GazeteBilim
Destek Ol
Ara
  • Anasayfa
  • Bilim
  • Teknoloji
  • Felsefe
  • Kültür-Sanat
  • Gastronomi
  • Çocuk
  • Etkinlikler
    • Astronomi Dersleri
    • Davranış Nörolojisi Dersleri
    • Eğitimciler İçin Yapay Zekâ Okur-Yazarlığı Dersleri
    • Epigenetik Dersleri
    • Evrim Dersleri
    • Bilim Tarihi Dersleri
    • Hegel Dersleri
    • Kapitalizmin Tarihsel Gelişimi ve İktisadi Düşünce Dersleri
    • Konuşmaktan Korkmuyorum
    • Nörobilim Dersleri
    • Nörohukuk
    • Nörofelsefe Dersleri
    • Öğrenilmiş Çaresizlik
    • Teizm, Deizm, Agnostisizm ve Ateizm Dersleri
    • Teoloji, Bilim ve Felsefe Tartışmaları
    • Zihin Dersleri
  • Biz Kimiz
  • İletişim
Okuyorsun: Geleceğin teknolojileri
Paylaş
Aa
GazeteBilimGazeteBilim
Ara
  • Anasayfa
  • Bilim
  • Teknoloji
  • Felsefe
  • Kültür-Sanat
  • Gastronomi
  • Çocuk
  • Etkinlikler
    • Astronomi Dersleri
    • Davranış Nörolojisi Dersleri
    • Eğitimciler İçin Yapay Zekâ Okur-Yazarlığı Dersleri
    • Epigenetik Dersleri
    • Evrim Dersleri
    • Bilim Tarihi Dersleri
    • Hegel Dersleri
    • Kapitalizmin Tarihsel Gelişimi ve İktisadi Düşünce Dersleri
    • Konuşmaktan Korkmuyorum
    • Nörobilim Dersleri
    • Nörohukuk
    • Nörofelsefe Dersleri
    • Öğrenilmiş Çaresizlik
    • Teizm, Deizm, Agnostisizm ve Ateizm Dersleri
    • Teoloji, Bilim ve Felsefe Tartışmaları
    • Zihin Dersleri
  • Biz Kimiz
  • İletişim
  • Destek Ol
Bizi Takip Edin
  • Biz Kimiz
  • Künye
  • Yayın Kurulu
  • Yürütme Kurulu
Copyright © 2023 Gazete Bilim - Bütün Hakları Saklıdır
GazeteBilim > Blog > Haber > Geleceğin teknolojileri
HaberTeknoloji

Geleceğin teknolojileri

Yazar: GazeteBilim Yayın Tarihi: 17 Eylül 2025 18 Dakikalık Okuma
Paylaş
gelecek
Arkadaşlarınızın hologramlarıyla vakit geçirecek misiniz? Yeni bir ekran türü, 3 boyutlu gibi görünen görüntüler sunuyor. Ancak bu illüzyon yalnızca teknoloji gözlerinizi takip ettiğinde işe yarıyor (bu yüzden bu resim, nasıl olabileceğine dair bir sanatçının konsepti).

Gelecekte kullanabileceğin teknolojilere bir göz at: Hologramlardan yardımcı robotlara kadar, günlük hayatını dönüştürebilecek teknolojiler…

İçindekiler
Hologram olarak bir araya gelKendi kıyafetini basRobotlar senin yerine ev işlerini yapsınHastalıklardan korunPile gerek yok

Kathryn Hulick
Çeviri: Sedef Çakır
GazeteBilim Yazı İşleri

Uyanıyorsun, sonra özel bir gözlük takıyorsun. Güne hazırlanırken bir arkadaşın arıyor. Gözlük, arkadaşının görüntüsünü önünde bir hologram gibi yansıtıyor.

“Yeni bir gömlek tasarladım.” diyor arkadaşın. Gözlerinin önünde şık bir üst beliriyor. Parmaklarınla bir hareket yaparak onu havada döndürüyorsun. “Bunu bugün giymek için hemen bastıracağım!” diyorsun.

