GazeteBilim
Destek Ol
Ara
  • Anasayfa
  • Bilim
  • Teknoloji
  • Felsefe
  • Kültür-Sanat
  • Gastronomi
  • Çocuk
  • Etkinlikler
    • Astronomi Dersleri
    • Davranış Nörolojisi Dersleri
    • Eğitimciler İçin Yapay Zekâ Okur-Yazarlığı Dersleri
    • Epigenetik Dersleri
    • Evrim Dersleri
    • Bilim Tarihi Dersleri
    • Hegel Dersleri
    • Kapitalizmin Tarihsel Gelişimi ve İktisadi Düşünce Dersleri
    • Konuşmaktan Korkmuyorum
    • Nörobilim Dersleri
    • Nörohukuk
    • Nörofelsefe Dersleri
    • Öğrenilmiş Çaresizlik
    • Teizm, Deizm, Agnostisizm ve Ateizm Dersleri
    • Teoloji, Bilim ve Felsefe Tartışmaları
    • Zihin Dersleri
  • Biz Kimiz
  • İletişim
Okuyorsun: Ateşin ardındaki yaşam: Akdeniz’de yangın sonrası biyoçeşitlilik
Paylaş
Aa
GazeteBilimGazeteBilim
Ara
  • Anasayfa
  • Bilim
  • Teknoloji
  • Felsefe
  • Kültür-Sanat
  • Gastronomi
  • Çocuk
  • Etkinlikler
    • Astronomi Dersleri
    • Davranış Nörolojisi Dersleri
    • Eğitimciler İçin Yapay Zekâ Okur-Yazarlığı Dersleri
    • Epigenetik Dersleri
    • Evrim Dersleri
    • Bilim Tarihi Dersleri
    • Hegel Dersleri
    • Kapitalizmin Tarihsel Gelişimi ve İktisadi Düşünce Dersleri
    • Konuşmaktan Korkmuyorum
    • Nörobilim Dersleri
    • Nörohukuk
    • Nörofelsefe Dersleri
    • Öğrenilmiş Çaresizlik
    • Teizm, Deizm, Agnostisizm ve Ateizm Dersleri
    • Teoloji, Bilim ve Felsefe Tartışmaları
    • Zihin Dersleri
  • Biz Kimiz
  • İletişim
  • Destek Ol
Bizi Takip Edin
  • Biz Kimiz
  • Künye
  • Yayın Kurulu
  • Yürütme Kurulu
Copyright © 2023 Gazete Bilim - Bütün Hakları Saklıdır
GazeteBilim > Blog > Biyoçeşitlilik > Ateşin ardındaki yaşam: Akdeniz’de yangın sonrası biyoçeşitlilik
Biyoçeşitlilik

Ateşin ardındaki yaşam: Akdeniz’de yangın sonrası biyoçeşitlilik

Yazar: GazeteBilim Yayın Tarihi: 22 Mayıs 2025 8 Dakikalık Okuma
Paylaş

Yaz ayları geldiğinde, Akdeniz Havzası’ndaki pek çok ülkenin gündemine aynı görüntüler düşer: alevler içinde ormanlar, dumanla kaplı dağlar ve kül olmuş vadiler. Bu bölgede her yıl on binlerce hektar doğal alan, orman yangınlarından etkilenir. Görünürde sadece yıkım vardır; bu yüzden yangınlar genellikle doğal ekosistemlerin başlıca düşmanlarından biri olarak algılanır. Oysa gerçek, bu manzaralardan çok daha karmaşıktır.

Çağatay Tavşanoğlu

Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Ekoloji Anabilim Dalı

Akdeniz Havzası, milyonlarca yıldır yangınla iç içe evrimleşmiş bir coğrafyadır. Bu bölgedeki bitki ve hayvan türlerinin büyük çoğunluğu, yangına karşı belirgin uyarlanmalar geliştirmiştir. Yangın, bu habitatlarda tesadüfi bir felaket değil; tıpkı kuraklık, otlatma veya toprak kayması gibi, doğanın işleyişinde var olan bir ekolojik etken olarak bulunmaktadır. Bu doğrultuda, Akdeniz orman ve çalılıklarının, milyonlarca yıldır yangınla uyum içinde varlığını sürdürdüğünü söyleyebiliriz.

