Anneden gelen mikroplar, yalnızca ilk günlerde değil, uzun vadede de beynin mimarisinde belirleyici rol oynuyor.
Beyza Aydoğdu
GazeteBilim Yazı İşleri
Hepimiz doğduğumuzda dünyaya sıfırdan başlamıyoruz; annemizden sadece genlerimizi değil, görünmez ama çok güçlü bir miras daha alıyoruz: mikroplarımız. Şimdi düşünün, anne karnında veya doğumdan hemen sonra vücudumuza yerleşen bu minik yol arkadaşları, sadece sindirimimizi ya da bağışıklığımızı değil, beynimizin gelişimini de etkiliyor olabilir. Georgia State Üniversitesinden bilim insanlarının yeni araştırması tam da bu çarpıcı noktayı ortaya koyuyor.
Fareler üzerinde yapılan deneylerde, annelerinden hiç mikrop almayan yani “germ-free” ortamda doğan yavrular incelendi. Normalde doğar doğmaz annenin mikrobiyomu, yani vücudundaki yararlı bakteriler, yavruya hızla geçer. Ancak bu fareler mikropsuz büyütülünce, araştırmacılar beynin stres ve sosyal davranışlarla ilişkili bölgesi olan paraventriküler çekirdekte (PVN) şaşırtıcı bir değişim fark ettiler. Nöron sayısı hızla azalıyordu. Üstelik bu durum sadece kısa süreli bir etki değildi. Araştırmacılar, fareler büyüdükçe bu eksikliğin devam ettiğini gözlemledi. Yani anneden gelen mikroplar, yalnızca ilk günlerde değil, uzun vadede de beynin mimarisinde belirleyici rol oynuyordu. Bu da bize şunu söylüyor: Mikrobiyom, hayatın çok erken dönemlerinde devreye giren sessiz bir “beyin inşaat ustası”.
Çalışmayı yürüten ekibin başındaki Alexandra Castillo-Ruiz, bu sonucu şöyle özetliyor: “Mikroplarımızı düşman olarak görmektense, onları beynimizi şekillendiren ortaklarımız olarak düşünmeliyiz.” Onun bu yorumu, aslında uzun süredir tartışılan bir noktaya ışık tutuyor: Doğum şekli, antibiyotik kullanımı ya da annenin sağlığı, çocuğun ilerideki sosyal ve duygusal gelişimini nasıl etkiliyor? Belki de yanıt, işte bu görünmez mikrobiyal yol arkadaşlarında gizli. Elbette bu araştırma farelerle sınırlı, ama sonuçların insanlar için de ipuçları verdiği açık. Sezaryenle doğan çocuklarda veya doğumda antibiyotik verilen bebeklerde gözlenen farklılıkların altında bu mekanizma yatıyor olabilir. Daha çok araştırmaya ihtiyaç var, ancak şimdiden şu kesin: Beynimizi yalnızca genlerimiz değil, mikroskobik dostlarımız da şekillendiriyor.
Kaynak
- https://www.sciencealert.com/your-mothers-germs-may-have-influenced-your-brains-development