Dosyayı yan odadaki 3D yazıcıya gönderiyorsun. Yazıcı vızıldayarak çalışırken, yardımcı robotun öğle yemeğin için sana bir sandviç hazırlıyor.

Daha sonra, ayağına mükemmel uyacak şekilde 3D yazıcıdan basılmış bir çift ayakkabıyı giyerken, gözlüğün bir uyarı sesi çıkarıyor. Havada bir mesaj beliriyor: “Soğuk algınlığı ya da grip olmak üzere olabilirsin.” uyarısı veriyor. Parmağındaki bir yüzükte bir dizi sensör bulunuyor. Bu sensörler, hasta olabileceğini gösteren vücudundaki değişiklikleri tespit etmiş.

Sağlığını takip etmek için o yüzüğü hiç çıkarmıyorsun. Şarj edilmesine de gerek yok çünkü kendi enerjisini vücut ısından alıyor. Henüz kendini hasta hissetmediğini fark ediyorsun. Ama uyarı, emin olmak için maske takmanı, bol su içmeni ve bu gece erken yatmanı öneriyor. Robotun mutfağı toparlarken sen kapıdan çıkıyorsun.

2025’te bu sabah rutini tamamen bilim kurgu olabilir. Ama senin yaşamın boyunca, tüm bu anlar gayet olağan hale gelebilir. Mühendisler ve girişimciler bu teknolojilerin her biri üzerinde çalışıyor. İşte burada, sana onların geleceğine dair vizyonlarını sunuyoruz.

Hologram olarak bir araya gel

Star Wars’ta robot R2-D2, yardım isteyen Prenses Leia’nın bir hologramını yansıtıyor. Leia havada beliriyor ve her açıdan görülebiliyor. Bunun gerçekçi olmadığını belirtiyor Alex Kvasov.

3 boyutlu illüzyonlar üreten gözlükler ise tamamen gerçek. O, bir gün böyle gözlükleri takıp arkadaşlarla sanal bir buluşma yapabileceğimizi düşünüyor. Hatta bir futbol maçını, stadyum sanki önündeki masanın üzerindeymiş gibi deneyimleyebilirsin.

Kvasov, bu geleceği gerçeğe dönüştürmek için İsviçre’nin Lozan kenti dışında kurduğu bir şirket olan CREAL’de çalışıyor. Şirketin şu anda ürettiği gözlükler karmaşık bir optik sistemine bağlı.

Bu optik sistem, saniyede 6.000’e varan hızda görüntüleri gözlerine yansıtıyor. Görüntüler, nesneler gerçekten orada olsaydı ışıklarının gözlerine hangi açıyla ulaşacağını taklit ediyor. Böylece beynin, gözlükten gelen ışıkları (hem gerçek dünyadan hem de illüzyonlardan) bir araya getirip anlamlı bir sahneye dönüştürüyor.

Kameralar, gözlüklerden çekim yaptıklarında CREAL’in 3B etkisini yakalayabilir. Kamera (veya gözleriniz), tıpkı fiziksel olarak önünüzdeki gerçek nesnelerde olduğu gibi, sanal nesnelerin herhangi birine odaklanır.

En etkileyici olan nokta ise, sanal nesneler nereye baktığına bağlı olarak gerçekçi bir şekilde netleşiyor ya da bulanıklaşıyor.

Bu, ışık alanı görüntüleme teknolojisinin bir örneği.

Kvasov, “Bu teknolojiyi çalıştırmak için gereken optikler ve bilgisayarlar (pil gereksiniminden bahsetmeye bile gerek yok) henüz ince bir gözlük çerçevesine sığmıyor. Satışta, artırılmış gerçeklik gözlükleri bulabilirsin. Örneğin Meta, Orion gözlüklerini üretiyor. Ama bunlar yalnızca düz sanal görüntüler yansıtıyor. Başlık kısmı da oldukça büyük. Bugün itibarıyla, bu yapabildiğimizin en iyisi.” diyor.