Bu doğrultuda, Akdeniz orman ve çalılıklarının, milyonlarca yıldır yangınla uyum içinde varlığını sürdürdüğünü söyleyebiliriz.

Bitki türleri, bu uzun tarihsel süreçte yangın karşısında ayakta kalabilmek ve sonrasında yeniden yeşerebilmek için çeşitli stratejiler geliştirmiştir. Bazı türler, yangın sırasında toprak üstündeki kısımları yanmasına rağmen, yer altında korunan tomurcuklarından hızla yeniden sürgün verir. Bu karakter, yeniden sürgün verme olarak adlandırılır ve özellikle maki vejetasyonunu oluşturan bitkiler arasında yaygındır. Bazı ağaç türleri ise, örneğin kızılçam (Pinus brutia), kozalaklarını yıllarca kapalı tutar. Bu kozalaklar yalnızca yangının yüksek sıcaklığıyla açılır ve içlerindeki tohumları, artık rakip bitkilerin olmadığı, besince zenginleşmiş ve ışık açısından avantajlı toprağa bırakır.

Çiçeklenmenin artması, arı, kelebek, sinek gibi tozlayıcı böceklerin çeşitliliğini ve bolluğunu da artırır. Bu da bitki üremesini destekleyerek, yangına uyarlanmış bu türlerin genetik çeşitliliğini sürdürmesini destekler.

Daha da ilginç olanı, bazı toprak altı organlara sahip geofit bitkilerin, yıllarca uykuda bekledikten sonra yalnızca yangın sonrası koşullarda çiçeklenmesidir. Yangınla birlikte açığa çıkan duman veya azot oksitler gibi bazı kimyasal uyarılar, bu bitkiler için adeta bir “uyan” sinyalidir. Toprakta, tohum bankasında tohum olarak uyku halinde bekleyen bazı türler ise, yangında ortaya çıkan ısı veya dumanla uyku hallerinden uyanırlar ve çimlenerek yeni nesiller oluştururlar. Bu uyarlanma, Akdeniz bitki topluluklarında oldukça yaygındır ve bu habitatlarda bulunan bitkilerin yangınla başa çıkmak için yeniden sürgün vermeden sonraki en karakteristik özelliğidir.

Daha da ilginç olanı, bazı toprak altı organlara sahip geofit bitkilerin, yıllarca uykuda bekledikten sonra yalnızca yangın sonrası koşullarda çiçeklenmesidir.

Tüm bu süreçler, Akdeniz ekosistemlerinde otosüksesyon adı verilen bir yenilenme mekanizmasının temelini oluşturur. Otosüksesyon, yangın gibi bir müdahale etkeninden sonra alanda ortaya çıkan yeni bitki örtüsünün, temel olarak yangından önce alanda zaten bulunan türlerden oluşması anlamına gelir. Bu, volkanik patlamalar, buzul geri çekilmeleri veya toprak kaymaları gibi diğer doğal müdahalelerden sonra gerçekleşen birincil ve ikincil süksesyon süreçlerinden farklıdır. Burada dışarıdan tür girişi sınırlıdır ve yangın, bu gibi alanlarda adeta gizlenmiş olarak bulunan bir yaşam arşivini yeniden harekete geçirir.

Hayvanlar da yangına karşı çeşitli stratejiler geliştirmiştir. Yangın sırasında dumanın yönünü algılayarak kaçan memeliler, kayaların altına gizlenen sürüngenler, toprak altına inerek kurtulan çok sayıda organizma yangını canlı atlatmanın yollarını bulmuştur. Dahası, bazı böcek türleri yangını bir tehdit değil, bir fırsat olarak da görmektedir. Örneğin bazı odun zararlısı böceklerin özel duman detektörleri vardır. Bu böcekler, kilometrelerce öteden dumanı algılayarak yangın alanına uçar, burada çiftleşir ve yumurtalarını yanmış odunlara bırakır. Bu türlerin yaşam döngüleri, yangına doğrudan bağlıdır.

Yangın sonrasında kapalı orman ya da çalılık örtüsünden kurtularak açıklık haline gelmiş alanlar, özellikle tozlayıcı böcekler için uygun bir yaşam ortamı sunmaktadır.

