Uydu verileri, okyanus dibinde daha önce bilinmeyen çok sayıda dağı ortaya çıkarıyor. Bu dağlar; okyanus akıntılarını, iklimi ve deniz hayvanlarının evrimini etkilemektedir.
Yazı: Lars Fischer
Çeviri: Beyza Şen
Bugüne kadar deniz dibinin sadece dörtte biri haritalanmıştır. Geri kalan dörtte üçü ise şimdiye kadar hiç bilinmeyen, derin deniz manzaralarını ve muhtemelen on binlerce volkanı barındırmaktadır. Bu volkan bacalarının bilinen sayısı şimdi neredeyse iki katına çıkmıştır. Julie Gevorgian liderliğindeki bir araştırma grubu, uydu verilerinin de yardımıyla derin olan denizin üzerinde bir kilometreden fazla yükselen, toplam 19.325 adet yeni sualtı dağı tespit etti. “Earth and Space Science” adlı bilimsel dergide yayınlanan veriler, daha önce mevcut verilerin yeterince doğru olmadığı, 2500 metre yüksekliğin altındaki küçük volkanları içeriyor. Yeni keşfedilen dağlar; okyanus akıntıları, evrim ve dünya tarihi gibi çeşitli araştırma alanları için büyük önem taşımaktadır. Ayrıca denizaltılar bilinmeyen dağlara da çarpmaktadır.
Gevorgian’ın ekibi, sualtı dağlarının yer çekimi etkisinden faydalandı. Dağların kütlesi, çevredeki suyu çekerek deniz yüzeyinde küçük bir tümsek oluşturmaktadır. Uydular radar kullanarak bu tür hafif yükselmeleri yüksek çözünürlükte ölçmektedir; derin deniz çukurlarını, dağ sırtlarını ve kıtaların sınırlarını gösteren deniz dibinin modern büyük ölçekli haritaları bu teknolojiye dayanmaktadır. Ancak su yüzeyindeki bu tür küçük değişiklikler çok zayıf bir şekilde görünür ve rastgele dalgalanmaların “gürültüsü” tarafından maskelenir.
Ancak, Avrupa Uzay Ajansı ESA’nın CryoSat-2 veya Fransız-Hint SARAL uydusunun AltiKa aracı gibi Dünya gözlem uydularından gelen yeni, çok yüksek çözünürlüklü veriler bu gürültüyü büyük ölçüde azaltabilmiştir. Böylece yaklaşık bir kilometreden daha küçük dağlar artık görülebilmektedir. Çalışma grubu, iki buçuk kilometreden daha küçük yüksekliklerin, su yüzeyinde nasıl fark edilebilir hale geldiğini modellemek için iyi haritalanmış 739 sualtı volkanından elde edilen derinlik verilerini kullandı. Daha sonra bu modeli, su yüzeyinin yükseklik verilerini analiz etmek için kullandılar.
Volkanlar Dünya’nın tarihini ve evrimini gözler önüne seriyor
Derin deniz dağlarının tamamı volkanik kökenlidir. Yükselme, çökme ve erozyon karadaki dağları şekillendirirken, bu etkiler okyanus dibinde pek rol oynamaz. Bunun yerine, denizin dibi volkanik olarak çok daha aktiftir. Okyanusta bulunan kabuk tabakaları arasındaki sınırlar olan denizaltı sırtlarında, magma sürekli olarak yükselir ve çok sayıda küçük volkanlar oluşturur.
Bu bölgeden uzakta bile yükselen magma, denizin dibinden on kilometreye kadar yükselebilen volkanların ortaya çıktığı sıcak noktalar oluşturur. Yerkabuğundaki levhalar, bu tür sıcak noktaların üzerinden yavaşça sürüklenirken, derin deniz dağlarının tüm zincirlerini oluştururlar – örneğin uçlarında hâlâ aktif olan Hawai Adaları ile Emperor Seamounts gibi. Bu nedenle deniz dağı ile ilgili listeler, sıcak noktaların ve denizaltı sırtlarının on milyonlarca yıllık dönemlerdeki hareketleri hakkında bilgi sağlayabilir.
Sualtı dağları başka sorularda da önemli bir rol oynamaktadır. Örneğin, okyanusların kutup bölgelerinde suyun büyük bir kısmı, derin denizlere dökülür- aynı miktarın tekrar yükselmesi gerekir, ancak bunun nerede olduğu bilinmemektedir. Uzmanlar, derin deniz dağlarının ardındaki devasa su girdaplarının, suyu en derin katmanlardan yukarı doğru taşıdığını varsaymaktadır. Ancak bu etkinin ne kadar büyük olduğu bilinmemektedir ve bu, derin deniz dağlarının sayısına da bağlıdır. Buna ek olarak deniz dağları bünyesinde, örneğin balıkçılık için önemli olan çok sayıda türe ve yüksek biyokütleye sahip benzersiz ortak yaşamları barındırır.
Ancak şu ana kadar derin deniz dağlarının ekosistemlerinin birbiriyle nasıl bağlantılı olduğu belirsizdir: Uçsuz bucaksız denizde yalnız adalar mı oluşturuyorlar, yoksa dağdan dağa sıçrayan organizmaları sürekli olarak değiştiriyorlar mı? Su altındaki dağların muazzam sayısı, tüm bunların ortak, birbirine bağlı bir habitat oluşturduğunu düşündürmektedir. Son olarak, deniz hayvanları açısından zengin olan su altı dağları gelecekte daha iyi araştırılmalı ve aşırı avlanma gibi insan etkilerinden korunmalıdır- tabii ki nerede olduklarını bilirseniz bu çok daha iyi sonuç verecektir. Yeni ve daha iyi verilere rağmen uzmanlar, deniz dibinin yükseklik ve derinliklerinin şu anda hâlâ pek çok sır barındırdığından da emin. Ancak aynı zamanda Aralık 2022’de, deniz yüzeyinin yüksekliğini birkaç santimetreye kadar haritalayabilen bir SWOT uydusu fırlatıldı. Böylece sualtı volkanlarının oluşturacağı liste çok daha fazla üyeye sahip olacak.
Kaynak:
https://www.spektrum.de/news/20-000-neue-unterwasserberge-entdeckt/2135586 (son erişim tarihi: 03.05.2023).