Geleceğin gözlüklerini beklerken de hologramları başka yollarla deneyimleyebilirsin. Bir grup mühendis, sanal nesnelere dokunmanı ve onları hareket ettirmeni sağlayan geleceğe ait bir ekran geliştirdi.

Ve Leia Inc. adlı şirket, tabletler veya bilgisayarlar için yeni bir ekran türü geliştirdi. Kaliforniya merkezli şirketin pazarlama bölümünü yöneten Jochem Taminiau, “Normal bir ekranın üzerine yerleştirilmiş küçük yapılar katmanı, temelde ışığı yönlendirebilir. Bir kamera, ışığın nereye yönlendirileceğini anlamak için gözlerini takip ediyor. Bu da beynini 3 boyutlu bir sahne gördüğüne inandırıyor.” diyor.

“Bu, bir ekran yerine açık bir pencereye sahip olmak gibi.” diyor Taminiau.

teknoloji
Bir robotun 3 boyutlu yazdırılmış bir elbiseyi (solda) yeni bir stile (sağda) dönüştürmek için ısı tabancası kullandığını izleyebilirsiniz. Gihan Amarasiriwardena, elbisenin “biri ısıya tepki veren ve büzülen, diğeri ise ısıya tepki vermeyen iki lifi var” diye açıklıyor.

Kendi kıyafetini bas

Massachusetts’te büyüyen bir gençken Gihan Amarasiriwardena, kamp yapmayı çok severdi ve kendi ekipmanını yapmak isterdi. Bu yüzden plastik bir çöp torbasına polar kumaş parçaları yapıştırarak sıcak tutan bir yelek yaptı. “Çöp torbası giymek tam da öyle hissettiriyor.” diyor. “Çok sıcak ve terletici!”

Şimdi ise bu mühendis, ortak kurucusu olduğu bir şirkette yeni (ve daha şık) giysi yapma yöntemleri üzerinde çalışıyor. Boston, Massachusetts merkezli bu şirketin adı “Ministry of Supply”. Onun çalıştığı 3D yazıcılar bilgisayarlı örgü makineleri olarak adlandırılıyor. Bu makineler iplikleri ve yünleri birbirine dokuyor. “Bu makinelerin çoğu bir buzdolabı büyüklüğünde.” diyor. “Yani evde sahip olmak isteyeceğimiz türden şeyler değiller.”

teknoloji
Bilgisayarlı örgü makinesi, giyim için bir 3 boyutlu yazıcıdır. Bu makinelerin çoğu yalnızca düz paneller veya borular üretebilir. Ancak burada görülen en yeni türü, tüm bir giysiyi tek seferde örebilir.

Ama bu makineler şimdiden vücuduna özel hazırlanmış kıyafetler üretebiliyor. Örneğin, seni sıcak tutarken çok fazla terletmeyen bir kazak. “Kazağını kişiselleştirmek için vücut ısısını algılayan kameraların önünde duruyorsun. Böylece sıcak noktaları tespit edebiliyoruz.” diyor Amarasiriwardena. “Sonrasında makineler bu noktaların üzerine daha ince malzeme bölgeleri dokuyor.”

Yürürken ayağının basış şeklini ölçen bir pedin üzerine çıkıyorsun. Toplanan veriler, 3D yazıcıya aktarılıyor ve yazıcı çorabın ihtiyacın olan bölgelerine ekstra yastıklama ekliyor. Üstelik, çorapların bazı bölümlerinde kahve telvesinden üretilen özel lifler bulunuyor. Bunlar kötü kokuları emiyor. “Özellikle terleyen kısımlara bu lifleri yerleştiriyoruz.” diye anlatıyor Amarasiriwardena.

