21. yüzyılın başlarında, teknoloji şirketleri küresel ekonomi ve toplumsal yapıyı şekillendirmede olağanüstü bir güç kazandı. Google, Microsoft, Nvidia, Meta (eski Facebook) ve Amazon gibi dev şirketler, yalnızca pazar paylarıyla değil aynı zamanda dijital altyapıyı kontrol etme kapasiteleriyle dikkat çekiyor. Bu şirketlerin yükselişi, Amerikan kapitalizminin modern bir biçimi olan “dijital kolonizasyon” kavramını ortaya çıkardı. Bu makalede, bu süreç nasıl işlediği, küresel eşitsizliklere nasıl katkıda bulunduğu ve sol dünya görüşü çerçevesinde eleştirilmesi gereken boyutları incelenecektir.
Osman Akın
21. yüzyılın başlarında, teknoloji şirketleri küresel ekonomi ve toplumsal yapıyı şekillendirmede olağanüstü bir güç kazandı. Google, Microsoft, Nvidia, Meta (eski Facebook) ve Amazon gibi dev şirketler, yalnızca pazar paylarıyla değil aynı zamanda dijital altyapıyı kontrol etme kapasiteleriyle dikkat çekiyor. Bu şirketlerin yükselişi, Amerikan kapitalizminin modern bir biçimi olan “dijital kolonizasyon” kavramını ortaya çıkardı. Bu makalede, bu süreç nasıl işlediği, küresel eşitsizliklere nasıl katkıda bulunduğu ve sol dünya görüşü çerçevesinde eleştirilmesi gereken boyutları incelenecektir.
Amerikan Kapitalizmi ve Dijital Kolonizasyonun Temelleri
Amerikan kapitalizmi, serbest piyasa ekonomisi, rekabetçi avantajlar ve sürekli büyüme felsefesi üzerine kuruludur. Ancak son yıllarda bu model, dijitalleşme ile birleşerek yeni bir boyut kazandı. Büyük teknoloji şirketleri, veri madenciliği, yapay zeka, bulut bilişim ve sosyal medya gibi alanlarda küresel bir monopollere dönüştü. Bu şirketler, artık sadece ürün veya hizmet satmıyor; aynı zamanda insanların günlük yaşamlarını, iletişimlerini ve bilgi erişimini kontrol ediyor.

Bu durum, tarihsel kolonizasyonun modern bir versiyonu olarak yorumlanabilir. Tarihsel kolonizasyonda sömürgeci güçler, doğal kaynakları ele geçirip yerel halkları sömürürken, dijital kolonizasyonda ise veri, en değerli “hammadde” haline geldi. Veri, günümüzün petrolü olarak nitelendirilir ve büyük teknoloji şirketleri bu kaynağı elinde tutarak küresel bir hegemonya kurdu.
Sayısal Verilerle Desteklenen Gerçekler
Pazar Değerleri ve Ekonomik Güç
- 2023 itibarıyla, Apple, Microsoft, Google, Amazon ve Meta’nın toplam piyasa değeri yaklaşık 9 trilyon dolara ulaştı. Bu rakam, birçok ülkenin gayri safi yurt içi hasılasından (GSYİH) daha fazladır.
- Örneğin, Kenya’nın yıllık GSYİH’si yaklaşık 110 milyar dolar iken, Amazon’un yıllık geliri bu rakamın birkaç katını aşmaktadır.
Veri Toplama ve Monopol Yapısı
- Google, dünya çapında arama motoru pazarının %90’ından fazlasını kontrol ediyor. Bu, kullanıcıların internette neyi aradıkları, nerede gezindikleri ve hangi reklamlara tıkladıkları hakkında derin bilgiler sağlıyor.
- Meta, Facebook, Instagram ve WhatsApp üzerinden aylık 3,5 milyardan fazla aktif kullanıcının verisine sahip. Bu veriler, hedefli reklamcılık için kullanılıyor ve şirketin yıllık gelirlerinin büyük kısmını oluşturuyor.
Bulut Bilişim ve Altyapı Kontrolü
- Amazon Web Services (AWS), bulut bilişim pazarının yaklaşık %32’sini elinde tutuyor. Bu, birçok hükümet, üniversite ve şirketin verilerini AWS sunucularında saklamak zorunda olduğu anlamına geliyor.
- Microsoft Azure ve Google Cloud da benzer şekilde küresel altyapıyı kontrol ediyor. Bu durum, özellikle gelişmekte olan ülkeler için bağımlılık yaratıyor.
Yapay Zeka ve Donanım Monopolü
- Nvidia, yapay zeka ve grafik işlemcileri (GPU) alanında neredeyse tekel konumunda. Bu, AI araştırmalarını ve uygulamalarını tek bir şirketin kontrolü altına sokuyor.
- Yapay zeka modelleri, genellikle Batılı şirketler tarafından geliştiriliyor ve bu modeller, kültürel önyargılar ve Batı merkezli bir dünya görüşü taşıyor.

