyu 2.5 metreyi bulan, üzerinde o dönemin en donanımlı teçhizatını bulunduran, şimdiye dek savaş kaybetmemiş dev Golyat’ı öne sürerek birebir çarpışma başlatırlar. Golyat seslenir:
‘’Neden savaş düzeni oldunuz? Ben Filistinliyim. Sizse Saul’un kölelerisiniz. Aranızdan karşıma çıkacak birini seçin. Eğer dövüşte beni yenip öldürebilirse biz sizin köleniz oluruz. Ancak ben üstün gelirsem siz bizim kölemiz olur, bize kulluk edersiniz. Bugün İsrail ordusuna meydan okuyorum. Benimle dövüşecek birini çıkarın karşıma!’’
Fakat Golyat öylesine dehşet verici, öylesine korkutucudur ki İsraillilerin hiçbiri karşısına çıkmaya cesaret edemez, tek bir kişi hariç: Beytlehemli İşay’ın oğlu Davut. Saul, ilk başta ona güvenemez. Golyat’ın karşısında, bu küçücük, kılıç kullanmayı bile bilmeyen çobanın şansı yoktur ona göre ama başka çaresi de olmadığı için kabul eder. Gitmeden önce, Davut’a kılıç, zırh ve diğer teçhizatlardan vermeyi teklif etse de Davut bunu kabul etmez. Bunları kullanmayı bilmediğini ve bugüne kadar nasıl savaştıysa şimdi de öyle savaşacağını söyler. Onun yerine, yerden beş adet taş alıp heybesine doldurur ve yola çıkar. Dağın zirvesinden aşağı doğru inip Golyat’ın yanına geldiğinde, Golyat onun alay eder. ‘Ben köpek miyim de beni taşla, sapanla öldüreceksin’ der. Davut’u küçük görüp karşısında hiç şansı olmadığını söyler. Fakat Davut, beze sardığı taşı hızla ona fırlatıp onu zayıf yerinden, iki kaşının ortasından vurur ve yere serer. Sonra da kafasını kesip zaferini taçlandırır ve İsrail Devleti’nin kurulmasını sağlamış olur.
Burada gördüğümüz gibi Golyat, tüm o cüssesi, zırhı ve kılıcına rağmen Davut’a yenilmiştir. Çünkü Davut akıl ile hareket etmiştir. Golyat’a göre savaşmak yalnızca kılıç kılıca yapılan bir eylemdir. Bu sebeple de tahmin etmediği bu yöntem karşısında afallamıştır . Ancak Davut ona o kadar kendini bilerek, güçlü yönleriyle ve akılcı yaklaşmıştır ki büyüklüğüne rağmen Golyat’ı yenebilmiştir. Caravaggio’nun eserinde de bu noktaya rastlayabiliriz.

Eseri derinlemesine incelemeden önce Caravaggio sanatını genel hatlarıyla inceleyebiliriz: Caravaggio, Barok Dönemi’ne ait bir sanatçıdır. Bu dönem eserlerinde kullanılan karanlık bir arka plana düşürülen yoğun ışık, eserlerin dramatikliğini artırmaktadır. Aynı zamanda teatrallik de dönemin öne çıkan özelliklerindendir. Kendisinden önceki dönem eserlerine nazaran daha dramatik, daha teatral ve daha canlı hali, görenlerde bir sahne izliyormuş gibi bir his oluşturur. Işık oyunları, gölgeler ve yoğun renkler, yine bu dramatik halin sağlanmasına yardımcı olur. Aşağıda görülen ve bugün işlediğimiz eserde de bu özellikler kendilerini göstermektedir.
Caravaggio’nun bahsi geçen eseri, işlediği cinayet suçu sonrası Papa’ya kendini kanıtlamak amacıyla yaratılmıştır. İşlediği suçlardan sonra, kilise tarafından başı için ödül konan Caravaggio, Rodos, Osmanlı Devleti tarafından alınması sonrası Malta’ya yerleşen şövalyelerin yanına sığınmış ve onlara katılmıştır. Bu sayede ölüm cezasını geçersiz kılmayı amaçlamıştır. Ancak bir süre sonra, şövalye olmanın katı kurallarına uyabilecek biri olmayan Caravaggio, bir karışıklık çıkarmış ve birkaç şövalyenin ölümüne sebep olduktan sonra, adadan kaçmıştır. Tekrardan ölüm cezasına çarptırılmasının ardından dönemin önemli insanlarından olan ve sanata oldukça önem veren Kardinal Scipione Borghese, Papadan Caravaggio’nun affedilmesi için ricacı olmuş, bunun üzerine de Caravaggio, bahsi geçen eseri yapmıştır.

Caravaggio, bu eserde kendisini resmetmiş ve tüm geçmişini geride bıraktığını anlatmıştır. Davut için kullandığı model olan Cecco, burada İsa’yı temsil etmektedir. İsa, burada Golyat’ı öldürdükten sonra, hiç de beklenildiği gibi coşkulu ve zafer kazanmış havasında değildir. Aksine, yüzünde bir hüzün hakimdir. Sanki bu durumdan mutlu değil gibidir. Resmin geneline bakıldığı zaman, dini atmosfer hemen göze çarpar. Burada, Davut (İsa) figürü masumiyeti, aklı, doğruluğu; Golyat figürü ise yanlışı ve kibri temsil etmektedir. Dikkatli bakıldığı zaman, Davut’un (İsa’nın) kılıcındaki ‘H.O.C.S.’ ifadesi de görülür. Buradaki ifade ‘Tevazu, kibri öldürür’ anlamına gelen Latince ‘Humilitas occidit superbiom’dur. Resimde bir başka detay daha vardır: Kafası kesik Golyat, Cravaggio’nun ta kendisidir. Kibirli, öfkeli ve zalim Golyat (Caravaggio), Davut’un (İsa’nın) aklına yenilmiş, ona boyun eğmek zorunda kalmıştır. Davut’taki hüzünlü ifade onun temizliğinin ve masumiyetinin göstergesi iken Golyat’taki öfkeli ve şaşkın ifade onun kibrinin bir göstergesidir. Yani, akıl ve masumiyet, kibri ve kötülüğü yenmiş; Caravaggio iyiliğe boyun eğmiş, geçmişini öldürmüştür.
Scipione Borgose aracılığıyla Papa’ya ulaştırılan bu eser sayesinde Caravaggio yine affedilmiş olsa da eserde söylediği gibi ‘geçmişin tüm karanlığını iyiliğin ışığında boğmak’ yerine içinin karanlığına teslim olmuş, o karanlıkta kendini boğmuştur. Nitekim 1610’da öldürülmesinin sebebi de bu işlediği suçlar sebebiyle edindiği düşmanlar olmuştur.