Bu kötü koku tutmayan çorapların yanına tabii ki bir de ayakkabı gerekir. “Ayaklarımızın şekilleri birbirinden farklıdır.” diyor Londra merkezli Vivobarefoot’un kurucu ortaklarından  ayakkabı ustası Asher Clark. Şirketin geliştirdiği ayakkabı “scan-to-print-to-soil shoe” modeliyle tanınıyor. Buradaki soil (toprak) ifadesi, ayakkabının tamamen çevre dostu malzemelerden üretildiğine dikkat çekiyor.

Clark, “Bir çift ayakkabı sahibi olmak için önce ayaklar taranır, ardından stil ve renk seçilir. Bir bilgisayar programı bu stili ayağın şekline uyarlar. Sonrasında, ayakkabı özel bir 3D yazıcı türünün içinde oluşur.” diyor. Clark’ın dediğine göre yazıcının içinde “büyük bir toz haznesi” bulunuyor. Bir lazer bu tozun içine ışın gönderiyor ve katman katman kaynaştırıyor.

teknoloji
Bu prototip plastik ayakkabılar, birinin ayaklarının taranmasıyla 3 boyutlu yazıcıyla üretildi. Bu sayede, her ayak biraz farklı boyutta olsa bile (ki çoğu zaman öyle olabilir), o kişinin ayağına eldiven gibi uyacak.

Ortaya çıkan plastik, bahçedeki çim kırpıntıları veya yemek artıkları gibi evdeki kompost kutusunda ayrışmaz. Clark’ın aktardığı bilgilere göre, ayakkabı çok kolay parçalanabilseydi, dışarıda koşup dolaşırken uzun süre dayanmazdı. Ancak endüstriyel bir kompost tesisinde bu malzeme parçalanabilir.

Hem Amarasiriwardena hem de Clark, modayı daha sürdürülebilir hale getirmenin en iyi yolunun daha az ürün üretmek ve her birini daha uzun süre kullanmak olduğunun altını çiziyor. Günümüzde fabrikalar, bir ya da iki kez giyilen ya da hiç kullanılmayan çok sayıda kıyafet ve ayakkabı üretiyor. Bu ürünlerin çok büyük bir kısmı çöp sahalarına gidiyor. Bu yüzden, yalnızca gerçekten ihtiyaç duyduğumuz ve sıkça kullanacağımız şeyleri geri dönüştürülebilir malzemelerle 3D yazıcıda üretmek, modayı daha “yeşil” hale getirebilir.

Clark, birgün, 3D baskının maliyeti düştükçe, pek çok şeyin evlerde üretileceğini ve insanların kendi markalarını yaratacağı ve evde gerçek anlamda “hazır giyim” modası geliştireceği bir trendin ortaya çıkacağını düşünüyor.

Robotlar senin yerine ev işlerini yapsın

“Merhaba, Robot,” diyor Chelsea Finn. “Bir rostbeefli ve peynirli sandviç alabilir miyim lütfen?”
Evde okula hazırlanıyor değil. O, San Francisco, Kaliforniya merkezli Physical Intelligence (kısaca PI) adlı şirketin kurucu ortaklarından biri. Laboratuvarında duruyor ve robot kollarının ekmeği, eti ve peyniri özenle alıp hazırlayışını izliyor.

Bu sandviç yapma robotunda iyileştirmeye açık noktalar var. Henüz hardal veya mayonez süremiyor. Ancak kesintilerle başa çıkabiliyor. Bir ara Chelsea Finn, sandviçine domates eklemesini istedi ve robot planını değiştirebildi.

Yerlerde dolaşarak tüy ve kırıntıları süpüren robotlar, 20 yılı aşkın süredir bazı ailelerin ev işlerine yardımcı oluyor. Fakat, bu robotlar sadece çok belirli işleri yapabiliyordu. Ne kadar tekrarlayıcı ve öngörülebilir olursa, o kadar iyiydi.