Dijital Kolonizasyonun Etkileri
Küresel Eşitsizliklerin Derinleşmesi
- Gelişmekte olan ülkeler, teknoloji altyapısını Batılı şirketlere bağımlı kalarak inşa ediyor. Örneğin Afrika’daki birçok ülke, internet erişimini Google ve Facebook’un projeleri aracılığıyla sağlıyor. Bu, yerel teknoloji sektörünün gelişimini engelliyor.
- Veri madenciliği, zengin ülkelerin daha da zenginleşmesine ve fakir ülkelerin sömürülmesine yol açıyor. Kullanıcı verileri, Batı merkezli şirketler tarafından toplanıp işleniyor ve bu süreçten yerel halk hiçbir ekonomik kazanç sağlamıyor.
Kültürel Homojenizasyon
- Sosyal medya platformları ve arama motorları, Batılı kültür ve değerleri yaymada etkili bir araç haline geldi. Bu durum, yerel kültürlerin yok olmasına ve küresel bir homojenizasyona yol açıyor.
- Örneğin, TikTok ve Instagram gibi platformlar, genç nesiller arasında tüketim odaklı bir yaşam tarzını teşvik ediyor.
Demokrasi ve Gizlilik Sorunları
- Veri toplama ve manipülasyon yetenekleri, demokratik süreçleri tehlikeye atıyor. Cambridge Analytica skandalı gibi olaylar, bu riskleri açıkça gösterdi.
- Kullanıcı gizliliği, şirketlerin kar amacı uğruna feda edilen bir kavram haline geldi. İnsanlar, kişisel verilerinin nasıl kullanıldığını bilemeden bu sistemlere dahil olmak zorunda kalıyor.
Son tahlilde, dijital kolonizasyon şu sorunları gündeme getiriyor:
Emek ve Sömürü
- Büyük teknoloji şirketleri, düşük ücretli işçilerden oluşan küresel bir emek zinciri üzerinde çalışıyor. Örneğin, Amazon depolarındaki çalışanlar, aşırı çalışma koşulları altında uzun saatler çalışırken, şirketin CEO’su Jeff Bezos milyarlarca dolarlık bir servete sahip.
- Yapay zeka modellerinin eğitilmesi için kullanılan veri etiketleme işleri, genellikle gelişmekte olan ülkelerdeki düşük ücretli işçiler tarafından yapılıyor.

Devlet Müdahalesi ve Kamu Mülkiyeti
- Sol görüş, teknoloji altyapısının kamu mülkiyetinde olması gerektiğini savunur. İnternet ve veri, insanlığın ortak malı olarak değerlendirilmeli ve özel şirketlerin kontrolünden çıkarılmalıdır.
- Örneğin, bulut bilişim hizmetleri, devletler tarafından sağlanmalı ve yerel ekonomilere katkıda bulunmalıdır.
Alternatif Modeller
- Sol dünya görüşü, platform kooperatifleri ve açık kaynak teknolojiler gibi alternatif modeller öneriyor. Bu modeller, kar odaklı şirketler yerine topluluk odaklı yaklaşımlar benimseyerek eşitliği ve adaleti teşvik edebilir.
Sonuç
Google, Microsoft, Nvidia, Meta ve Amazon gibi şirketler, Amerikan kapitalizminin modern bir aracı olarak hareket ediyor ve küresel bir dijital kolonizasyon sürecini tetikliyor. Bu süreç, veri sömürüsü, kültürel homojenizasyon ve demokratik süreçlerin bozulması gibi ciddi sorunlara yol açıyor. Sol dünya görüşü, bu sistemi eleştirmekle kalmıyor, aynı zamanda alternatif modeller öneriyor. Gelecekte, teknolojinin insani ihtiyaçlara hizmet etmesi ve eşitsizlikleri azaltması için kapsamlı düzenlemeler ve toplumsal mücadeleler gerekiyor. Aksi takdirde, dijital kolonizasyon, küresel adaletsizliklerin kalıcı bir unsuru haline gelebilir.
Kaynakça:
- Statista (2023): Global Tech Market Analysis
- Oxfam Report (2023): Digital Inequality and Economic Power
- The Guardian: Articles on Data Colonialism