Yangın sonrası alanlar, yalnızca tür sayısı bakımından değil, biyolojik çeşitliliğin diğer bileşenleri açısından da dikkat çekicidir. Yangın sonrasında kapalı orman ya da çalılık örtüsünden kurtularak açıklık haline gelmiş alanlar, özellikle tozlayıcı böcekler için uygun bir yaşam ortamı sunmaktadır. Çiçeklenmenin artması, arı, kelebek, sinek gibi tozlayıcı böceklerin çeşitliliğini ve bolluğunu da artırır. Bu da bitki üremesini destekleyerek, yangına uyarlanmış bu türlerin genetik çeşitliliğini sürdürmesini destekler. Yangın sonrası alanlar, bu açıdan yalnızca tür zenginliği açısından değil, aynı zamanda evrimsel süreçlerin işlerliğini koruma açısından da kritik öneme sahiptir.

Akdeniz ekosistemleri gibi milyonlarca yıldır yangına maruz kalan yerlerde yapılabilecek en iyi onarım yöntemi, çoğu zaman hiçbir şey yapmamaktır.

Ne var ki, bilim dünyasında ve kamuoyunda yangın sonrası biyoçeşitliliğin olumsuz etkilendiği yönünde yaygın bir kanı vardır. Bu nedenle, yangın alanları çoğu zaman bilimsel araştırmaların dışında kalmakta, yalnızca yangın ekolojisiyle ilgilenen uzmanlar tarafından çalışılmaktadır. Bu bilgi eksikliği, yanlış yönetim kararlarına ve özellikle yangın sonrası yapılan hatalı restorasyon projelerine zemin hazırlamaktadır. Oysa yangın sonrası doğal yenilenme süreci, doğanın kendi iç dinamiklerine bırakıldığında en sağlıklı şekilde işler. Akdeniz ekosistemleri gibi milyonlarca yıldır yangına maruz kalan yerlerde yapılabilecek en iyi onarım yöntemi, çoğu zaman hiçbir şey yapmamaktır. İnsan müdahalesi, çoğu zaman bu hassas süreci “yok olan ekosistemi yerine getirmek” adına kesintiye uğratır. Özellikle agresif ağaçlandırma çalışmaları, alanların çalı formasyonlarını bastırarak ve topraktaki bitki ve hayvan çeşitliliğini olumsuz etkileyerek habitat yapısını geri dönülmez şekilde değiştirmektedir.

Oysa yangın sonrası doğal yenilenme süreci, doğanın kendi iç dinamiklerine bırakıldığında en sağlıklı şekilde işler.

Ancak bu doğal yenilenme döngüsünün sürdürülebilirliği de günümüzde ciddi seviyede tehdit altındadır. İklim değişikliği nedeniyle yaz ayları daha kurak geçmekte, tohumlar çimlense bile genç fidelerin hayatta kalması zorlaşabilmektedir. Ayrıca, yangın sırasında canlıların kaçabildiği sığınak habitatların insan tarafından gerçekleştirilen habitat kaybı ve parçalanması sebebiyle azalması, hayvanların bu alanlara sığınarak yangın sonrası yenilenme gerçekleştikçe yanmış alanlara geri dönmesini güçleştirmektedir. Dolayısıyla habitat parçalanması, karayolu şebekesi, yerleşim baskısı ve kıyıya yakın kesimlerde artan arazi kullanımı, yangın sonrası peyzajın eskisi gibi toparlanmasını engellemektedir. Bu tehditlerin varlığına karşın, yangına uyarlanmış türlerin günümüzün hızlı değişen çevresel koşullarına nasıl tepki vereceğini ise hâlâ yeterince bilmiyoruz. Bu konudaki bilimsel araştırmaların sayısı sınırlı; özellikle Türkiye gibi yangın geçmişi uzun ama çalışmaların az olduğu ülkelerde bilgi eksikliği daha da belirgin. Bu yüzden, yangın sonrası habitatların korunması kadar, bilimsel olarak anlaşılması da gereklidir.

Ayrıca, yangın sırasında canlıların kaçabildiği sığınak habitatların insan tarafından gerçekleştirilen habitat kaybı ve parçalanması sebebiyle azalması, hayvanların bu alanlara sığınarak yangın sonrası yenilenme gerçekleştikçe yanmış alanlara geri dönmesini güçleştirmektedir.