Aslında çoğumuzun hayalini kurduğu şey hangi işi verirsek verelim bize yardım edebilecek robotların var olması.

Kaliforniya’daki Stanford Üniversitesinde araştırmacı ve aynı zamanda PI’da da çalışan Lucy Shi, “Çamaşır, yapmak istemediğim şeylerden biri. Fakat, ne yazık ki, çamaşır, robotların da en sevmediği işlerden biri.” diyor.

Kıyafetlerin kendi üstlerine katlanıp buruşmasının öylesine çok yolu var ki,” diye ekliyor Finn.

Geçen yıl şirketi, “pi-zero” isimli yeni bir yapay zekâ modeli duyurdu. “Bu, bir robotun yalnızca tek ve spesifik bir işi değil, birçok farklı şeyi yapmasına olanak sağlıyor.” diyor. Üstelik, bu yapay zekâ modeli, oldukça etkileyici çamaşır katlama işlemlerini bile yönlendirdi.

Ev işlerinizi yapan robotlar yakında geliyor olabilir. PI şirketinin bu gösterisinde, pi-zero adlı yeni bir yapay zeka modeli, robotlara farklı görev türlerinde rehberlik ediyor.

Pi-zero, bir robotun bir görevi yerine getirebilmesi için nasıl hareket etmesi gerektiğini tahmin etmek üzere bir makine öğrenmesi biçimi kullanıyor. Shi, bu modelin farklı türde robot gövdelerini dahi kontrol edebildiğini belirtiyor.

Ancak, robotların evde bizimle etkileşim kurabilmesi için, bizimle iletişim kurabilmeleri gerekiyor. Bu yılın başlarında PI tarafından tanıtılan “Hi Robot”, farklı bir yapay zekâ modeli. Bir kişinin basit ve sözlü yönergelerini yorumlayıp bunları, pi-zero modelinin bir robota yaptırabileceği eylemlere dönüştürebiliyor.

Sandviç yapma örneğinde, Hi Robot Finn’in isteğini sırayla yapılacak bir dizi göreve dönüştürür. Bir dilim ekmek al. Onu kesme tahtasının üzerine koy. Bir dilim rostbeef al. Onu ekmeğin üzerine koy. Daha pek çok adım takip edecektir.

Ama bu kadarla kalmıyor. Hi Robot, kesintilerle de başa çıkabiliyor.

“Gerçek dünyada her türlü beklenmedik şey olabilir.” diyor Shi. “Biri robota geri bildirim verdiğinde, robotun “anında buna tepki verebilmesi gerekir.” diye ekliyor. Hi Robot bunu yapabiliyor. Finn sandviç yapma sürecini kesip bir dilim domates istediğinde, robot durup domatesi sandviçe ekliyor.

Hastalıklardan korun

Pek çok insan zaten akıllı saat veya yüzük takıyor. Bu cihazların sensörleri vücut sıcaklığını, kalp atış hızını, adımları ve daha fazlasını takip edebiliyor. Çok uzun süre oturduğunda sana ayağa kalkıp hareket etmeni hatırlatabiliyor. Eğer çok fazla hareket ediyorsan, antrenman kaydı tutmak isteyip istemediğini sorabiliyor. Yakında bu cihazlar sana çok daha fazlasını söyleyebilecek.

Örneğin, hasta olmaya başlıyorsan akıllı bir cihaz bunun senden bile önce farkına varabilir.

Peter Cho ve Karnika Singh, Durham, Kuzey Carolina’daki Duke Üniversitesinde biyomedikal mühendisleri. Akıllı cihazların hastalığı farketmeye nasıl yardımcı olabileceğini araştırıyorlar.

Singh’in ifade ettiğine göre, COVID-19 pandemisi sırasında gönüllülerin akıllı saat verilerini bağışladığı ve COVID olduklarında onlara haber verdikleri bir çalışma yürüttüler. Sonuçlar, kalp atış hızlarının pozitif COVID testinden 5-10 gün önce yükseldiğini ortaya koydu. Ayrıca, pozitif testten beş gün önce insanlar zaten normalden daha az adım atmaya başlamıştı.

