Uyku ve uyanıklık arasında gördüğü sanrılar Dalí’ye zihnin açık olduğu durumlarda fark edemediklerini gösterdiğini düşündürmüştür. Bu nedenle, sanrılarını, rüyalarını, hayallerini, resmetmiştir.
“Dünya, benim tasarımımdır.”[1] der, Schopenhauer: Şeylerin ancak bilen bir özne ile ilişki halinde olan bir tasarım olarak var olduğunu düşünür. Sanat alanının da sanatçının şeyler hakkındaki tasarımlarının bir biçimi olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu öyle bir biçimdir ki şeylerin gerçek doğasını kavrayan sanatçının bir yaratımı olarak var olur. Böylece sanat eseri evrenin işleyişine hâkim olan yasanın sanatçı tarafından dışavurumudur.
Sanat tarihine baktığımızda bu tasarımların yaratıcılarından biri de Salvador Dalí’dir. Sürrealist resmin öncülerinden, hem kişiliği hem de eserleriyle modern sanata büyük katkılar sağlayan Salvador Dalí, 11 Mayıs 1904 tarihinde İspanya’nın Katalonya bölgesinde doğdu.
Çocukluğundan beri resim yapan Dalí, 12 yaşlarındayken çevresindeki kişilerin de desteğiyle resim dersleri almaya başladı. Henüz o zamanlar yaptığı resimler gelecekte ismini duyurmuş bir ressam olacağının habercisiydi.
Akademinin ona kattığı en önemli şey sonrasında önemli eserlerinin temsil ettiği sürrealist yaklaşımlarla tanışmasıydı.
Lise döneminin ardından 1922’de Madrid’de Kraliyet Sanat Akademisi’ne girdi. Dik başlı yapısından ötürü okuldan iki kere uzaklaştırıldı. Akademinin ona kattığı en önemli şey sonrasında önemli eserlerinin temsil ettiği sürrealist yaklaşımlarla tanışmasıydı.
Sürrealizm
Birinci Dünya Savaşı’nın etkileri her alanda olduğu gibi sanatta da kendisini gösterdi. Bu dönem, savaşın meydana getirdiği ideolojik ortamdan beslenen, dadaizm ve sürrealizm gibi akımlar ortaya çıkmaya başladı. Dalí’nin 20. yüzyıl sanatındaki öneminin en büyük nedeni de kuşkusuz sürrealizmin etkisi altında olmasıdır.
1924’te André Breton tarafından yayımlanan “Sürrealizm Bildirgesi” ile sanatta, bilinçdışı imgeler ve düşsel öğelerle toplumsal uzlaşımların ve sağduyunun zorunluluklarının ortadan kaldırılması düşüncesi hâkim olmuştu.[2] Hayali görüntülerin fiziksel nesnelere dönüştürüldüğü sürrealist resim, zaten hayalperest bir kişiliğe sahip olan Dalí’yi hızla etkisi altına aldı ve nitekim Breton’un öncülüğünde yapılan sürrealizm toplantılarına giderek, tümüyle bu çevreye girdi.
Dalí’nin sanatı tam manasıyla onun dünya tasarımıydı. Bu tasarım, bilinçli şekilde bilinçdışıydı. Dalí, gerçeğe bu şekilde ulaşılabileceğini düşünüyordu.
Sürrealizm geleneksel sanat biçimlerine karşıydı, sanatta esas olan bireyin bilinçdışı isteklerinin ortaya çıkması ve böylelikle özgürleşmesini sağlamaktı.[3] Bu düşünce Dalí’yi ve diğer sürrealistleri Sigmund Freud’un çalışmalarına yöneltti. Çünkü Freud’un psikanalizi, bilinçaltında gerçekte kim olduğumuz konusunda bilgi veriyordu.[4]
Sürrealizmin ve Freud’un etkisi Dalí’nin sanatında “eleştirel paranoya” dediği yeni bir yöntem geliştirmesini sağladı.
Eleştirel paranoya yöntemi
Dalí’nin 1930’larda ortaya koyduğu eleştirel paranoya yöntemine göre, gerçeklik, onu algılayış biçimi değiştirilerek elde edilir. Böylece gerçek, halüsinasyon, rüya, hipnoz gibi bilinçdışı durumların açığa çıkarılmasıyla kendisini gösterir.
Uyku ve uyanıklık arasında gördüğü sanrılar Dalí’ye zihnin açık olduğu durumlarda fark edemediklerini gösterdiğini düşündürmüştür. Bu nedenle, sanrılarını, rüyalarını, hayallerini, resmetmiştir. Hatta Freud’la tanıştığında bu konudaki düşüncelerinden bahsetmiştir.[5] Ancak Freud kendisiyle pek ilgilenmemiştir.
Dalí’nin sanatı tam manasıyla onun dünya tasarımıydı. Bu tasarım, bilinçli şekilde bilinçdışıydı. Dalí, gerçeğe bu şekilde ulaşılabileceğini düşünüyordu. Günümüzde onun eserlerine baktığımızda bu savında haklı olduğunu düşünebiliriz.
Sürrealist eserleri
Bir sanatçıyı tanımak onun eserlerini anlamaktan geçer. Çünkü bir sanatçının eserleri dünyayı görme biçimini ifade eder. Dalí’nin sanat dünyasına armağan ettiği birkaç esere bakmak bu bakımdan gereklidir.
Salvador Dalí’nin belki de en bilinen tablosu La persistencia de la memoria (Belleğin Azmi) 1931 yılında yapılmıştır.