Sonuç olarak, yangın sonrası biyoçeşitlilik artışı, milyonlarca yıllık evrimsel bir mirasın ürünüdür ve bu miras bize Akdeniz doğasına özgü eşsiz bir zenginlik sunmaktadır. Ancak bu zenginlikten gerçek anlamda faydalanabilmemiz için, yangın sonrası alanları yalnızca rehabilite edilmesi gereken bozulmuş sahalar olarak değil, birer doğal laboratuvar ve koruma önceliğine sahip alanlar olarak görmemiz gerekir. Ateşin ardında yaşam varsa, bu yaşamı tanımanın, anlamanın ve korumanın da bizim sorumluluğumuz olduğunu unutmamamız gerekir.

Etiketler: 22 mayıs uluslararası biyoçeşitlilik günü, akdeniz yangınları, biyoçeşitlilik
GazeteBilim 22 Mayıs 2025
Bu Yazıyı Paylaş
Facebook Twitter Whatsapp Whatsapp E-Posta Linki Kopyala Yazdır
Önceki Yazı Saklayan mabedlerin önemi: Biyoçeşitliliğin korunmasında doğa tarihi müzeleri ve koleksiyonları
Sonraki Yazı Biyoçeşitlilik krizi ve hatay dağ ceylanı örneği

Popüler Yazılarımız

krematoryum fırını

Türkiye’de ölü yakma (kremasyon): Hukuken var, fiilen yok

BilimEtik
23 Kasım 2023
cehalet
Felsefe

“Cehalet mutluluktur” inancı üzerine

Eşitleştiren, özgürleştiren, mutlu kılan, bilgi midir yoksa cehalet mi? Mutlu kılan, cehalet mutluluktur sözünde ifade edildiği gibi, bilgisizlik ve cehalet…

12 Ağustos 2023
deontolojik etik
Felsefe

Deontolojik etik nedir?

Bir deontolog için hırsızlık her zaman kötü olabilir nitekim çalma eyleminin özünde bu eylemi (daima) kötü yapan bir şey vardır.

15 Ağustos 2024
kurt, köpek
Acaba Öyle midir?Zooloji

İddia: “Kurt evcilleşmeyen tek hayvandır!”

Tabii ki bu cümle baştan aşağı yanlıştır. Öncelikle kurt ilk ve en mükemmel evcilleşen hayvandır. İnsanın en yakın dostu köpek…

2 Şubat 2024

ÖNERİLEN YAZILAR

Buzul çağlarından günümüze Anadolu’nun bitki çeşitliliği

Anadolu, biyocoğrafik açıdan benzersiz bir konuma sahip olmasındaki en temel etmenlerin başında üç farklı fitocoğrafik bölgenin (Akdeniz, İran-Turan ve Avrupa-Sibirya)…

Biyoçeşitlilik
26 Mayıs 2025

22 Mayıs Uluslararası Biyoçeşitlilik Günü: Anadolu’nun eşsiz biyolojik çeşitliliğini korumak için bir harekete geçme çağrısı

Biyolojik çeşitlilik, bir parçası olduğumuz yaşam ağının kendisidir: yiyecek ve yem, enerji, ilaç ve genetik kaynak sağlar; insanın fiziksel refahını,…

Biyoçeşitlilik
22 Mayıs 2025

22 Mayıs’ta düşünmek: Biyoçeşitlilik, kriz ve Türkiye’nin geleceği

Her yıl 22 Mayıs’ta kutlanan Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Günü, takvimlerimizde sıradan bir not gibi görünebilir. Oysa bu tarih, 1992’de kabul…

Biyoçeşitlilik
22 Mayıs 2025

Biyoçeşitlilik krizi ve hatay dağ ceylanı örneği

Dünya büyük bir ekolojik yıkım sürecinden geçmektedir. Bazı bilim insanlarının “Altıncı Yok Oluş” olarak adlandırdığı bu sürecin temel nedeni insan…

Biyoçeşitlilik
22 Mayıs 2025
  • Biz Kimiz
  • Künye
  • Yayın Kurulu
  • Yürütme Kurulu
  • Gizlilik Politikası
  • Kullanım İzinleri
  • İletişim
  • Reklam İçin İletişim

Takip Edin: 

GazeteBilim

E-Posta: gazetebilim@gmail.com

Copyright © 2023 GazeteBilim | Tasarım: ClickBrisk

  • Bilim
  • Teknoloji
  • Felsefe
  • Kültür-Sanat
  • Gastronomi
  • Çocuk

Removed from reading list

Undo
Welcome Back!

Sign in to your account

Lost your password?