Jessilyn Dunn, Karnika Singh ve Peter Cho’nun akıllı cihazlar üzerinde çalıştığı laboratuvarı yönetiyor. Dunn, giyilebilir cihazların insanların sağlıklarını takip ederek kalp krizi gibi felaketli olaylardan veya diyabet gibi daha sinsi hastalıkların yavaş ilerlemesinden kaçınmalarına nasıl yardımcı olabileceğine dair vizyonunu açıklıyor.

Başka bir testte, Duke araştırmacıları soğuk algınlığı veya grip virüsü kapmaya gönüllü olan kişilerle (tamamen bilim uğruna) çalıştı. Cho, “Yaklaşık 10 gün boyunca kliniğe geliyorlar,” diyor. Bu süre zarfında, hastalandıklarında karantinada kalmayı kabul ettiler. Araştırmacılar ise onları süreç boyunca yakından takip etti.

Bu takip sürecine bir akıllı saatin kullanımı da dahildi. Yalnızca bu saatin verileri, birinin ağır mı yoksa hafif mi semptomlar göstereceğini saptayabiliyordu. Üstelik bu veriler, semptomlar ortaya çıkmadan tam 12 saat önce bunu öngörebiliyordu.

Sensör verileri tek başına ne COVID’i ne gribi ne de basit bir soğuk algınlığını teşhis edebilir. Singh’in söylediğine göre bunun nedeni başka hastalıklar ya da yaşam tarzındaki değişiklikler de olabilir. Fakat, bu tür uyarılar kesinlikle bir uyarı niteliğinde olabilir. Kullanıcıyı maske takmaya ya da test yaptırmaya yönlendirebilir. Böylece, daha bulaşıcı olduklarını fark etmeden önce hastalığı bulaştırmalarının önüne geçilebilir.

Finlandiya’nın Espoo kentindeki Aalto Üniversitesinde endüstri mühendisliği alanında doktora öğrencisi olan Märt Vesinurm, “Akıllı saat uyarıları, bir başka pandemiyi bile önlemeye yardımcı olabilir.” diyor.

“COVID-19 pandemisi sırasında insanlar çoğu zaman kendilerini hasta hissetmeden önce hastalığı başkalarına bulaştırdı. Eğer cihazlar bu dönemde birini uyarırsa, yayılımı oldukça azaltırdı.” diye ekliyor. Ne kadar azaltabileceğini görmek için ise kendisi ve bazı Amerikalı meslektaşları, bir saatin erken uyarısının ne kadar fayda sağlayabileceğini ölçmek üzere birlikte çalıştı.

Bu veriler doğrultusunda harekete geçmenin, hastalık yayılımını yaklaşık %40 ile %65 oranında azaltma potansiyeline sahip olduğunu ortaya koydular. Ekip, Mart ayında PNAS Nexus’ta yayımladıkları sonuçta bunun “mevsimsel hastalıkları yönetmede ve gelecekteki pandemilerin seyrini değiştirmede akıllı saatlerin devrim niteliğindeki potansiyeline” işaret ettiğini vurguladı.

Yeni giyilebilir sensörler, bir kişinin sağlığı hakkında çok daha ayrıntılı veriler sunabiliyor. Bazı sensörler, deriden çıkan teri test ediyor. Bu testler, daha fazla su içmemiz gerekip gerekmediği de dahil birçok şeyi tespit edebilir. Bir başka yeni sensör ise deriden girip çıkan gazları ölçüyor ve bazı enfeksiyon türlerinin tespitine yardımcı olabilir.

Pile gerek yok

Hologram gözlükler, sandviç yapan robotlar, 3D yazıcılar ve sağlık takibi yapan saatlerin hepsinin ortak bir şeye ihtiyacı var: enerjiye. Günümüzdeki akıllı cihazların hepsinde güç için hacimli piller bulunuyor. Ve o pili şarj etmeyi unuttuğunda, elinde çalışmayan bir cihazla kalıyorsun.