Sürrealist düşüncenin etkisiyle yaptığı tabloda ana konu zamandır. Zaman salt belleğimizdedir ve bu yüzden resimde saatler erimektedir. Dolayısıyla zamanın teknik ölçümünün hiçbir anlamı yoktur.[6] Resimdeki kalıcılık ise yalnızca mekândadır. Zaman geçse de mekân bellekte sabittir.
1936 yılına geldiğimizde İspanya İç Savaşı kapıdaydı. Dalí bu atmosferde savaş hakkındaki öngörüsünü resmetti. Construcción blanda con frijoles hervidos (Haşlanmış Fasulyelerle Yumuşak Yapı) bilinçaltının kehanet gücü olduğunu gösterdiğini söylediği tablosuydu.[7]

Nitekim şiddetin ürkütücülüğünü yansıtan bu tablodan hemen sonra İspanya İç Savaşı çıktı. Resimde uzuvları eksik iki kişi kazanılamayan bir mücadele içerisine girmiştir. Dikkat çeken unsur ise tek yiyeceğin Antik dönemlerde açlığın ve savaşın simgesi olan fasulye olmasıdır. Tüm bu unsurlarla Dalí, savaşın içindeki İspanya vatandaşının halini öngörmüştür.
İkinci Dünya Savaşı’na tanık olan Dalí’nin sanatı siyasi düşüncelerinin de bir görünümü olmuştur. Hitler’in iktidara gelişinden etkilenmesiyle 1938’de El enigma de Hitler (Hitler’in Bilmecesi) tablosunu yapmıştır.

Tabloda bağlantısı kopan bir telefon ve telefonun altında Hitler resmi göze çarpmaktadır. Bunlar Hitler ve İngiltere Başbakanı Neville Chamberlain arasındaki telefon konuşmalarına bir göndermedir. Bağlantısı kopuk telefon ise bu görüşmelerin olumsuz sonucunu imler.
Dalí’nin Amerika’da yaşadığı dönem yaptığı bir diğer dikkat çekici tablosu ise Niño geopolítico mirando el nacimiento del hombre nuevo (Yeni İnsanın Doğuşunu İzleyen Jeopolitik Çocuk) olmuştur.

Bu tabloda dünya, Dalí’nin eserlerinde sık karşılaşılan bir figür olan yumurta şeklindedir. Üstünde kıtaların bulunduğu yumurtadan bir eliyle Avrupa kıtasından destek alarak doğan bir insan resmedilmiştir. Bu Amerika’nın doğumudur ve doğarken tüm dünyayı yerinden oynatmaktadır. Dalí burada Amerika’nın gücünün yanında şiddetini de göstermiş olsa gerektir.
Alışılmışın dışında kişiliğiyle sanat tarihinde daha sayamayacağımız kadar çok eser bırakmış olan Salvador Dalí, 23 Ocak 1989’da kalp yetmezliğinden hayata gözlerini yumdu. Sanat dünyasına katkıların için teşekkürler Dalí…
Kaynakça
Saladyga, Stephen Francis, (2006), The Mindset of Salvador Dalí, Lamplighter, Volume 1:3.
Schopenhauer, Arthur, (2018), İsteme ve Tasarım Olarak Dünya, (çev. Levent Özşar), İstanbul, Biblos Yayınevi.
Weyers, Frank, (2005), Salvador Dalí Hayatı ve Eserleri, (çev. Sema Bulutsuz), İtalya, Literatür Yayıncılık.
https://www.freud.org.uk/2019/02/04/when-Dalí-met-freud/ (son erişim tarihi: 08.05.2023).
https://www.theartstory.org/artist/Dalí-salvador/ (son erişim tarihi: 08.05.2023).
[1] A. Schopenhauer, 2018, İsteme ve Tasarım Olarak Dünya, (çev. Levent Özşar), İstanbul, Biblos Yayınevi, s. 6.
[2] F. Weyers, 2005, Salvador Dalí Hayatı ve Eserleri, (çev. Sema Bulutsuz), İtalya, Literatür Yayıncılık, s. 26.
[3] F. Weyers, 2005, s. 27.
[4] S. F. Saladyga, 2006, The Mindset of Salvador Dalí, Lamplighter, Volume 1:3
[5] https://www.freud.org.uk/2019/02/04/when-Dalí-met-freud/ (son erişim tarihi: 08.05.2023).
[6] F. Weyers, a.g.e., s. 28.
[7] https://www.theartstory.org/artist/Dalí-salvador/ (son erişim tarihi: 08.05.2023).