Fakat, gelecekte bunun başka bir yolu olabilir.

Seattle’daki Washington Üniversitesinde mühendis olarak görev yapan Mohammad Malakooti, “Giyilebilir cihazlar ve küçük sensörler, vücut ısısı ya da hareketten gelen enerjiyle çalışabilir.” diyor.

Onun ekibi bu şekilde bir cihaz üretti.

Geçen yıl, bu cihazın vücut ısısını toplayarak bir LED ışığını çalıştırmaya yetecek kadar elektrik üretebildiğini ortaya koydu. Bu, termoelektrik malzemelere dayanıyor. Bu malzemelerin bir tarafı sıcağa, diğer tarafı soğuğa maruz kaldığında, ısıyı elektriğe dönüştürüyorlar.

teknoloji
Bir gün, esnek ve bükülebilir elektrik jeneratörleri ceket gibi giysilere dikilebilecek. Malakooti’nin ekibi, büyük hasarlara dayanıklı bir jeneratör üretti. Mason Zadan, “Ceketinizi çıkarıp yere atsanız bile cihaz kırılmayacak” diyor.

Ürettikleri cihazı yumuşak, esnek ve dayanıklı. “Defalarca delinse bile çalışmaya devam edebilir.” diyor Malakooti.

2010’ların sonlarında, Pittsburgh, Pensilvanya’daki Carnegie Mellon Üniversitesindeyken üzerinde çalışmaya başladı. O dönemde Mason Zadan da onunla birlikte çalışıyordu.

Sonraki birkaç yıl içinde Zadan, aynı fikri farklı bir yöne taşıdı. Geçen yıl, Carnegie Mellon’daki başka bir araştırma ekibiyle birlikte, kalp atış hızını ve kalp sağlığıyla ilgili diğer şeyleri ölçen giyilebilir bir sensöre güç veren bir versiyon geliştirdi.

“Laboratuvarda, araştırmacılar böyle bir cihaza olabilecek en iyi miktarda sıcaklık ve soğuk sağlayabiliyor. Fakat, gerçek dünya ortamı sürekli değişiyor. İnsanlar ya futbol oynuyor ya da içeride oturuyor olabilir.” diyor Zadan. Bu yüzden araştırmasının bir parçası olarak cihazı koşu bandında ve dışarıda yürürken taktı.

teknoloji
Mason Zadan’ın taktığı kol bandı, vücut ısısını elektriğe dönüştüren malzemeler içeriyor. Zadan, bunun koşu bandında koşmak veya dışarıda yürümek gibi günlük aktiviteler sırasında ne kadar iyi çalıştığını test etti.

Dışarısı çok sıcak olduğunda cihazın enerji üretmediğini fark etti. Ancak, sıcaklık düştüğünde yeniden çalışmaya başladı.

Bir başka dezavantaj ise bu tür cihazların çok az miktarlarda enerji üretmesi. “Telefonlar çok fazla enerji gerektiriyor,” diyor Malakooti. Bu yüzden onun yeni cihazı, bir akıllı telefonu (ya da bir çift hologram gözlüğü) şarj edemiyor.

Zadan, “Ama cihazı çalıştırmanın tek yolu vücut ısısı değil. Bazı füturistik malzemeler gerildiğinde, sıkıştırıldığında ya da sürtündüğünde elektrik üretiyor. Yani bunlar farklı hareket türlerini enerjiye dönüştürebilir. Gelecekte, bu yaklaşımların bir kombinasyonunu kullanabileceğimizi umuyorum. O zaman belki de pilleri tamamen ortadan kaldırabiliriz.” diyor.

Bu beş teknoloji, mühendislerin dünyamızı dönüştürmek için üzerinde çalıştığı fikirlerin yalnızca küçük bir örneği. Her birinin mağaza raflarına ulaşması yıllar, hatta on yıllar alabilir. Bu da demek oluyor ki, bu futuristik vizyonları gerçeğe dönüştürmeye yardımcı olacak mühendislerden ya da tasarımcılardan biri sen olabilirsin.

Kaynak:

Get a sneak peek at the tech you may use in the future

Son Erişim Tarihi: 15/09/2025

Etiketler: cihaz, hologram, robot, teknoloji
GazeteBilim 17 Eylül 2025
Bu Yazıyı Paylaş
Facebook Twitter Whatsapp Whatsapp E-Posta Linki Kopyala Yazdır
Önceki Yazı haşhaş Türkiye’de haşhaş bitkisinin önemi
Sonraki Yazı yapay zeka Türk akademisyen öncülüğünde yapay zekâ devrimi

Popüler Yazılarımız

krematoryum fırını

Türkiye’de ölü yakma (kremasyon): Hukuken var, fiilen yok

BilimEtik
23 Kasım 2023
cehalet
Felsefe

“Cehalet mutluluktur” inancı üzerine

Eşitleştiren, özgürleştiren, mutlu kılan, bilgi midir yoksa cehalet mi? Mutlu kılan, cehalet mutluluktur sözünde ifade edildiği gibi, bilgisizlik ve cehalet…

12 Ağustos 2023
deontolojik etik
Felsefe

Deontolojik etik nedir?

Bir deontolog için hırsızlık her zaman kötü olabilir nitekim çalma eyleminin özünde bu eylemi (daima) kötü yapan bir şey vardır.

15 Ağustos 2024
kurt, köpek
Acaba Öyle midir?Zooloji

İddia: “Kurt evcilleşmeyen tek hayvandır!”

Tabii ki bu cümle baştan aşağı yanlıştır. Öncelikle kurt ilk ve en mükemmel evcilleşen hayvandır. İnsanın en yakın dostu köpek…

2 Şubat 2024

ÖNERİLEN YAZILAR

Ray Kurzweil ve yaklaşan teknolojik tekillik: İnsanlığın yeniden tanımlanacağı çağ

1999 yılında yayımlanan The Age of Spiritual Machines kitabında Ray Kurzweil, yapay zekânın (AI) yükselişini ve insanlık üzerindeki dönüştürücü etkilerini…

Yapay Zekâ
4 Kasım 2025

Zekânın bedeli otizm olabilir mi?

Otizmi yalnızca bir “bozukluk” olarak görmek yerine, onu insan zekasının evrimsel hikâyesinin bir parçası olarak okumak mümkün olabilir.

HaberSinirbilim
22 Ekim 2025

Bilim insanları ilk kez yapay nöron üretti!

Yeni oluşturulan bu modelin biyolojik bir nöronla doğrudan ve oldukça gerçekçi bir şekilde iletişim kurabildiği görüldü.

HaberSinirbilim
22 Ekim 2025

Yapay zekâ çağında eğitim: Sistemin gerçek amacı artık bilgi değil, bağımlılık

Bugün eğitim kurumları meslek kazandıran yerler değil, borçlandırma ve zihinsel uyum süreçlerinin uygulandığı merkezler hâline geldi. Üniversiteler devasa harçlar talep…

GenelYapay Zekâ
21 Ekim 2025
  • Biz Kimiz
  • Künye
  • Yayın Kurulu
  • Yürütme Kurulu
  • Gizlilik Politikası
  • Kullanım İzinleri
  • İletişim
  • Reklam İçin İletişim

Takip Edin: 

GazeteBilim

E-Posta: gazetebilim@gmail.com

Copyright © 2023 GazeteBilim | Tasarım: ClickBrisk

  • Bilim
  • Teknoloji
  • Felsefe
  • Kültür-Sanat
  • Gastronomi
  • Çocuk

Removed from reading list

Undo
Welcome Back!

Sign in to your account

Lost your password?